ARŞİVİ AÇIN MASKELERİNİ İNDİRİN
132 yıl işgal altında tuttuğu Cezayir`de milyonlarca müslümanı katleden Fransa, ülkenin tüm zenginliklerini sömürdü ve ülkenin tarihi anlamına gelen arşivini çaldı. Cezayir ile ilgili Osmanlı dönemi arşivinin Türkiye tarafından açıklanmasını isteyen Cezayirli araştırmacı Yazar Rıza Berdai, Fransa`nın katliamcı yüzünün belgelenmesini istedi. 130 yıla yakın Fransız işgali altında kalan Cezayir`de, direniş gösteren iki milyon civarında Müslüman halk en acı şekilde katledildi. 1962`de bağımsızlığına kavuşan ülkenin günümüze kadar gelinen süreci ise askeri cuntanın zulüm ve katliamlarıyla dolu. Özellikle 90`lı yıllarda İslâmi hareketlerin siyasi başarısını hazmedemeyen Fransa etkisindeki rejim, Cezayir halkına çok acı bir süreç yaşattı, bu süreçte de yüzbinlerce insan hayatını kaybetti.
Mehmet Sait Özcan / doğruhaber / Röportaj
Geçtiğimiz günlerde Cezayir bağımsızlık savaşının başlamasının (1954) 62. yıl dönümü münasebetiyle önemli bir haber geçti ajanslardan. Cezayir Ulusal Arşivi Genel Müdürü Abdulmecid Şeyhi, Cezayir Haber Ajansı`na (APS) yaptığı açıklamada Fransa tarafından 1961-1962 yılları arası sömürge zamanında kaçırılan Cezayir arşiv belgelerinin çoğunun ya nerede olduğunun bilinmediğini ya da Fransa`da bilinmeyen depolara konulduğunu söyledi. Cezayir`in bu arşivleri, daha önce Paris`teki arşiv merkezi ile Marsilya yakınlarındaki Aix-En-Provence kentinde bulunan bölgesel arşiv merkezindeydi.
“Peki bu arşivlerin önemi ne ve neden Fransa`da?” sorusunun cevabı çok önemli. Kaybolan arşivler, Cezayir halkının ülkelerini işgal eden Fransa`nın 132 yıl boyunca yaptığı ve unutamadıkları zulüm ile katliamları içeriyor.
Dile kolay, milyonlarca insan vahşi yöntemlerle katledildi. Süre zarfında yüzbinlerce insan sistematik işkence ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. İslam ülkenin Müslüman halkına batı kültürü aşılandı, ülkenin yeraltı ve üstü kaynakları sömürüldü. Fransa`nın yaptığı tüm melanetler hâlâ hafızalarda canlılığını korumaya devam ediyor. 54 yıl önce Fransa`dan bağımsızlığını kazanmasına rağmen, batılı bu sömürgeci devletin etkisinden kurtulamayan Cezayir halkı, artık Fransa`nın kendilerine yönelik geçmişteki bu insanlık dışı uygulamalarından hesap sorulmasını istiyor.
Cezayir arşivinin kaybolması ve o arşivlerin içeriğine dair önemli bir isimle röportaj gerçekleştirdik. Kendisi, Cezayirli alim ve direniş önderi Emir Abdülkadir`in 6. göbekten torunu Rıza Berdai. Cezayirli araştırmacı Yazar Rıza Berdai, gazetemize Cezayir`in kayıp arşivi ve Türkiye`yi yakından ilgilendiren konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Sözü uzatmadan sorularımıza geçiyoruz…
AVRUPA OSMANLIYI YIKMAK İÇİN BATI ONUN BATI CENAHI CEZAYİR`DEN BAŞLADI
Sayın Rıza Budra, öncelikle Cezayir arşivleri konusunu sormak istiyorum. Fransa`daki Cezayir ile ilgili arşivlerin çalındığı haberleri çıktı medyada. Bu doğru mu; gerçekten kayboldu mu; yoksa Cezayir`den gizlenmek mi isteniyor? Ayrıca bu arşivler sadece Fransa`da mı, başka yerde yok mu?
OSMANLININ BATI KANADI CEZAYİR`Dİ
Tabii arşiv meselesi önemlidir. Önce Cezayir`in konumunu bilmek gerekir. Osmanlı döneminde Cezayir, Osmanlı hilafetinin Batı cenahını temsil ediyordu. Eğer biz bir merkezi yapıya benzetirsek, Osmanlı Devleti merkezde bulunuyordu. Bunun batı kanadı Cezayir, doğu kanadı ise Asya idi.
Avrupalılar Osmanlıyı yıkmak için öncelikle batı kanadının yıkılması gerektiğini hesaplamışlardır. Gerçekten buradan başlamak istemişlerdir. Nitekim 1827 yılında Navarin`de Osmanlı-Cezayir-Mısır donanmasının yakılması ile işe başlanmıştır ve nitekim bu donanmanın yakılmasından 3 yıl sonra Cezayir maalesef Fransızların işgaline girmiştir. Bu şekilde Osmanlı`nın batı cenahı kırılmış oldu. Bunun da Anadolu üzerinde çok büyük etkisi olmuştur. Nitekim türkülere de konu olmuştur. Mesela Türkiye`de ‘Cezayir` türküsü vardır. Cezayir türküsü dillendiriliyor. Oyun havası şeklindedir ama aslında bu dramı örtmek için başvurulan bir yoldur. ‘Canım Cezayir` adında bir türkü var. Çok farklı şekilde oyun havalarıyla bestelenmiş. Osmanlı`nın Cezayir ile ilgili böyle bir acısı ve dramı var.
CEZAYİR`İN ARŞİVİ İSTANBUL`DA VE AÇILMASI GEREKİYOR
Tabii Fransızlar Cezayir`e gelince ilk önce arşivden başladılar. Öncelikle Osmanlı arşivini yaktılar. 400 yıllık bir hafızayı silmekle işe başladılar. Şu an Cezayir`in hafızası yok. 400 yıllık bir hafıza kaybı var. Ama tabii buna rağmen Osmanlı Devleti bu arşivin önemli bir kısmını kurtarmayı başarmıştır. Bu arşiv şu an İstanbul`da bulunuyor. Arşivin açılması konusunda defalarca başvuruda bulunuldu. Ancak henüz açılmış değil. Tabii bu arşivi bireysel olarak akademisyenler başvurup inceleyebiliyorlar. Ancak Türkiye ile Fas arasında yapılan anlaşmaya benzer bir anlaşma yapılması lazım. Çünkü Fas ile Türkiye arasında arşiv açılması anlaşması var ve şu anda Osmanlı dönemindeki Fas arşivi resmi olarak açılmış bulunuyor. Ama bu durum henüz Cezayir için söz konusu değil. Biz biliyoruz ki burada özellikle Fransızların doğrudan müdahalesi var.
FRANSA 130 YILDA 8 MİLYON CEZAYİRLİYİ KATLETTİ
Fransa, geçmişte Cezayir`de büyük katliamlar yaptı. 1,5 milyondan fazla Cezayirliyi katletti. Acaba arşivlerin kaybolmasının sebebi Fransızların ileri bir zamanda yargılanmaktan korktukları için olabilir mi?
Fransa`nın Cezayir`de yaptığı katliamların 1,5 milyondan çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Çünkü hâlâ toplu mezarlar çıkıyor. Mesela bir ev yapılmak istendiğinde veya bir kazıda toplu mezarlarla karşılaşıyoruz. En iyimser istatistik rakamlar bile Fransa`nın Cezayir`de en az 8 milyon Cezayirliyi katlettiğini gösteriyor. Zira 130 yıl boyunca Fransızlar Cezayir`in yüzde 10`unu katletmişlerdir. Cezayir`in toplam nüfusu 80 milyonu buluyor ve bu demektir ki 8 milyon Cezayirli katledilmiştir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.
TÜRKİYE`NİN AFRİKA`YA AÇILAN KAPISI CEZAYİR`DİR
Geçtiğimiz yıl Fransa`nın Ermeni Tasarısını parlamentodan geçirmesinden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklamada bulunmuştu hatırlarsanız… “Arşivleri açarız, Fransa`nın Cezayir`de yaptığı katliamları gün yüzüne çıkarırız” minvalinde bir açıklamada bulunmuştu. Ne dersiniz Cezayir arşivleri açılmalı mı?
Cezayir arşivleri elbette açılmalı… Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanken Cezayir`e ziyarette bulundu ve ticaretin gelişmesi hacminin 13 milyar dolara yükseltilmesi ve arşivin açılması konusunda girişimler oldu ancak sonradan Fransızlar müdahale ederek bunu engelledi. Biz bunu biliyoruz. Yani şu anda Cezayir`in hafızasının bir kısmı İstanbul`da bir kısmı ise Paris`te bulunuyor. Osmanlı`nın Cezayir arşivi çok hayati bir öneme sahiptir. Türkiye`nin mutlak surette uğraşması gerekir. Aksi taktirde Türkiye`nin Afrika`ya açılması mümkün değildir. Çünkü bu arşivlerin böyle bir özelliği var. Cezayir demek Afrika`nın içlerine kadar nüfuz etmek demektir. Bu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum.
Şimdi Fransızlar 130 yıl aradan sonra Cezayir arşivini açmayı düşündüler ancak burada iki sorunla karşılaştılar. Birincisi; Cezayir`in içinde hatta ordunun içerisinde bu arşivin açılmasıyla birlikte Fransa`ya karşı çok büyük bir tepki geldi. Hem halk arasında hem de ordunun vatansever ve milli unsurları arasında bir tepki oluştu. Çünkü bu arşivlerde Fransızların Cezayir`de yaptıkları katliamların korkunç boyutu ortaya çıktı. Bunu gören herkes şok oldu. Bu nedenle Fransızlar bu arşive kayıp süsü vererek kapatmak istedi.
Ayrıca sizin de belirttiğiniz gibi 2014 yılında Ermeni Tasarısını kabul eden Fransa`ya karşı Türkiye tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Sizin de Cezayir`de yaptığınız katliamları gündeme getiririz.` deyince bunlar bu arşivi kapatmak zorunda kaldı. Yoksa bu arşivlerin kaybolduğu falan yok. Arşiv, katliamlarla Fransızların korkunç yüzünü gösterdiği için kendileri buna kayıp süsü vererek kapattılar.
FİİLİ İŞGAL SONA ERMİŞ ANCAK KÜLTÜREL İŞGAL HALA DEVAM EDİYOR
Türkiye, son zamanlarda batıya karşı çok ciddi meydan okumalarda bulunuyor. 15 Temmuz Darbe girişiminin başarısızlığa uğraması da bunun bir sonucu. Acaba Batıya karşı böyle bir mücadele Cezayir için de şu an söz konusu mudur? Orada da Batıya karşı bir bağımsızlık hareketinden söz edebilir miyiz? Ya da böyle bir şeyin emareleri görülüyor mu?
Evet, böyle bir belirti var. Biz Fransız işgalini iki aşamaya ayırıyoruz. Fiili işgal sona erdi ancak kültürel işgal hala devam ediyor. Ancak son zamanlarda bu kültürel işgalden de kurtulma girişimleri var. Hatta ordu içinde de bu konuda girişimler var. Nitekim Fransa yanlısı olarak bilinen 13 üst düzey generalin görevden alındığını biliyoruz. Bunun yanında sivil toplum kuruluşları içinde ‘Fransa vesayetine son` adı altında başlayan hareketler var. Bunlar resmi hareketler değil ancak perde arkasında, ordu tarafından da desteklenen hareketlerdir. Sivil toplum içinde etkili olan hareketlerdir. Ben de bu hareketin bir üyesi olarak faaliyetlerde bulundum. Siyasi olarak bu konuda çaba sarf eden hareketler var. Kısacası gerek sivil toplumun gerek ordu içerisinde gerek siyasi alanda Fransız vesayetini sona erdirmek için girişimler var. Bunu görüyoruz. Bu konuda bir hareketlenme olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabii İslami ve muhafazakâr çevrede de bu konuda büyük bir tepki var. İslami Selamet Cephesi`nin eski ismiyle Parti`nin ve diğer İslami grupların ve milli oluşumların tepkileri var. Ancak Cezayir`in Fransa`ya ekonomik ve siyasi bağımlılığı bu konuda işlerin yavaş ilerlemesine sebep oluyor. Ancak bu konuda bir girişim olduğunu tekrar söyleyebiliriz.
TÜRKİYE`DEKİ CEZAYİR ARŞİVLERİNİ AÇIN
Son olarak Türkiye - Cezayir ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde neler söylemek istersiniz.
Türkiye ile Cezayir arasındaki ilişkiler sadece iki ülke arasındaki ilişkiler değildir. Bunlar kardeş ilişkilerdir, tarihi ilişkilerdir ve geleceğe dair ilişkilerdir, geleceğin teminatıdır. Cezayir olmadan Türkiye`nin güçlü olması mümkün değildir. Türkiye-Cezayir dostluk derneği ile ilgili bir girişim oldu ancak engelleniyor. Buna neden engel olunduğunu bilmiyorum. Yani bir Cezayir olmadan Türkiye güçlü olmaz. O bakımdan mutlak surette Türkiye`nin Cezayir`le ilişkilerini güçlendirmesi gerekir. Bunu da işe Cezayir arşivini açmak ve bunu Cezayir`le resmi anlaşma yaparak gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun öneminin bilinmesini isterim.
Bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.