AB, vize ve kırılmalar
Avrupa Birliği, Türkiye ile müzakereler yürütülürken sürekli yeni maddeler dayatarak tam üyeliğin hiçbir zaman olmayacağını açıklamaya çalışıyor.
İngiltere 23 Haziran`daki referandumda birlikten ayrılmayı konuşurken hedefine Türkiye`yi koyuyor. Ama aslında genişleyen birlikte ekonomik yükün altına girmemek için kaçmaya çalışıyor. Halbuki eskiden görünürde Türkiye`nin tam üyeliğine en çok İtalya ve İngiltere destek veriyordu.
Tam üyelik sürecinin 1000 yıl daha uzayacağı iddiası yapılırken “vize serbestisi” gündemi doldurdu.
AB`nin geri kabul anlaşmasıyla birlikte Türkiye için “vize serbestisi”ni kabul edeceği ve bunun Mayıs ayında gerçekleşeceği öngörülüyordu; ama olmadı.
Paris`te bir olay için olağanüstü hal ilan eden Fransız hükümetini haklı bulan AB, nedense Türkiye için “Terörle mücadele yasasının değiştirilmesi” şartını koydu ve süreç tıkandı. Sürecin tıkanması AB`ye zaman kazandırdı ve yeni şartlar hazırladılar.
Son açıklamaya göre HDP`lilerin dokunulmazlıkları kalkarsa vize işi suya düşer.
AB ve Türkiye karşılıklı olarak birbirini suçlamaya başladı.
Avrupa Birliği`nin Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber istifa etti. Haber, geçtiğimiz ay bir grup gazeteciye verdiği özel brifingde vize muafiyetiyle ilgili süreçte Türkiye`nin tavrını, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın açıklamalarını eleştirerek, “Bir atasözümüz var, ‘Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek` diye, burada tersi oldu” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye tarafı ise Avrupa Birliğinin işi yokuşa sürmek için sürekli yeni engeller çıkardığını iddia etti.
Ermeni soykırımı tasarısının Alman parlamentosunda kabulü sonrası ipler biraz daha gerildi. Türkiye, Almanya büyükelçisini önce istişareler için çağırdı, ardından da büyükelçi olarak başka birini görevlendirdi.
Ufukta ciddi kırılmalar görünüyor.
Türkiye`nin birliğe giriş süreci, birliğin dağılmasını beraberinde getirebilir.