Mısır`da bulunan Kıptiler dünyada bulunan diğer azınlıklar gibi sadece bir azınlıktır. Ancak onlar şu an Sisi`nin maslahatı için kullandığı bir piyondur. Yine Batılı ülkeler tarafından baskı unsuru olarak kullanılıyor. Mısır`daki yönetim onlarla işbirliği yapmadığı zaman, hemen Kıpti kartı devreye konularak, “azınlık hakları, etnik zulüm, mezhep çatışması vb.” sloganlar geliştirerek yönetime geri adım attırılıyor.

Mısır`daki Kıptilere dünyada ve Hristiyan ülkelerde herkesten daha fazla imtiyaz veriliyor. Hata onlara verilen imtiyazlar Yahudilere verilenden de daha fazladır. Ancak onlar Mısır`da bulunan gruplardan sadece bir gruptur. Kiliseleri ve manastırları camilerden çok daha fazla önemseniyor. Onlara daha fazla hizmet veriliyor. Korunuyor ve kimse içişlerine karışmıyor. Buna rağmen fazlasını istiyorlar.

Kıptiler diktatörlerin ellerinde kullanılan oyuncaklardır. Liderleri diktatörlerle hareket edip, Müslümanların azmini kırmak için ellerinden geleni yapıyor. Yapmacık olaylar, sahte sloganlar ve mezhepsel çatışmalarla halkı birbirine düşürmeyi amaçlıyorlar. Ancak bütün bunlara rağmen Müslüman hareketler, İhvan-ı Müslimin ve diğerleri kiliselerde alınan tehlikeli kararlara teslim olmadılar. Müslümanlar arasına ekilen fitne tohumları ve kışkırtma politikalarını etkisiz hale getirip, tuzaklarına düşmediler. Bazen ifsat grupları vatandaşları birbirine düşürüp, onları fitneye düşürse de her seferinde Allah fitnelerini söndürdü.

11 Ocak devriminden sonra kilisenin kafası bayağı karışmıştı. Ne yapacağını ve kimin gölgesine sığınarak kendilerini güvene alacaklarını bilmiyorlardı. Öte yandan Devrimi yapanlar, kiliselerin daha önce yaptığı açıklamaları görmemezlikten gelip, Müslümanlara yapılan zulüm ve istibdadın onlara da yapıldığını kabul ettiler. Ülkeyi inşa etmek ve krizden kurtarmak için hep beraber çalışmaya giriştiler. Buna rağmen kilisenin fikirleri ve kinleri değişmedi. İlk olarak, seçimlerde kendileri gibi olan, Müslüman olduğu halde Müslümanlara düşmanlık yapan ve farklı ideolojilere yönelenlere destek verdiler. Onlar için fikir fark etmez İslam`a düşmanlık yapan kimse ona destek veriyorlar.

Mısır`daki Kıpti kiliseleri Müslümanlara düşmanlık yapan herkesle beraber hareket ediyor. Bu konuda sayısız örnekler bulunuyor. Mısırlılar bunları biliyorlar. Çünkü düşmanlıklarını gizlemiyorlar.

Onların içinde şerefli bazı şahıslar ve gruplar kilisenin bu politikasına ve çalışmalarına karşı çıksa da, kilise bütün sorumluluğu onlara yükleyerek, onları parçalıyor. Yine Mısır`da etkisiz bazı Hristiyan gruplar da var. Alınan kararlara etki edemiyorlar. Seçimler döneminde bunları kullanıyor, ardından kenara itiyorlar. 

Darbeden sonra Kıpti kilisesi

Kilise, Sisi`nin tank gücüyle yaptığı askeri darbede, ona tam destek verdi. Mallarıyla, kalabalıklarıyla, darbeyi destekleyip, güçlendirmeye çalıştılar. Darbenin tanınması için yerel ve uluslararası büyük ve ihlaslı çalışmalar yaptılar. Batı`nın Sisi`yi desteklemesi için ellerinden geleni yaptılar.

Yine kilise, darbeye karşı halkın yaptığı gösteri ve protestolara katılıp, caddelerde ellerinde Molotof ve diğer saldırı aletleriyle halkı kışkırtıyordu. Bu şekilde insanları korkutup, darbecilere istedikleri ortamı sağlıyorlardı.

Mısır`da onlarca kişinin hayatını kaybettiği katedral patlamasının ardından Sisi`nin yalancı olduğu ortaya çıktı. Emniyet güçleri hiçbir delil olmadığı halde patlamayla ilgili İhvan-ı Müslimini suçladı. Ancak Kıptilerin çoğu ve herkes bu patlamanın sorumlusunun emniyet güçleri olduğunu çok iyi biliyor. Bu şekilde papa Tawadros dizginleri ellerine alması için iki seçenek arasında kaldı. Ya daha önce yaptığı gibi kendisine tabi olanları kandıracak ya da geri adım atarak, vatanın şerefli evlatlarıyla birlikte doğru yolu seçecektir. Daha önceki kazanımlarını kaybetmemek ve mezhepsel çıkarları için bunu dolaylı yoldan açıklasa da ondan kabul edilecek gibi görünmüyor.

Muhammed Uveys

Çeviri: Mücahid Temel