Burada bir konuşma yapan Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, “Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra projesi  hayata geçirilmiş olsaydı bugün Ortadoğu’nun kurtulacaktı.” dedi.   

Batman Üniversitesi İdeal Gençlik Topluluğu  tarafından düzenlenen  ‘Risale-i Nur'u Anlamak’ konulu konferansında bir konuşma yapan Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra projesi hayata geçirilmiş olsaydı bugün Ortadoğu’nun kurtulacağını söyledi.

Batman Üniversitesi Merkez Kampüs Rektörlük Konferans Salonu’nda Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman ve Eğitimci Emin Sütçü’nün konuşmacı olarak katıldıkları konferansa; HÜDA PAR İl Teşkilatı yetkilileri, Kozluk Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şemsettin Dursun, kentteki bazı kanaat önderleri ile STK temsilcileri ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan İdeal Gençlik Topluluğu üyesi Cafer Akdaş, amaçlarının okuyan, sorgulayan, irdeleyen, tarihinden dersler çıkarabilen, istikbale kararlı ve planlı bir şekilde yürüyen, ahlaklı, topluma faydalı, erdemli bireylerin yetişmesinde katkı sağlamak olduğunu söyledi.

Bediüzzaman’ın çağın manevi hastalıklarını tespit ettiğini ve o hastalıklara Kur’an-ı Kerim çerçevesinde Risale-i Nur’u birer reçete olarak sunduğunu belirten Akdaş, bundan dolayı yetkililerden Risale-i Nur’un okulların ders müfredatlarına eklenmesini istediklerini vurguladı.

“Kur’an ve Risale-i Nur arasında öğretmen ve öğrenci ilişkisi vardır”

Açılış konuşmasının ardından   bir konuşma yapan Eğitimci Emin Sütçü, “Üstad Risale-i Nur’da ‘sözler güzeldir fakat benim değillerdir’ der. Üstad bunu söyleyerek Risale-i Nur’un bir ilham-ı ilahi olduğuna vurgu yapar. Bu eserin İlham-ı ilahi olması bize şunu gösterir; Cenab-ı Hakk’ın şu ahir zaman dediğimiz, evliyaların bile şerrinden Allah’a sığındığı felaket asrının sıkıntılarına, sorunlarına cevap, melhem olacak bir hediye-i rahmanidir ve Kur’an’ın şu zamana, asra bakan mucizesidir.” dedi.

Risale-i Nur’un Kur’an’ın malı olduğunu ifade eden Sütçü, “Kur’an ve Risale-i Nur arasında öğretmen ve öğrenci ilişkisi vardır. Kur’an mektebinden dersini almış olan Risale-i Nur, bu yönüyle Kur’an’ın bazı güzelliklerinden tabiri caizse kendine de pay almıştır. Risale-i Nur, asla okuyana bıkkınlık vermez, vermemiştir. Risale-i Nur, zaman geçtikçe gençleşen, daha iyi anlaşılan bir eserdir.” diye konuştu.

Konuşmanın ardından program, Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hayatını konu alan sinevizyon gösterimiyle devam etti.

Ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, ömrünü İslam’a adayan zamanın büyük alimlerinden Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hayatından kesitler aktardı.

“Medresetüzzehra Risale-i Nur’un ta kendisidir”

Bediüzzaman’ı okumanın aslında bütün Peygamberlerin hayatını okumak gibi olduğunu söyleyen Yaman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman’ın hayatı Kur’an’ın tefsiridir. Bediüzzaman’ın hayatını okuduğunuz zaman siz, onun hayatında Hz. Eyyüb’ü, Hz. Yusuf’u bulursunuz. Onun bir yerinde Hz. İbrahim dersiniz. Bediüzzaman’ın hayatını okuduğunuz zaman inanın onun hayatında, Kur’an-ı Kerim’de hangi Peygamber zikredilmişse onların hayatından bir kesit vardır. O yüzden onun hayatı bir yerde Kur’an-ı Kerim’in bir tefsiri gibidir. Risale-i Nur ile Bediüzzaman’ın hayatını birbirinden ayıramıyoruz.”

Bediüzzaman’ın hayatının Medresetüzzehra ile başladığına dikkat çeken Yaman, “Medresetüzzehra Üniversitesi projesi günü değil, geleceği kurtarma projesiydi. Bediüzzaman Medresetüzzehra projesiyle bundan 100 yıl öncesini kurtarma değil, aslında bugünleri kurtarmaydı. Medresetüzzehra projesi hayata geçseydi sadece Van, Bitlis değil, Ortadoğu kurtulacaktı. Eğer Medresetüzzehra başarılabilseydi Üstad’ın bahsettiği cehalet, zaruret ve ihtilaf diye bahsettiği o üç düşman mağlup olacaktı. Neyle mağlup olacaktı, işte Üstad’ın o yine üç düşmana karşı silah olarak söylediği marifetle, sanatla ve ittifakla mağlup olacaktı. Medresetüzzehra kurulmadı mı, kuruldu. Medresetüzzehra şu anda Risale-i Nur’un ta kendisidir. Yeter ki biz o medrese de okuyalım. Risale-i Nur medresesini mutlaka okuyun.” diye tavsiyelerde bulundu. (M.Fatih Akgül-İLKHA)