• DOLAR 34.362
  • EURO 36.396
  • ALTIN 2830.98
  • ...
Ahirete İnanıyor Musunuz? (Doğrugenç Haftanın Yazısı)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Evet, bu soru size. Önce biraz düşünün isterseniz… Pek fazla düşünmeden hepinizin “Evet” dediğini duyar gibiyim. Peki, o zaman, bir de şöyle soralım-Ahirete gerçekten inanıyor musunuz?

Nasıl cevapladığınızı duyamadım belki ama üzerinde derin düşünmeyi hak ediyor bu soru. Bir şeye inanabilmek için öncelikle onun ne olduğunu bilmek gerekiyor.
`Ahiret`sözlükte son, sonraki ve sona ermek gibi anlamlara geliyor. İslami bir terim olarak ise- dünya hayatının tamamlanmasından sonraki ebedi hayatı ifade ediyor. İmanın olmazsa olmazlarından biri. Ahiret gerçek karşılık demek aslında. Sınırlı hayatımızın öte dünyadaki sonsuz yansıması, dünyamızın aynası.
Günümüzün maddeyi esas alan zihniyetinin bir ürünü olarak “aynada nasıl göründüğünü önemseyen” çağın Müslümanları, dünyanın aynası olan ahirette nasıl görüneceğini maalesef unutmuş durumda. Rabbimizin “Elbette ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.”  [1] buyruğuna bizlerin de muhatap olduğumuz bilincini kaybettik. Canımızdan çok sevdiğimizi söylediğimiz Peygamber efendimizin “Dünyasını seven ahiretine zarar verir. Ahiretini seven dünyasına zarar verir. Siz baki olanı [ahiretini] fani olana [dünyaya] tercih edin.” [1] diye bizleri uyardığını hatırımızdan çıkarıp dünyaya daldık.

Çağımızın en büyük hastalığı olan sekülerizm yani dünyevileşme, ibadetlerimize bile hâkim oldu. TOKİ`den iki göz ev çıksın diye günlerce 41 Yasin hatmi indiren bizler, söz konusu cennet köşkleri olunca ihmalkâr davrandık, Kur`an`ı açmadık. İbadetlerimizi bile dünyalık arzuların aracı yaptık. Gözümüzün nuru olması gereken namaz, heyecanla takip ettiğimiz dizilerin reklam aralarına sıkışıp kaldı. Telefon, internet, televizyon… Gözlerimizin nurunu çaldı. Ev, araba, eş, para, makam, şöhret ve diğer tüm dünya oyuncakları asli vazifemizin, ubudiyetimizin yerini aldı. İmkânlarımız artarken imtihanlarımız ağırlaştı. Ölmekten korktuk, ölümü unuttuk. Dünyanın, ahiretin tarlası olduğunu biliyorduk belki ama dünya tarlamıza zakkum tohumları ekip cennet mahsulü bekleme yanılgısına düştük.

İçinde bulunduğumuz durumun farkına varmak, yaşadığımız sorunların farkında olmak bizi çözüme yaklaştırır. İnandığımız gibi yaşamaya çalışmak ise çözümün ta kendisidir. Yaptığımız her zerre işte, bunun karşılığını öte dünyada göreceğimizi aklımıza getirir, inandığımızı hayatımızla bütünleştirirsek işte o vakit gerçek bir ahiret inancına sahip olabiliriz.
Ya Rabbi- Sen bizleri ahirete ”gerçekten” inanan kullarından eyle.

1 Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 412


Nazlıcan Kayalık / Bursa - Yaş: 16


Genç Yazarlar ile HASBİHAL

Bursa İlimizden Nazlıcan KAYALIK Bacımız: Dünyaya ziyadesiyle dalarak ahiretimizi unuttuk. Oysa ahiret bizim için daha önemli olmalı. Ahiretimizi düşünerek hareket etmeliyiz. İnanarak yaşamalıyız. Yaptığımız her davranışın bir karşılığı olduğunu unutmayalım. Küçük davranışların büyük zaferlere işaret ettiğini, büyük eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmamız gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bu konuda bütün hastalıklarımızı tahlil edip gereken çözümleri pratikleştirmeliyiz. Ne kadar kusurumuz olsa da hakikatten uzak durmak bizlere yakışmaz. Elbette kusurumuz eksiklerimiz olabilir önemli olan bunların arkasına sığınmamak. Bu anlamda başarısızlığın kırk bin nedeni vardır fakat mazeretin hiçbir nedeni yoktur sözünü tekrar hatırlatmakta fayda vardır. Yani bir kusurumuz olduğunda onun yerini dolduracak iyilikler yapmalıyız. Kusurlarımızı alışkanlaştırmadan iyiliklerimizi ziyadeleştirmeliyiz.
Duygularınızı güzel ifade etmişsiniz. Teşekkürler. Yeni paylaşımlarınızı bekliyoruz. Allaha emanet olunuz.

Bu haberler de ilginizi çekebilir