• DOLAR 34.474
  • EURO 36.399
  • ALTIN 2906.814
  • ...
Kahraman, Görmez ve müftüleri kabul etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "15 Temmuz çok ders veren bir vaka, çok ders aldık. İnsanların ne kadar afyonlanabildiğini, eğitimin ne kadar mühim olduğunu, maneviyatı aşındırmanın insanı ne noktalara getirdiğini görüyoruz." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, beraberinde 81 il müftüsüyle TBMM Başkanı Kahraman'a, FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz'daki menfur saldırıdan dolayı "geçmiş olsun" ziyareti gerçekleştirdi.

Görmez, tüm millete "geçmiş olsun" demek, dua ve niyazlarını iletmek üzere geldiklerini ifade ederek, milletin, yüce Rabbin lütfu ve yardımıyla, mazlumlara tarih boyunca umut olmuş aziz milletin büyük feraseti ve dirayetiyle çok büyük bir badireyi atlattığını anımsattı. Görmez, bundan dolayı yüce Rabbe hamd ettiğini belirterek, Gazi Meclisin, ikinci kez gazi olduğunu belirtti.

"Yüce Rabbimiz, milletimizi, ülkemizi her türlü kötülükten muhafaza eylesin" temennisinde bulunan Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu süreçte, yasaların kendilerine verdiği görevi de dikkate alarak, zira bizim görevimiz sadece din hizmetleri yürütmek değil aynı zamanda milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini ayakta tutmak, daima milletimizin hukukuna sahip çıkmak, onların yanında yer almak, maneviyatını yüce tutmak gibi bir vazifemiz var. Bu sebeple ilk geceden itibaren 81 il müftümüz seferber oldu, 118 bin din görevlimiz, din gönüllümüz bütün camilerin ışıklarını yakarak özgürlüğümüzün simgeleri olan minarelerimizden selalar okuyarak, milletimizi kendi hukukuna sahip çıkmaya davet etti. Bu vazifeyi hakkıyla ifa eden bütün din gönüllülerine teşekkür ediyorum.

Aziz milletimizin gösterdiği bu soylu direnişi iki şeyle taçlandırdığımızda anlamlı olacaktır. Birincisi millet olarak bizim bu soylu direnişi, bir adalet ve merhamet direnişiyle taçlandırmamız lazım. Bu soylu direnişi adalet ve merhametle taçlandırdığımız zaman tarihteki yerini alır. Aksi takdirde kin, öfke, intikama dönüştüğü zaman Allah korusun hepimiz zararlı çıkarız. Bundan sonra bu süreçte Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 81 il müftümüzle, yüz bini aşkın din gönüllümüzle birlikte milletimizin birlik beraberliği, kardeşliği, yaşadığımız büyük acıları tarihin mezarlığına gömerek birlikte istikbali inşa etmek için canhıraş şekilde çalışacağız. Bütün ardaşlarımızla birlikte bu süreçte, sürecin bir fitne, fesata, kin, öfke, intikama dönüşmemesi, sadece adaletle, hukukla hareket edilmesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf etmeye devam edeceğiz."

"Hukuka uyacağız"
TBMM Başkanı İsmail Kahraman da elbette hukuka uyacaklarını, bu yanlışa girenlerin hepsinin ötelenmesi, itelenmesi gibi bir durumun olmayacağını ancak gerekeni de yapacaklarını bildirdi.

15 Temmuz'un çok ders veren bir vaka olduğunu, çok ders aldıklarını anlatan Kahraman, "İnsanların ne kadar afyonlanabildiğini, eğitimin ne kadar mühim olduğunu, maneviyatı aşındırmanın insanı ne noktalara getirdiğini görüyoruz." dedi.

Örtülü, açık, sonuçlanan, yarım kalan 16 darbe olduğuna işaret eden Kahraman, bunun sonuncusu olmasını temenni etti.

TBMM Başkanı Kahraman, 27 Mayıs 1960'da bugünkü iletişim araçları olmadığını, tek bir radyo bulunduğunu, İstanbul'daki darbeyi iki kurmay yarbayın yaptığını anımsattı. Bugün, geçmişteki dağınıklığın olmadığını dile getiren Kahraman, "Şimdi selalar, ışıkları yanan camiler var. Oradan millete, 'Sahip çık kendine, imanına, inancına, hürriyetine, ülkene' sedaları yükseldi. Ve önledi." dedi.

Kahraman, Yassıada davalarını hukuk öğrencisi olarak izlediğini, "felaket olduğunu" anlatarak, Adnan Menderes'in çok kibar olduğunu, edebini hiç bozmadığını söyledi.

Türkiye ile uğraşıldığını dile getiren Kahraman, "Hadi onlar uğraşıyorlar, siz niye uğraşıyorsunuz? Siz Cumhurbaşkanı'nı öldüreceksiniz, la havle vela kuvvete. Yaverler, koordinatları soruyor, uçak düşürecekler. Size ne oluyor, bu ne biçim iş ya Rabbi? Ama millete çok büyük dersler verdi. Kardeşlik duygusunun pekişmesi lazım, öteleme, iteleme olmaması lazım. Vücuttaki, bünyedeki zehirlerin panzehirle atılması lazım." diye konuştu.

"Kaptan nerede durur?"
Kahraman, 15 Temmuz gecesi konutunda olduğunu, uçak sesleri duyduğunu, uçakların alçaktan uçtuğunu, televizyonu açtığında Boğaz Köprüsü'nün ulaşıma kapatıldığını gördüğünü anlattı.

Hemen abdest aldığını, doğruca Meclise gittiğini anlatan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaptan nerede durur; gemide. Gemiden ilk önce fareler çıkar. Maalesef fareler var ama kaptanlar çok. Arkadaşlar geldi. CHP, MHP, AK Parti'den aktılar. Gelmeyen bir parti HDP. Onun genel başkanı, grup başkanvekili telefonla aradı, 'Provokosyon olmasın diye gelmiyoruz, bizi orada sayın. Ama yarınki olağanüstü toplantıya geleceğiz'. 4 parti ortak deklarasyon yayınladı. Demokrasi çok iyi rejim de ayrım şeklinde tatbik edilmemeli. Bu, bütünlük sağladı o bütünlük hep devam etmeli.

Diyanet İşleri Başkanımız ile konuşurken, onun bir teklifi vardı. Parti liderleri bulundukları vilayetlerde, bizzat hatip olarak, birer miting yapsınlar, nihai mitingi. Kemal Bey, İzmir'in milletvekili o İzmir'de yapsın. İzmir'in iki genel başkanı var, ne yapacağız; ikisi aynı anda yapsın, birlikte yapsın. Ne oluyoruz yani? Devlet Bey, Osmaniye'de yapsın. Selahattin Bey'i bilmiyorum. O da yapsın, adı Selahattin. Bırakalım hendekleri, çukurları, duvarları... Bölemezsiniz bu milleti, devleti, bu bayrağı indiremezsiniz. Bu dörtlüyü, hazmedecek herkes; devleti, milleti, bayrağı, vatanı, bölemezsiniz. Diyanet İşleri Başkanımızın teklifini liderlere ileteceğim. Elçiye zeval olmaz, bakarsın uyarlar. Çünkü benim davetime icabet ettiler. Kemal Bey, 'İstanbul'dayım, katılmak isterim, saat 14.00'e yetişemem, acaba saat 15.00'e alsak olmaz mı?' dedi. Devlet Bahçeli Bey de fevkalade konuştu."

Kahraman, olay gecesi TBMM'de yaşadıklarını da anlatarak, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu, gelişeceğini ve kalkınacağını vurguladı.

Gazi Meclise gaziliğin yakışacağını ifade eden Kahraman, "Ama bu son gaziliği... Bundan sonra yok öyle şey. Demokratik sisteme devam. Adı parlamenter veya bir başka ama demokrasi şart. Demokratik hukuk devleti olarak Türkiyemiz çok öteye gidecek. Hepimiz, elimizden geleni yapacağız." ifadelerini kullandı.

Görmez ve beraberindeki müftüler, Meclisteki tahribatı incelediler ve Genel Kurul Salonu'na geldiler.

Bu haberler de ilginizi çekebilir