Şanlıurfa`da Halep için basın açıklaması düzenlendi
Şanlıurfa`daki birçok İslami Sivil Toplum Kuruluşunun temsilci ve üyeleri, Cuma namazı sonrası bir araya gelerek Halep`te yaşanan katliamlara tepki gösterdi.
Cuma namazı çıkışı Balıklıgöl Platosunda Şanlıurfa İslami STK`lar ortak bir basın açıklaması düzenleyerek Halep`teki katliama tepki gösterdi.
Şanlıurfa`da faaliyet gösteren İslami STK`lar adına basın açıklamasını Veysel Toprak okudu. Okunan açıklamada 4 aydır insani yardımın gitmediği Halep`e koridor açılması için çağrıda bulunuldu.
Basın açıklamasında sık sık tekbir getirilirken “Zalimler için yaşasın cehennem”, “Urfa Halep`tir, Halep Urfa”, “Halep ölüyor, Dünya Uyuyor” sloganları atıldı.
Dünyanın siyasi ve ekonomik açıdan tarihin en zor dönemden geçtiğini, zalimlerin zalimliklerinde sınırları zorladığı, mazlumların çığlıklarının arşı inlettiği, egemen güçlerin demokrasi ve insan hakları yalanlarının açıkça deşifre olduğunu söyleyen Toprak, haklının sustuğu haksızlığın utanmaz yüzünün cirit attığı günlerden geçildiğini söyledi.
“Dilleri, dinleri, renkleri farklı da olsa zihinlerine kodlanmış İslam düşmanlığı aynıdır”
15 Temmuz ABD destekli darbe girişimini yapan irade ile Arakan`ı, Mısır`ı, Halep`i inleten iradenin zulüm deryasına akan aynı nehirler olduğunu söyleyen Toprak, “Halep`in iniltileri, 15 Temmuz alçak darbe girişimi başarılı olsaydı Allah korusun Şanlıurfa semalarında yankılanması muhtemel iniltilerdir. Batı medeniyetinin demokrasi, hoşgörü ve insan hakları maskesi o gece düşmüştür. O gece Türkiye`yi karanlığa mahkûm etmek isteyen irade ile Arakan`ı, Mısır`ı, Filistin`i, Doğu Türkistan`ı, Halep`i inim inim inleten irade aynı zulüm deryasına akan farklı nehirler gibidirler. Dilleri, dinleri, renkleri farklı da olsa zihinlerine kodlanmış İslam düşmanlığı aynıdır.” dedi.
AB`nin, BM ve İnsan Hakları Örgütünün yalan makinasına dönüştüğünü sözlerine ekleyen Toprak, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri bugün artık yalan makinesine dönmüş çıkar gruplarından başka bir şey değildir. Ortadoğu ülkeleri İslam sancağı altında toplanmayı, yapılan her zulme ortak bir seda çıkarmayı başaramadıkları müddetçe ne Esad son zalim olacaktır, ne de Halep son mazlum. Suriye halkının 5 yıldan beridir yaşadığı zulmün Avrupa, Rusya ile ABD`nin güç savaşından öte bir anlamı var mıdır? Kendi toprakları için demokrasi havarisi kesilen ey batı, bu vekalet savaşının sonu artık gelmedi mi?”
“Suriye, diktatörlükten kurtulup bağımsızlığını geri almadığı müddetçe Türkiye`de huzur yok”
Halep`te parçalanan bebeklerin Türkiye`deki bebeklerden farksız olduğuna dikkati çeken Toprak, “Şu an Halep`teki bombaların altında parçalanan bebeklerin Diyarbakır`daki, Konya`daki, Trabzon`daki, Şanlıurfa`daki bebeklerden ne farkı var. Unutmamak lazım ki, Suriye diktatörlükten kurtulup bağımsızlığını geri almadığı müddetçe Türkiye`de de huzur yok. 100 yıl önceki ayak izlerinin bugünkü ayak izlerinden bir farkı yok. Bir ülkeye özgürlük götürme bahanesiyle yeni sınırlar ihdas etmek, Türkiye`yi buna ikna etmek, ikna edemezse imha etmek üzerine bir oyun kurgulanmış. Avrupa özgürlüğü önce kendi ülkelerine götürsün.” ifadelerine yer verdi.
“4 aydan beri insani yardımının uğramadığı Halep`e insani yardım koridoru açılmalı”
Halep`te Cuma namazı kılınabilecek sağlam camilerin kalmadığını söyleyen Toprak, “Bazı bölgelerinde Cuma namazı kılacak sağlam camisi kalmayan Haleplilerin gözleri, aynı sahile vurmuş bedeni zihinlerimize kazınan Aylan Kurdi gibi, enkazdan çıkarılan ve ambulans koltuğunda tüm dünyaya sessiz çığlıklarıyla haykıran Ümran Dakniş gibi, Mısırlı Esma Biltaci gibi peşimizi bırakmayacak. Eğer bizlere haklarını helal etmezlerse Allah`ın rızasını kazanmamız hiç kolay olamayacaktır. İlgili ve yetkililere feryadımızdır. 4 aydan beri insani yardımının hiç uğramadığı Halep`e insani yardım koridoru açılmalı ve gerekli yardımlar yapılmalıdır.” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Basın açıklamasının ardından toplanan halk sessizce dağıldı. (Ramazan Casuk-İLKHA)