Sızıntı`dan Sızıntı`ya DESTEK
Hüseyin KAYA / doğruhaber / Siyaset Gemisi
Cuntacı askerlerin darbe girişiminde başarısız olması sonrası uluslararası algı yönetimi kurumlarından da ilginç tepkiler geldi. Sizinle çok dikkat çeken bir sosyal medya paylaşımından söz edeceğiz.
“Gizli belge canavarı” WikiLeaks, Twitter hesabından Türkiye hakkında 100 bin belge açıklayacağını duyurdu.
“Neden şimdi?” sorusu hemen kafaları kurcalamaya başladı tabii.
Evet, neden şimdi?
Wiki Leaks, derin emperyalist koalisyonun uluslararası dizayn amacıyla oluşturduğu, kontrollü gizli belge yayınlama kurumudur.
İlk belgeler aynı anda Der Spiegel, Guardian ve New York Times isimli medya organlarında yayınlandı.
Üç medya kuruluşunun bulunduğu ülkelerin Almanya, İngiltere ve Amerika olması sıradan bir olay değildir.
Bu arada Wiki Leaks`ın ilk yayına başladığı günlerde Türkiye`de Taraf Gazetesi ile anlaşması da üzerinde durmayı gerektiriyor. O dönemde Taraf yöneticilerinden biri Yasemin Çongar`dı ve bu konu için Wiki Leaks`ın görünürdeki patronu Julian Assange ile görüşmüştü.
Çongar`ın iddiasına göre Julian Assange`a ‘Neden Türkiye ve neden Taraf?` sorusunu yöneltmiş. Assange`ın cevabı dikkat çekici. Türkiye`nin Irak`tan sonra sızdırılan belgelerde en çok yeri tutan ülke olması Wikileaks`in Türkiye`nin üzerinde ayrı bir hassasiyet ve dikkatle durmalarına neden olmuş. Uzun süredir Türkiye`de kendilerine uygun bir hareket ortağı aradıklarını söyleyen Assange, Taraf gazetesini bu konuda Wikileaks`e en yakın basın organı olarak gördüklerini dile getirmiş.
Bu arada Yasemin Çongar ile ilgili daha önce de Siyaset Gemisinde söylediğimiz bir ayrıntıyı burada zikredelim. Yasemin Çongarı`ın kocası, Chris Mason, Naval Postgraduate School`da (ABD Deniz İhtisas Okulu) dersler verdi. Bu okulun CIA ajanlarına eğitim verdiği konusunda kimsenin itirazı yok.
Bu kadar ayrıntıdan sonra neden bu başlığı attığımızı söyleyelim artık.
“Wiki Leaks”ın kelime anlamı “Sızıntı” demek.
Sızıntı ise Türkiye`de Gülen grubunun ilk çıkardığı derginin ismidir. İlk sayısı Şubat 1979`da çıkan derginin yazarlarından biri de F. Gülen`dir. Genellikle M. Abdülfettah Şahin ve Safvet Senih adlarını kullanarak yazdığı yazıların yanı sıra “Başyazı”ların da ona ait olduğu konusunda bir şüphe yok.
Evet, mesele küresel dizayn kurumu Sızıntı`nın (Wiki Leaks) devlet kurumlarına “sızarak” yerleşen; ama son hamlede başarısız bir darbe girişiminde bulunan Sızıntıcılara (Gülen grubu) destek vermesi meselesidir. Bu arada Gülen`in “Darbeye destek vermiyorum” şeklindeki açıklamasının bir kıymet-i harbiyesi yoktur, çünkü önümüzde arşivler var. 1980 darbesinden sonraki ilk sayısında F. Gülen, darbeye destek veriyor, darbecilere selam duruyor:
“Yıllardan beri, binbir saldırı ile rehnedar olmuş bir bünye, böyle hemen bir mualece ile iyi edilemeyeceği de muhakkaktı. Daha köklü ve daha gönülden bir hareket gerekliydi ki, milli bünyeyi kemiren yıllanmış seretanlar (kanser) berteraf edilebilsin. Ve işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz.”
Büyük ihtimalle Gülen, 16 Temmuz için de bir selamlama yazısı yazmıştı; ama yayınlanacak ortamı bulamadı.
Kötü bir durumda ve yine gazeteciler karşısında tansiyon ölçtürme işine başladı.
Acaba Sızıntı yazarı Gülen ve Cuntacı dostları şimdi de umutlarını Sızıntı`ya (Wiki Leaks) mı bağladı?