`Yokluğun` adı: Halep
Suriye`de 6 yıldır devam eden iç savaştan en çok etkilenen bölgeler arasında yer alan, insanlık dramının derinden hissedildiği Halep, adeta "yokluk" kelimesinin karşılığı haline geldi.
AA - Rus ve rejim güçlerinin saldırıları sonucu harabeyi andıran Halep'te yaşam her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bombalar altında hayatta kalmayı başaran insanlar, açlık ve susuzlukla çaresizlik içinde mücadele ediyor.
Sınırlı miktardaki ekmek, su, hastane, ilaç ve bebek maması gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken Halep'teki siviller, pikaplarla dağıtılan ekmeklerden almak için büyük uğraş veriyor.
"Sessiz kalmayın"
Ekmek yüklü pikabın etrafını saran, aralarında çocukların da bulunduğu Halepliler, izdihama rağmen ekmek alabilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Halep'in her gün bombalandığını, umutlarının her geçen gün azaldığını dile getiren yöre halkı, dillerinden duaları eksik etmeyerek, dünyaya "Sessiz kalmayın" diye haykırıyor.
"Herkes eli yüreğinde yaşıyor"
AA muhabirinin telefonla görüştüğü bölge sakinlerinden Faris ebu İslam, Halep'teki Türkmen grupların kaldığı bölgelerin adeta rejim ve PKK/PYD mensuplarınca paylaşıldığını söyledi.
Türkmen grupların elinde herhangi bir yerleşim yeri kalmadığına dikkati çeken İslam, bölgede sağlık hizmeti verebilecek hastane bulunmadığını vurguladı.
Her şeye rağmen ümitlerini yitirmediklerini ifade eden İslam, "Allah bizi unutmayacak ve Allah bize kapı açacak. Mücahit kardeşlerimiz de o kapıdan gelip, bizi kurtaracak. Şimdi tek Türkiye, bizimle beraber. Kalan ülkeler bizi unuttu. Türkiye ve Türkiye'deki kardeşlerimiz bizi unutmuyor, Allah da kendilerini unutmasın." diye konuştu.
İslam, Halep'teki insanların teker teker hayatlarını yitirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Korku, buradaki en büyük şey. Herkes eli yüreğinde yaşıyor. Bomba sesi geliyor, insanlar ağlamaya başlıyor. Buradaki insanların yaşadığını bir kendileri, bir de Allah biliyor. Elektrik kesik, su yok. 4 litre su 20 lira, 'ekmek' desek, o da yok. Bulsan da 4 ekmek 100 lira. Ekmek de bir gün var, sonraki gün yok. Gaz yok, bulgur, pirinç çok azaldı. Süt yok, çocuklar için mama da yok. Eziyet, sorun çok."
"Çocukların günahı ne?"
Halep'teki insanların dayanacak güçlerinin kalmadığını aktaran İslam, "Biz hayatımızdan geçtik ama çocukların suçu günahı nedir?" diye sordu.
Türkiye için duacı olduklarını dile getiren İslam, şunları kaydetti:
"Türkiye hükümeti ve insanları olmasa Esed bizi çoktan öldürürdü. Allah Türkiye'yi, evlerini, çocuklarını korusun. Allah'tan ümit kesilmez. İnşallah başaracağız. Bize dua edin, dua etmek çok önemli. Türkiye, Halep için çok şey yaptı, Allah da oradaki kardeşlerimizi unutmasın."
"Sürekli bombalanıyoruz"
Ahmet ebu Gaib de Halep'te yaşananları anlatmanın güç olduğunu ve tablonun her geçen gün daha kötüye gittiğini söyledi.
Rusya'nın havadan, rejim güçlerinin de karadan her gün Halep'i bombaladığını anlatan Gaib, "Bize karşı ağır silahlar kullanıyorlar. Buradaki mücahit arkadaşların elinde ise sadece hafif silahlardan ve mermilerden başka hiçbir şey yok. Sürekli bombalanıyoruz. Burayı bombalayanların tek amacı, buradaki insanları çıkarmak çünkü mahalleyi savunanlar, mahallenin kendi sakinleri." ifadelerini kullandı.
"Ey Müslümanlar, beni duyun Allah'ın huzurunda görüşeceğiz"
Mücahitlerin çıkar yollarının tükenmek üzere olduğunu, bu yüzden aileleriyle mahalleleri terk etmeye başladıklarını, rejim güçlerinin buralara yerleştiğini belirten Gaib, şunları dile getirdi:
"Şu an artık herkesten umudumuzu kesiyoruz. Binlerce asker var Halep'in etrafında, Arap ülkeleri verdiği sözleri tutmuyor, Müslüman ülkeler zaten Halep'te bir şey yokmuş gibi davranıyor. Biz tek başımıza kaldık Halep'te. Yanımızda sadece mücahitler kaldı. Bizim tek umudumuz Allah. Benim dünyaya mesajım var: 'Hepiniz sorumlusunuz, hepiniz Allah'ın huzurunda duracaksınız. Halep'ten ve Suriye'den sorulacaksınız.' Özellikle de tank, uçak ve askeri yardım göndermeyen Arap ülkeleri.
Ey Müslümanlar, beni duyun, bize sahip çıkın çünkü Allah'ın huzurunda görüşeceğiz."