• DOLAR 32.53
  • EURO 34.962
  • ALTIN 2455.39
  • ...
Şura Suresi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber

SURELERİ  TANIYALIM / ŞURA SURESİ

Şura suresi, Mushaf`taki sıralamada 42., İniş sırasına göre 62. suredir. 38. ayetinde geçen ve “danışma, istişare etme” anlamına gelen şûra kelimesi sureye ad olmuştur. “Hâ-mîm-ayn-sîn-kaf sûresi” veya kısaca “Ayn-sîn-kaf sûresi” diye de anılır. Birçok mushaf ve tefsirde “Mü`min. sûresi” şeklinde geçer. Fakat muhtemelen, 40. sure olan Gâfır suresinin de diğer adı Mümin olduğu için bu isimle anılması yaygın değildir.

Nüzul Zamanı: Nüzul zamanıyla ilgili kesin kayıt bulunmamasına rağmen bu sure muhtemelen “Fussilet Suresi”nden hemen sonra nazil olmuştur. Çünkü bu surenin muhtevası, “Fussilet Suresi”nin adeta bir devamı niteliğindedir.

Konu: Surenin girişinde şöyle denilmiştir: “Sizler, elçimizin getirdiği mesaj hakkında niçin dedikodu yapıyorsunuz? Rasulullah`ın (s.a) bu daveti yeni bir şey olmadığı gibi, bu davet tarihte ilk defa gönderiliyor da değildir. Nitekim Allah, daha önce de seçtiği kullarına vahyini indirmiş ve insanlara hidayet göndermiştir. O halde kainatın yaratıcı ve hakimi olan Allah`ın biricik mabut oluşunda ne gibi bir acayiplik bulunmaktadır?

Asıl acayip olan, Allah`ın yarattığı nimetlerden yararlanmanıza rağmen, başkalarını ma`bud ittihaz etmeniz ve sizleri tevhide davet eden birine kızmanızdır. Oysa sizleri ve kainatı yaratan Allah`a ortak koşmanız, çok büyük bir cürümdür. Bu yüzden, göğün üzerinizde çatlaması, hiç de acayip olmaz. Söz konusu küstahlığınıza melekler dahi hayret etmekte ve her an azabın üzerinize gelebileceğinden çekinmektedir.

Bundan sonra bir şahsın nebi veya Resul olarak gönderilmesinin, onun, insanların kaderini elinde tuttuğu ve onların nasiplerini değiştirebileceği anlamına gelmeyeceği anlatılmaktadır. Zaten hiçbir peygamber, böyle bir iddiada da bulunmamıştır. İnsanların kader ve kısmetleri ancak Allah`ın elindedir. Peygamberlerin vazifesi ise, sadece gaflet içinde olanları uyarmak ve onlara doğru yolu göstermektir. Peygamberi inkar ederek, ondan yüz çevirenlerden hesap sorulacak ve muhakkak surette azaba çarptırılacaklardır. Ancak, bunu Allah yapacaktır. Dolayısıyla, kendilerine tabi olmadığınızda ya da karşı geldiğinizde, sizleri helâk etmek ve kahretmekle tehdit eden dinî önderlerinizin iddia ettiği gibi, peygamberlerin de aynı iddiayla ortaya çıktığı düşüncesini zihninizden çıkarın. Bu yanlışın tashihi yanısıra, şu hususa da değinilmiştir: “Peygamber (s.a) sizlerin iyiliğinizi ister, kötülüğünüzü değil. Bu yüzden o, takip ettiğiniz yolun felakete götürdüğünü söyleyerek sizleri doğru yola davet etmektedir.”

Daha sonra Allah Teâlâ; “Niçin her insanı doğuştan hak yola koymadığı ve insanların inhiraf ederek sapıklığa düşmelerine izin verdiği” gibi meseleleri açıklamıştır. İnsanlara böyle bir serbestî tanımasının nedeni olarak da, onların kendi iradeleriyle Allah`ı tanımalarının ve böylece O`nun sonsuz nimetlerine kavuşmalarının istendiği bildirilmiştir. Bu özellik ise diğer mahlukata verilmemiştir. Bazı insanlar, kendi şuur ve iradeleriyle Allah`ı veli edinirler. İşte bu insanlara, Allah yardım eder, onlara doğru yolu gösterir, salih ameller nasip eder ve onları kendi rahmeti altına alır. Allah`tan başka veli edinen kimseler ise, Allah`ın rahmetinden mahrum kalırlar. Burada ayrıca gerçek velinin Allah olduğundan ve başka hiç kimsenin velâyet hakkına sahip bulunmadığından bahsedilmiştir. Bir kimsenin başarısı, gerçek velisini tespit edebilmesine, yani yalnız Allah`ı veli edinebilmesine bağlıdır.

Daha sonra Rasulullah`ın öne sürdüğü iddianın keyfiyeti açıklanmıştır.

O`nun dışında hiçbir kimsenin bu konularda söz söylemeye hakkı yoktur. Başka bir ifadeyle, gerçek hükümdar ve kanun koyucu Allah`tır. Dolayısıyla bir kimsenin bu konularda söz söyleme hakkı yoktur. Başka bir ifadeyle, gerçek hükümdar ve kanun koyucu Allah`tır. Dolayısıyla bir kimse, Allah`tan başkalarının koyduğu kurallara uyduğu takdirde, Allah`ı tek hakim kabul etse dahi, bu bir anlam ifade etmez. Çünkü Allah, insanlara başlangıçtan itibaren bir “din” vermiş, onlara gidecekleri yolu göstermiştir.

Bu din, sadece kabul etmekle yetinin diye değil, onu yeryüzünde hakim kılın, uygulayın ve arzdaki sapık dinleri ortadan kaldırarak, gerçek dini ikame edin diye gönderilmiştir. Yine peygamberler bu dini sadece tebliğ etmek için değil, aynı zamanda diğer sapık dinlerin kökünü kazıyarak İslâm`ı hakim kılmaları için görevlendirilmişlerdir.

Aslında insanlar için gönderilen din aynıdır. Ancak peygamberlerden sonra bazı çıkarcı insanlar, sırf kendi menfaatleri için gerçek dini tahrif etmişler, ihtilaf çıkarmışlar ve böylelikle sayısız din ve mezhep icat etmişlerdir. Bütün bunların hepsi, gerçek dinin tahrif olmuş şekilleridir.

İşte Hz. Muhammed (s.a) tahrif edilmiş bu dinlerin yerine, gerçek dini tebliğ etmek ve onu hakim kılmaya çalışmak için gönderilmiştir. Sizler, bu yüzden Allah`a hamd edeceğinize, aksine akılsızlığınızdan dolayı Hz. Peygamber`e (s.a) karşı çıkıyorsunuz. Bu saçma muhalefetinizden ötürü, Hz. Peygamber (s.a) asla davetten vazgeçmeyecektir. Çünkü o, bu davayı sonuna kadar sürdürmekle görevlendirilmiştir. Ondan hiçbir surette taviz beklemeyin, zira o, bu halis dine, sizin adet ve hurafelerinizi sokmayacaktır. Zaten onun görevi, dini bu hurafelerden arındırmaktır.

Dinin gerçek sınırları çizildikten sonra, “Rasulullah (s.a) sizleri yola getirebilmek için, en güzel üslupla tebliğ ve tavsiyede bulunmuştur.” denilmektedir. Bir yanda Allah`ın kitabı, hakikati sizlere kendi dilinizde açıklarken, diğer yanda Hz. Peygamber`in (s.a) ve arkadaşlarının tertemiz hayatları, bu kitabın nasıl insan yetiştirdiğine birer örnek teşkil etmektedir. Fakat buna rağmen hidayeti kabul etmezseniz şayet, artık hiçbir şey sizleri doğru yola getiremez. Böylece sizler, asırlar boyu cehaletinizde ısrar etme sonucunda Allah`ın dalâlette kalanlar için takdir ettiği azaba çarptırılacaksınız.

Bu hakikatler beyan edilirken, yer yer de tevhit ve ahiret hakkında deliller öne sürülmekte ve ayrıca dünyada tamah etmenin kötü sonuçları ile ahiretteki karşılığı hakkında uyarılarda bulunulmaktadır. Ayrıca kafirlerin kendilerinin İslâm`ı kabul etmelerine engel 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir