FETÖ`nün derdi İslam değil menfaatti
17 yıl boyunca FETÖ yapılanması içerisinde yer alan Araştırmacı- Yazar Said Alpsoy, Gülen ve örgütünün geleceği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında FETÖ`den ayrılış sürecinden de bahseden Alpsoy, Gülen`in kendisini mehdi zannettiğini dile getirerek, Gülen`in bütün psikolojisini eline alan görüş ben ahir zaman mehdisiyim görüşüdür. ifadelerini kullandı.
■ Muhsin Şenol - Ahmet Kurt/ İstanbul
Yıllarca FETÖ yapılanması içeresinde görev yapan ve imamlık derecesine kadar çıkan ve daha sonra ayrılan Said Alpsoy, bundan sonra yapılabilecek bireysel eylemlere dikkat çekti. Devlet yetkililerini ve vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Üniversite okumak için İstanbul`a geldiği yıllarda FETÖ ile tanıştığını belirten Alpsoy, “Birçok cemaatle tanıştım. O zaman ki “Hizmet” ile de o zaman tanıştım. Daha çok İslam`a nasıl hizmet ederim diye düşünürken bu cemaat ile beraber çalışmaya karar verdim. İlk yıllarımda hiçbir sıkıntı yoktu. Eğer varsa bile ben kendi birikimimle bunları göremedim. 90`lı yılların ortalarından itibaren artık beni rahatsız eden şeyler yaşamaya başladım.” ifadelerini kullandı.
İSLAM FIKHININ HARAM-HELAL DENGESİ UYGULANMIYORDU
Ayrılma sebebini iki başlıkta toplayan Said Alpsoy,
1-) Siyasi anlamda din düşmanı diyebileceğimiz nitelikte çevreler ile ve genel olarak resmi ideolojiler ile bizim gibi şuurlu olmayan gayret eden her Müslümanı rahatsız edecek kadar bir yakınlık gördüm. Aynı zamanda geri kalan İslami çevrelere karşı da nefret gördüm. Bunların en başında Erbakan Hoca ve Milli Görüş camiası geliyordu.
2-) Manevi yozlaşma. İslam fıkhının haram-helal dengesi olduğu gibi uygulanmıyordu. Menfaat gözetilerek yapılıyordu. Örneğin bir iş haram ise ve hizmete fayda sağlayacaksa kesinlikle yapılırdı çünkü birinci derecede önemli olan hizmetin çıkarıydı. İçerde yaşadığım uygulamalarda şunları gördüm. Cennet- Cehennemi bir kenara koyun. Dünyaya ait en basit şeylerin uygulamada amaç haline geldiğini gördüm.” şeklinde konuştu.
HİZMET HİMMETTEN ÇOK OLUNCA GURUP İPTAL EDİLDİ
Ayrılma sebeplerini çarpıcı örnekler ile devam ettiren Araştırmacı- Yazar Said Alpsoy, “İstanbul Cağaloğlu tarafında ev sohbetleri yapıyordum. Memurlardan oluşan bir gruptu. Bunlar ile her hafta bir araya geliyoruz ve ben ders imamlığını yapıyordum. Hedefler açısından başarılı bir programdı. Önceleri Komünist olduğu halde daha sonra namaza başlayan insanlar oldu. Fakat sohbeti yaptığımız yer FETÖ`cü bir iş adamının iş yeri ve öğlen yemeklerini orda yiyoruz. Adam dedi ki bu memurların yemek parasını istiyorum. Eyvallah dedik verelim. MEVA( Memurlar Vakfı) adında bir kuruma bağlıydı, bu kurum da FETÖ`ye ait bir kurumdu. Yemek masraflarını oradan ödemeye başladık. Memurlardan himmet alıyoruz. Memurların konumu ve durumu düşük olduğu için 20 kişilik bir gruptan ancak 2 ya da 3 burs çıkıyordu.”
Vakfın yönetimi tarafından maddi sebeplerden dolayı sohbetin iptal edildiğini anlatan Alpsoy, “yönetiminde bulunan şuanda adı medyada sıkça yer alan üst düzey isimlerden olan Recep Uzunallı bu grupların bilançolarını gözden geçiriyor. Bizim grubun yemek masrafları himmet olarak topladığımız paradan çok olunca grubun iptal edilmesini söyledi. Yani bunların amacı kesinlikle İslam`a hizmet değil tek dertleri paraydı. Bunu yapan sözde büyük abilerden bir tanesiydi.
“MGK`YI MÜÇTEHİT MEVKİİNDE GÖRÜYORDU”
Çevik Bir`e yazılan mektubun da örgütten soğumasına sebep olduğunu söyleyen Said Alpsoy, “Bu medyaya çıkan sadece bir mektuptu. Bunlar gibi onlarca mektup olduğunu biliyorum. 28 Şubat`ı Gülen kadar kimse övmemiştir. 28 Şubat post-modern darbesini yapan Milli Güvenlik Kurulu için söyledikleri de hayli enteresandı. İslam`da müçtehit mevkiinde olduklarına ve “doğru kararları iki sevap, yanlış kararları ise bir sevap alır diyordu.” Kendini satmanın bu kadarı da olmaz diyorum. Bu tür şeyleri gördükçe kendimi sorgulamaya başladım.” dedi.
SİZ BU KADAR MI AHLAKSIZSINIZ?
Örgütten ayrıldıktan sonra bir arkadaşı ile diyaloğunu anlatan Alpsoy şunları söyledi. “Eskiden başörtüsü ile çok zorlanırsanız ve okulunuza engel olacaksa başınızı açabilirsiniz fetvası veriliyordu. 2007`de eski hava olmamasına rağmen herkes açsın fetvası verilmişti. Gülen aylık talimat gönderiyordu. Amerika`dan gönderdiği notlardan bir tanesinde ‘Üniversite okuyup başını açan hanımlar her ay en az 3 kişiye Kur`an-ı Kerim okumayı öğretmezse yakalarını Allah`ın elinden kurtaramazlar.` Bunu duyunca dedim ki siz bu kadar mı ahlaksızsınız? Sanki başını açanlar nefsani duygularından açmış gibi bide onlara bunu söylüyorlar. Aslında bunu onları günah psikolojisine sokup ardından böyle bir fetva vererek örgüt için adam kazanmalarını sağlamak için de yapmış olabilirler.”
FETÖ DECCAL ORDUSUDUR, FETHULLAH GÜLEN İSE DECCALDIR
15 Temmuz sürecine kadar kimseyle paylaşmadığı analizini bizimle paylaşan Said Alpsoy, “Fakat bundan sonra kesin olarak kanaat getirdim ki bu herif büyük deccaldan önce gelecek denilen 30 küçük deccaldan bir tanesidir. Bu oluşum deccal ordusudur. Başındaki herif ise ahir zamanda gelecek olan deccallardan bir tanesidir. Ben bunu ilmi analizlerim sonucu elde ettim. Kızgınlıkla ya da öfke ile söylediğim şeyler değil bunlar. İslami anlamda hem bu şahıs ile hem de etrafındaki topluluk ile ilgili stratejimizin bu olması gerekir. Esasen meselenin bu kısmına ağırlık verilmesi gerek ve eğer böyle yapmazsak hedef saptırmış oluruz.” şeklinde konuştu.
GÜLEN: BEN AHİR ZAMAN MEHDİSİYİM
Gülen`in çocukluğundan itibaren normal olmadığını belirten Alpsoy, “CIA ve MOSSAD gibi yapılar için kullanıma hazır biri. Akıl sağlığı yerinde ve İslami bilgilere hâkim birinin gidip gizli servisler ile işbirliği yapması mümkün değil. Bu herifin akli durumunun sakat olması zannediyorum daha 15`li yaşlarda onda oluşmuş ‘Ben beklenen ahir zaman mehdisiyim` kanaatidir. Bu şahsı dikkate alan ve muhatap olan herkes şunu iyi bilmelidir. Gülen`in bütün psikolojisini eline alan görüş ‘ben ahir zaman mehdisiyim` görüşüdür. Yaptığı ve söylediği her şeyi buradan yola çıkarak yapıyor. Bu perspektiften bakılarak bu adamın söylediklerinin analizinin yapılması gerekiyor. CIA ve MOSSAD gibi örgütler bunu faaliyete geçirirken kullandıkları mekanizma da budur. Onun mehdi olduğunu söyleyerek onu kullanıyorlar.” ifadelerini kullandı.
BATIYI MESİH`İN TEMSİLCİLERİ OLARAK GÖRÜYOR
Fethullah Gülen`in Mısır televizyonuna verdiği mülakatı da değerlendiren Alpsoy, “Demecinde diyor ki, Batı Türkiye`yi işgal etsin. Ak Parti`yi hükümetten indirsin. Yani bu sözleri hiç söylememesi gerekirdi. Ben ilk başta yanlışlıkla söylemiş zannettim. Ama burada sesleniş Türkiye`ye değil Mesih`in temsilcisi olarak gördüğü Batılı ülkelereydi. Şimdi bu herif kendini Mehdi olarak görüyor. Ahir zaman mehdisinin bir de deccala ihtiyacı var. Recep Tayyip Erdoğan`ı da kendine deccal olarak seçmiş. Şuan Türkiye halkı ise onun gözünde deccal ordusudur. Bu hakaretler bedduaların altında yatan ana sebep bu. Bu herifin zihin dünyasında yatanlar tamamen bunlardan ibaret. Aslında batıya seslenerek Mesih`in temsilcilerini kendine yardıma çağırıyor. Çünkü hadiste böyle geçiyor. Mehdi ile Deccal çarpışacak. Tam Deccal Mehdiye galip gelecek iken Mesih yardıma gelecek ve onu kurtaracak. İşte böyle bir zihniyete sahip bu herif.” ifadelerini kullandı.
TEHLİKE HİSSETTİKLERİ CAMİALARA KARŞI YOK ETME STRATEJİSİ UYGULUYORLAR
Gülen`in kendini Mehdi olarak görmesinin diğer İslami cemaatlere de hiç gözüyle bakmasına sebep olduğunu belirten Said Alpsoy şunları söyledi. “İslami cemaatlere karşı da aynı bilinçle düşmanlık ediyor ve hiç hükmünde bakıyor. Bütün yaklaşımın özü budur. Yapının içinde olduğum yıllardan hatırlıyorum. İslami cemaatlerin icraatlarına öyle bir gözle bakılırdı ki dedikoduları bile yapılmazdı. Fiili olarak tehlike hissettikleri camialara karşı üzerine gidip ‘bitirme, yok etme` stratejisini uyguluyorlar.”
HER TEFERRUATINA KADAR YENİ BİR İMAJ YAPACAKLAR
Örgütün bundan sonra format değiştireceğini dile getiren Araştırmacı Yazar Said Alpsoy, “Bütün kurumları, isimleri, sembolleri Aklınıza gelecek her şeyle yenilenecek. Yani konuşmaları bile değişecek. Örneğin aralarında şakirt kelimesini bile kaldıracaklar. Her teferruatına kadar yeni bir imaj yapacaklar. Bu değişiklik sonrasında artık bu yeni format ile insanları kandırmaya çalışacaklar. 15 Temmuz öncesinde bile bu tür hazırlıklar yapılmıştı. Medyadaki bazı isimlerin bu yol izlediğini rahatlıkla görebiliyorum. Artık deşifre olmuş isimleri yurt dışına kaçırmayı deneyecekler. Bazı aktif fakat deşifre olmuş ve burada çalışma yapamayacak kişileri yurt dışına çekecekleler.” dedi.
İNTİKAM EYLEMLERİ DÜZENLEYEBİLİRLER
Bireysel eylemler olabileceğine dikkat çeken Alpsoy, “Endişe ettiğim bir konu var. Bireysel kamikaze terör eylemleri içerisine girmeleri söz konusu olabilir. Bunlar intikam eylemleri düzenleyerek kendilerini feda edebilirler. İçerde yaşadığım tecrübelerden yola çıkarak söylüyorum bunları. Çünkü onların zihin dünyasındakini az çok tahmin edebiliyorum.” ifadelerini kullandı.
5 OLAN İTİRAFÇI SAYISI O ZAMAN 500 OLUR
Son olarak bu sürecin devam etmesini ve örgütün üzerine gidilmesi gerektiğini dile getiren Said Alpsoy, “CIA ve MOSSAD gibi yapılanmalar bunların geleceği hakkındaki karar da çok önemli. Çünkü asıl güçlerinin ve stratejilerini oradan alıyorlardı. CIA eğer işbirliği yapmazsa örgüt ciddi bir düşüş yaşar. Eğer üzerlerine gidilirse beslenecek kaynakları kurutulursa örgüt bir birine düşerek ciddi çözülme yaşayabilir. Şuan günde 5 olan itirafçı sayısı o zaman günde 500 olur.” şeklinde konuştu.