"Çatışmaların sivil alana çekilmesi kabul edilemez"
Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim yaptığı açıklamada, çatışmanın sivil alanlara çekilmesinin ve sokağa çıkma yasaklarının kabul edilemez olduğu söyledi.
Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim ve yönetimi, 5 Nisan Avukatlar Günü münasebetiyle Batman’daki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Basın açıklamasını okuyan Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim, Kürt meselesinin akamete uğrayarak çatışmalı ortama dönülmesi, yaşam hakkına dönük ve hayatın tüm alanlarını olumsuz etkileyen ağır hak ihlallerinin yaşanması, Tahir Elçi’nin katledilmesi ve birçok meslektaşlarının saldırıya uğraması, gözaltına alınması ve tutuklanması nedeniyle bu yıl kutlama yapmayacaklarını söyledi.
Avukatların yanı sıra aynı zamanda insan hakları savunucuları da olduğunu belirten Sevim, “Bu nedenle toplumsal meselelerin şiddet dışı yöntemlerle ve barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini ilkesel olarak savunuruz. Kürt meselesi bağlamında temel hak ve hürriyetlerin savunusu da, bu haklara yaklaşım da şiddet ve güç gösterisi sarmalına hapsolmuştur. Topluma rağmen gelinen bu noktada, hendek ve barikatlarla çatışmanın sivil alanlara çekilmesini, kitlesel cezalandırma sonucu doğuran sokağa çıkma yasakları ile iç göçleri, yaşam hakkı ihlallerini, toplumu psikolojik harbin nesnesi haline getiren uygulamaları, kötü muamele ve işkencenin tekrar hortladığı ve yargısal hiçbir denetim mekanizmasının olmadığı bu hali kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek istiyoruz.” dedi.
Türkiye’de hiç kimsenin hukuki güvenliğinin kalmadığını vurgulayan Sevim, “Yargıya ayak bağı görülen savunma mesleği ve dolayısıyla adil bir yargılamanın temel şartı olan bireylerin savunma hakkı her geçen gün törpülenerek şekli bir unsur haline getirilmek istenmektedir. Bunun yanı sıra ancak tarafsız ve bağımsız bir yargı eliyle tesis edilebilecek adalet, yürütme erkinin müdahale ve baskılarıyla bu rolünden oldukça uzak bir görüntü sergilemektedir.” diye konuştu.
Açıklamanın devamında Sevim, şunları söyledi: “Demokratik denetim mekanizması ve halkın haber alma hürriyetini direkt ilgilendiren basın özgürlüğünün hiçbir yargısal karara dayanmayan keyfi sınırlamalara, karartmalara maruz kalması, basın mensuplarının hukuksuz gözaltı ve yargılamalara tabi tutulması son dönemin temel sorunlarından biridir. Basın özgürlüğünün halkın haber alma, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi üstün bir hakka dayandığını ve demokratik değerler açısından vazgeçilemeyecek nitelikte olduğunu vurgulamak gerekmektedir.”(M.Fatih Akgül-İLKHA)