"AB birlik içinde bir Türkiye istememektedir"
Türkiye`deki son saldırıların arkasında Batı`nın olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Hilmi Erdoğan Yayla, "AB, birlik içinde bir Türkiye istememektedir. AB, elindeki bütün terör unsurlarını Türkiye ve toplumunun üzerine göndermiştir." dedi.
İslam coğrafyasında yaşanan gelişmeler başta olmak üzere Türkiye`deki bombalı saldırıları İLKHA`ya değerlendiren Hasan Kalyoncu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Erdoğan Yayla, Batının oyunlarına karşı Müslüman dünyasının birlikte ve birlik halinde cevap vermesi gerektiğini belirterek Türkiye`de yaşanan bombalı saldırıların arkasında Batılı güçlerin yattığına dikkat çekti.
Avrupa`nın ve ABD`nin dünyayı özellikle Müslüman toplumları ve ülkeleri terörize etmek üzere kurulu bir politika izlediğini belirten Yayla, bundaki asıl kazançlarının küresel ölçekte yeni bir Müslüman tipi oluşturmak olduğunun altını çizdi. Yayla, “Korkak, ürkek, dünya ve memleket meselelerinden soyutlanmış çekinen ve söz sahibi olmayan bir Müslüman tipi üretmeye çalışıyor. Sonuçta haçlıların liderliğini üstlendiği bir Müslüman dünya inşa etme çabasıdır.” dedi.
15 Temmuz gecesi ve İstanbul`da yaşanan bombalı saldırı sonrası halkın Avrupa Birliği`nin ve ABD`nin yıldırma ve korkutma politikalarına boyun eğmeyeceğini göstermesinin, batı dünyasını rahatsız ettiğini belirten Yayla, “PKK, DHKP-C ve diğer terörist unsurlar neden bu kadar Türkiye`ye odaklanmışlar? Çünkü Müslüman dünyanın liderliğini Sayın Cumhurbaşkanımız nezdinde Türkiye üstlenmiş gibidir. Ancak 15 Temmuz gecesi olsun, son İstanbul Arena`da yaşanmış olan terör saldırısından sonra olsun, milletimiz Avrupa Birliği`nin ve ABD`nin bizi terörize ederek yıldırma ve korkutma politikalarına boyun eğmeyeceğini göstermiştir.” diye belirtti.
Türkiye`nin son süreçte özellikle ‘Fırat Kalkanı Operasyonu`yla batıya, “Asya`yı da size yedirmeyeceğiz” şeklinde bir mesaj verdiğini aktaran Yayla, “Çünkü bir terör koridoru oluşturuluyordu. Bu koridoru ‘Fırat kalkanı hareketi` ile ikiye bölündü. Akdeniz`den, İran üzerinden de Asya`ya ulaşabilecek bir ‘emperyalist koridoru` önüne set çekmiştir. Bu son terör saldırılarını da hem Müslüman dünya üzerinde yürütülen politikalar açısından hem de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; batı Avrupa ve ABD`nin Asya ve Ortadoğu üzerindeki politikalara karşı geliştirdiği karşı politikalar nezdinde incelemek gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Kendi birliklerini sağlamaktan aciz olan AB, birlik içinde bir Türkiye istememektedir”
Kendi birliklerini sağlamaktan aciz olan AB`nin birlik içinde hareket eden bir Türkiye istemediğini vurgulayan Yayla, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye çok iyi bir model olmuştur. Kim için. Müslüman dünya için. Son 10-15 yıllık politikaları ile bir model olmuştur. İyi bir tip ülke konumuna gelmiştir. Kendi birliklerini sağlamaktan aciz olan AB, birlik içinde bir Türkiye istememektedir. ABD`deki son seçimlerden sonra gördük. ABD`nin de geleceği soru işareti. Hem ABD ekseni hem AB ekseni kendi üniter yapısını sağlamakta aciz iken Türkiye`nin de hem Ortadoğu`da hem Afrika`da son politikalarla Asya, Rusya ve Avrupa üzerinde de etkili ve güçlü bir ülke olmasını istemez. AB de bu anlamda elindeki bütün terör unsurlarını Türkiye üzerine ve toplumunun üzerine göndermiş gözükmekte.”
“Birinci Dünya Savaşı bitmedi”
“Üçüncü dünya savaşı mı başladı?” şeklindeki sorularla sık karşılaştığını anlatan Yayla, “Buna verecek cevabımız da basittir. Birinci Dünya Savaşı bitmedi. Çünkü Birinci Dünya Savaşı Osmanlı`nın paylaşım savaşıydı. Osmanlının da yerini henüz haçlılar ve batılı emperyalistler dolduramamıştır. Bu anlamda Müslüman dünya üzerindeki terörist politikalar bu paylaşım savaşlarının bir devamıdır.”diye konuştu.
Küresel güçlerin, son saldırılarla Türkiye`deki “Yeni Kapı ruhunu” da hedef aldığını ifade eden Yayla, “Çünkü Yeni Kapı ruhu sadece Türkiye`deki siyasal eğilimlerin bir araya gelerek bir vatan ve bayrak paydasında birleştikleri bir ruh değildir. Türkiye`den beklentisi olan Suriye, Mısır, Libya ve hatta İran ile Orta Asya`daki Müslümanların aslında ruhen bir araya geldikleri bir meydandı. Dünyayı terörize ederek korkak bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışan batı, Türkiye`de bu ruhun yerleşmesini ve Türkiye dışına çıkarak yeni kapı ruhunun yaygınlaşmasını da istememektedir. O yüzden son terör saldırısını biraz yeni kapıda milletimizin göstermiş olduğu tavırla da ilişkilendirmek gerekir diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Millet, 15 Temmuz darbe girişimini engelleyerek artık batının, oyununu açık oynaması zorunluluğunu getirmiştir”
AB ve ABD`nin artık açıktan yerli işbirlikçilerini desteklemesini, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla ilişkilendirdiğini söyleyen Yayla, “Küresel güçler neden çok açıkça, hiç saklamadan eskiden Fethullahçı Terör Örgütüyle bir İslam ve Müslüman kisvesi altında operasyonlar yaparken; artık çok açıktan ülkeleri terörize ederek, terörist grupları kullanarak Müslüman dünyasını saldırıya geçmiş durumda? Ben bunu 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla da ilişkilendiriyorum. Çünkü 15 Temmuz darbe girişimi eğer başarılı olmuş olsaydı. Darbeciler Türkiye başta olmak üzere Müslüman dünyasında bizi bir iç savaş ve iç karışıklığa sürükleyecekti. Millet 15 Temmuz darbe girişimini engelleyerek artık batının oyununu açık oynaması zorunluluğunu getirmiştir. Halk, bu oyunu da bozmuştur. Oyunu bozulduktan sonra batı elindeki bütün terörist kartları çok açık bir şekilde ortaya sermek zorunda kalmıştır.” şeklinde konuştu.
“Küresel güçler, Müslüman dünyanın bir araya gelmemesi için elinden gelen bütün politikaları üretiyorlar”
Batının oyunlarına karşı Müslümanların birlikte ve birlik halinde cevap vermesi gerektiğini belirten Yayla, “Ancak batı AB ve ABD ile küresel güçler, Müslüman dünyanın da bir araya gelmemesi için elinden gelen bütün politikaları üretiyorlar. Bakıyorsunuz Mısır`da darbeci bir iktidar var. Bugün hâlâ Suriye`de Esed rejimini konuşuyoruz. Esed rejiminin ayakta kalması için elinden geleni yapıyorlar. AB Libya`da yapmaya çalıştığını belki Türkiye`de terörü destekleyerek yapmaya çalışıyor. Kaddafi sonrası Libya halkını sürüklediği noktaya Türkiye`yi de sürüklemek istiyorlar. O yüzden biz şunu iyi görmeliyiz. Müslüman dünyanın bir araya gelmemesi için batı elinden gelen politikaları bundan sonraki süreçte devam ettirecektir.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)