Dava bir aldanış ve bir yoldur. Bu yolda çeşitli sıkıntı, ızdırap, yokluk vb. imtihanlarla karşılaşacağımızı Allah-u Teâlâ`nın şu ayet-i kerimesi ile anlıyoruz. “Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?”
Evet, Allah-u Teâlâ`nın bu ayet-i kerimesinden anlıyoruz ki Peygamber (s.a.v.)`in, ondan önce gönderilen nebilerin, Enbiyaların ve iman edenlerin başlarına birçok sıkıntı ve ızdıraplar imtihan olarak gelmiştir.

Bu sıkıntılar çeşit, çeşittir, günümüze indirgediğimizde, İslami camianın fertlerinde birçok sıkıntı, hicret, zindan, şehadet gibi sıkıntıları görmekteyiz. Bu saydıklarımız sıkıntılar, ızdıraplar bizlere Allah-u Teâlâ`nın davasının verdiği sıkıntılardır ve Allah-u Teâlâ bizlere ecrini misli zerresine kadar verecektir inşallah. Evet, kardeşim bir insan nasıl ki evdeki annesini, babasını, eşini ve çocuklarını düşünüyor ve dert ediyorsa; davasını da kendine dert etmesi lazımdır.
Yukarıda dediğimiz gibi birçok sıkıntılar karşımıza çıkacaktır. Çoğu zaman olacak ailemizden ayrı kalacağız, hicret etmek zorunda kalacağız, bize çok emeği geçen ağabeylerimizden, Seydalarımızdan, hocalarımızdan ayrı kalacağız ve hatta önümüze bu davamız için şehadet çıkabilir. Ama bu sıkıntılar bizlerin dizlerimizi çöktürüp, üzüntü ve umutsuzluğa düşürmemesi lazım.

Bu sıkıntıları Allah-u Teâlâ tarafından bir imtihan olarak bilmemiz ve bu imtihanı en güzel şekilde geçmeliyiz kardeşim! Biliyorum kardeşim! Farkındayım gündemde olan haberlere üzülüyoruz, sıkılıyoruz. Ama davamız için kardeşim, İslam düşmanlarının İslam`a saldırmaması için, Peygamber Efendimiz (s.a.v)`a ve onun hadis-i şeriflerine dil uzatılmaması için yılmadan, yıkılmadan ayakta kalmalıyız kardeşim! Davamız için ayakta kalmalıyız kardeşim!

Hüseyin Sayhar / Şanlıurfa (Viranşehir) - Yaş: 19

Genç Yazarlar ile Hasbihal

Şanlıurfa İlimizin Viranşehir İlçesinden Hüseyin SAYHAR Kardeşimiz: Herkesin kendine göre bir dava anlayışı var. Kimi dünyevi işleri dava edinirken kimi uhrevi işleri dava edinmiştir. Dünyevi davalar, daha çok sınırlıdır. İnsan hedeflediğine kavuşunca davası son bulur. Fakat uhrevi davalar böyle değil sonsuza kadar Allah'ın rızası düşünülür. Tıpkı Üstad Bediuzaman gibi, kendisi Van kalesinden düşerken ah çekmişti Fakat bu ah çok farklıydı ne Anne, ne Baba nede başka bir ahtı bu ah sadece ve sadece ah davamdı. Ah çekilen dava öyle bir davadıyki nice Peygamberler nice evliyalar nice erler bu sevda uğruna her şeyinden oldu. Hem de gözünü kırpmadan.
Duygularınızı tecrübeniz üzerinden güzel örneklemişsiniz. Bir nebze de olsa bu güzel ifadeler birileri için vesile kaynağı olmuşsa ne mutlu sizlere. Teşekkürler. Yeni paylaşımlarınızı bekliyoruz. Allaha emanet olunuz.