`İmam-hatip okullarının kapatılmasının bedelini 15 Temmuz`da ödedik`
ÖNDER ve Medipol Üniversitesi işbirliğiyle "15 Temmuz Işığında Eğitimi Yeniden Düşünmek" temalı bir sempozyum düzenlendi.
İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER) ve Medipol Üniversitesi işbirliğiyle, Marmara Üniversitesi Sultanahmet Yerleşkesinde gerçekleştirilen sempozyuma Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Halit Bekiroğlu, 15 Temmuz darbe gecesine değindi. Bekiroğlu, “28 Şubat`ta imam-hatip okullarının kapatılmasının bedelini 15 Temmuz`da ödemiş olduk” dedi.
"İmam-hatip modeli mutedil bir modeldir"
İmam-hatip okullarının öneminin15 Temmuz darbe girişimi gecesinde daha iyi anlaşıldığını ifade eden Bekiroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “15 Temmuz hadisesi bizim aslında sağlıklı bir din eğitimi geçmişimizin olmadığını gösterdi. Tam da bu noktada imam-hatiplerin çok anlamlı, kıymetli bir yerde durduğuna inanıyorum. Ama maalesef imam-hatiplerimiz, neredeyse 50-60 yıldır siyaset sahnesinde hep tartışıldı. Oysa imam-hatip meselesi bizim eğitim felsefemizin, eğitim politikalarımızın kendi doğal mecrasına oturmasıdır. İmam-hatiplerin ortaya çıkması da temelde bir ihtiyaçtan, bir zorunluluktan ortaya çıkıyor. İmam-hatip okullarının tarihi, Türkiye`nin siyasi tarihiyle neredeyse örtüştüğünü söyleyebiliriz. Bu yönüyle imam-hatiplerin çok önemli bir alan olduğunu düşünüyorum. Elbette bu modelin eksiklikleri var, bu modelin geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Bu model İslam dünyası ölçeğinde ele alındığında mutedil bir model olduğu görülecektir.” diye konuştu.
Katı Kemalist ideolojinin batılılaşma ve modernleşme adı altında uyguladığı yanlış politikalara değinen Bekiroğlu, “Belki biz, 28 Şubat`ta imam hatip okullarının kapatılmasının bedelini 15 Temmuz`da ödemiş olduk. Bu süreçte katı Kemalist ideolojinin, ‘Batılılaşma ve modernleşme` adı altında yanlış politikalarının sonucunu yaşadık, yaşıyoruz. Eğitimde teori ile pratiği birlikte yürüttüğümüz zaman daha sağlıklı bir sonuç alınacak, daha sağlıklı bir akademi kültürümüz, alanımız olacak. Çocuklarımızı salt akademik başarı üzerinden değil, sanatsal yetenekleriyle, kültürel ve sosyal aktivite yönleri ile değerlendirmemiz lazım. Bu anlayışı, bu felsefeyi yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya gerçekleştirebilirsek ve bunları bir potada eğitime hizmet edecek duruma getirebilirsek geleceğimiz çok daha iyi olacaktır. Medipol Üniversitesi ile birlikte yaptığımız bu çalışmamız hayırlara vesile olur inşallah.” ifadelerini kullandı.
“İmam hatipler, Türkiye`nin yeni kurucu vizyonu olma özelliğini taşıyor”
Programda konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, kendi dönemlerinde imam-hatip okullarının halk tarafından daha çok rağbet gördüğünü söyledi. Erdem, İmam hatiplere olan bu teveccühün en önemli nedenlerinden birisinin de güçlü STK`ların yaptığı çalışmalar olduğunu belirtti.
Erdem konuşmasına şöyle devam etti: “İmam-hatipler, Türkiye`nin yeni kurucu vizyonu olma özelliğini taşıyan, yerlilik hassasiyetleri yüksek eğitim camiasının fertleridir. Bu kurumlardan yetişen öğrencilerimiz, insanlık tarihinin temel değerlerine sahip medeniyet hafızamızın kodlarını bilen ve tüm bunları sahiplenenler olarak ülkemize hizmet edecekler. Sadece Türkiye`de değil uluslararası alana da imam hatipleri taşıdık.”
Erdem, “FETÖ örgütü, eğitim alanında çok büyük tahribat yaptı. Yakın tarihimizde yapılan 28 Şubat post modern darbesinin çok iyi irdelenmesi gerekir. Çünkü 700 bin öğrenciye kavuşan imam hatipler, o dönemde kapatıldı. İslami duyarlılıkları daha yüksek olan veliler, çocuklarını ilk etapta özel olarak gönderilebilecek okullar arasında bu örgütün okullarını gördü ve çocuklarını bu okullara gönderdi. Hem çok hızlı büyüdüler hem de düşündükleri planın en büyük hamlesini bu dönemde yaptılar. Yani bu örgüt eğitimi kötü emellerine alet ederek adeta bir nesli yok etti. Burada hepimizin üstüne düşen sorumluluklar var, bundan dolayı bu sempozyumu çok önemli buluyorum.” dedi. (Ahmet Karakaş- İLKHA)