• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Üstad`ın Hocalarından  Şeyh Fethullahe Verkanisi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şeyh Fethullah, uzun bir müddet Serhad bölgesinde müderrislik yapmış, bu dönem içerisinde Üstad Bediüzzaman’a kısa süreliğine ders vermiş, Seydayê Taği’den sonra bölge halkını irşad etmiş, yüzlerce talebeye İslami eğitim vermiş, Hazret (Şeyh Diyauddinê Norşînî) ve oğlu Şeyh Alauddin gibi ulemayı yetiştirmiş bir âlimdir.

M. Ali Erdoğan

19. yüzyılda yaşamış Kürt ulemasından olup, Seydayê Taği’nin en meşhur halifesi olan Şeyh Fethullahê Verkanisi, Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Verkanis köyünde doğmuştur. Babası Abdurrahim Efendi, dedesi Şeyh Musa El-Mardinî’dir. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur.

Serhad yöresinin çeşitli medreselerinde eğitim gören Şeyh Fethullah, ilim tahsilini bitirdikten sonra Abirî Köyündeki büyük medresenin resmi müderrisi oldu.

Şöyle anlatılır; Şeyh Fethullah’ın Şeyhmus isimli bir kardeşi vardı. Şeyh Fethullah medresede eğitim görürken, kardeşi de ticaretle meşgul olurdu. Zamanla çok zengin oldu. Birçok yerde dükkân açtı. İlimle uğraşmadı, uhrevî meşgalelerden uzak durdu ve kıtlık zamanında açlık içerisinde vefat etti. Kendisi için kefen alınacak para bulunamayınca, yorganın yüzü sökülüp bedenine sarıldı ve defnedildi. Şeyh Fethullah ise, ilimle uğraşıp, medreselerde yıllarca eğitim verdi. Üstad Bediüzzaman’a kısa süreliğine de olsa ders verdi. Tasavvufta ilerleyip Şeyh Abdurrahmanê Tağî’nin halifesi oldu. “Hazret” gibi bir âlimi yetiştirdi.

Şeyh Fethullah’ın saliha bir annesi vardı. Bitlis’e bir âlim geldiğinde gider sohbetini dinlerdi. Hizan’lı Seyyid Sıbğatullahê Arvasî bir gün Bitlis’e geldiğinde sohbetini dinlemeye gitti. Bu sohbetten etkilenip ibadetlerine daha da ehemmiyet vermeye başladı. Fethullah, Şeyh Abdurrahmanê Taği’ye intisab etti. Şeyh Fethullah, bu sıralarada Bitlis’te talebe yetiştiriyordu. Seydayê Taği’ye intasab ettikten sonra Norşin’e yerleşti ve müderrisliğine burada devam etti.

Şeyh Fethullah, iyi bir ilme sahipti. O bölgenin en gözde fetva mercilerindendi. İbni Hacer ve Rameli gibi Şafii ulemasının fıkıh kitaplarına ezbereymiş gibi vakıftı.

 Kürtler arasında medrese eğitiminin yaygınlaşmasında Şeyh Fethullah’ın emeği büyüktür. Yetiştirdiği birçok talebesi medrese açmış, oğlu Şeyh Alauddin, Mutki’ye bağlı Oxîn beldesine ilmî tedrisatı ve tasavvufu götürmüş, bu medrese zamanla bölge medreseleri arasında bir ekol haline gelmiştir. Şeyh Fethullah’ın oğlu Şeyh Alauddin’e devamlı yaptığı tavsiyelerinden biri şu idi: “Sakın benden sonra talebe yetiştirmekten vazgeçmeyesin ve vefatımdan sonra da benim için sadaka veresin!”

Şeriata bağlılığı

Şeyh Fethullah, bölgedeki birçok mutasavvıf gibi vecibe ve sünnetleriyle şeriata bağlı idi. İnsanların ihtimam göstermediği birçok sünneti adet haline getirmişti. Namazlarını huşu içerisinde eda ederdi. Bir gün namaz kıldığı sırada Seydayê Taği yanlışlıkla Şeyh Fethullah’ın önünden geçer, Şeyh Fethullah’ın bir darbesiyle yere düşen Seyda, başını kaldırdığında Şeyh Fethullah’ın namaz kıldığını görür ve “Elhamdulillah, öyle bir imana sahip ki, kendisi ile Allah’ı (cc) arasına mürşidi bile olsa kimsenin girmesini istemiyor.” der.

Şeyh Fethullahê Verkanisî, Seydayê Taği hayattayken âlim yetiştirmiş, Seyda ise halk içerisinde irşad ve tebliğ ile meşgul olmuş, Seydayê Taği vefat ettikten sonra ise irşad vazifesini Şeyh Fethullah deruhte etmiştir.

Hazret’i yetiştirmesi

Şeyh Abdurrahmanê Tâğî vefat edeceği zaman, oğlu Şeyh Diyaüddin’in üzüntülü ve ağlamakta olduğunu görüp sebebini sordu. Oğlu Şeyh Diyauddinê Norşînî; “Efendim! İnsanın babası büyük tüccar olur da onun mirasından istifade edemezse ondan daha acı şey olur mu, diye üzülüp ağlıyorum.” diye cevap verdi. Abdurrahmân Tâgî Hazretleri; “Doğru söylüyorsun ben seni başkalarının oğlundan ayırt etmedim. Başkasının oğlu yanımda nasıl idiyse, sen de aynı durumdaydın. Aranızda fark gözetip sana özel muamele yapmadım. Diğerlerinden ayırmadım. Fakat Şeyh Fethullah seni başkalarından ayıracak.” demiştir. Seyda’nın vefatından sonra Şeyh Fethullah, Hazret’in eğitimiyle özel ilgilenmiş, özellikle fıkıh dalında iyi bir âlim olmasına vesile olmuştur. İslami ilimlerde mahir olduktan sonra Hazret’e tasavvuf icazeti verip, onu Norşin’de irşad ile vazifelendirmiş kendisi de Bitlis’te Mermutyan Mahallesi’ne yerleşmiştir. Buraya yerleştikten sonra Şeyh ile Hazret arasındaki iletişim mektuplaşmalar vasıtasıyla olmuştur.

Halifeleri

Şeyh Fethullahê Verkanisî yüzlerce alim yetiştirmiş, yetiştirdiği alimlerden bazılarına hilafet vermiştir. (Hazret) Şeyh Diyauddin, Şeyh Abdulğaffarê Küçük (Şeyh Muhammed Hafidê Arvasi ‘nin babası), Şeyh Ahmedê Karakoyî (Şeyh Mahmudê Karakoyî’nin

babası), Molla Ömer Horosî, Seyyid Hasan (Gavsi Hizanî’nin oğlu), Molla Hasan (Medine’ye yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.) Şeyh’in halifeleridirler. Şeyh Fethullah’ın tasavvuf, manevi gelişim içerikli yazdığı "Adab ve Kufr u Kebaîr" isimli iki kitabı bilinen eserleridir.

Vefatı

Şeyh Fethullahê Verkanisî vefat etmeden önce Hazret’e gönderdiği mektuba normalde yazdığı mektuplardaki adet dışında “Yalnız kendisi Baki kalacak olan ve yine yalnız kendisinin mülkü devam edecek olan Allah’a (cc) hamdolsun!” diyerek başlamıştır. 1899 senesinde Bitlis’te vefat etti. Kabri Bitlis’te evinin bulunduğu yerdedir. Allah rahmet eylesin. (Âmin)

 

Norşin Şeyhlerinin kısaca serencamı

Norşin bir zamanlar bölgenin en cazip yerleşim yeri olup, ilim ve tasavvuf merkeziydi. Norşin’de 19’uncu yüzyıla kadar, etkili olan tarikat Kadirilikti. 1880’de Şeyh Abdurrahmanê Tağî burada ilk medreseyi açmış, Hizan’da “Gavsê Hizan” namıyla meşhur Seyyid Sıbğatullahê Arvasî’den tasavvuf hilafeti alıp Nakşibendi divanını kurmuştur. Şeyh Abdurrahman’ın medreseyi kurmasıyla birlikte bölgede mevcut olan aile ve aşiretler arası geçimsizlikler sona ermiştir. Seydayê Tağî, ardından kendisine bağlı on dokuz halife bırakmış, yerine damadı Şeyh Fethullahê Verkanasi geçmiştir. Şeyh Fethullah, vefat etmeden önce Hazret namıyla meşhur Şeyh Diyauddin’e hilafet vermiştir. Hazret’in geniş bir mürit kitlesi vardı. Hamidiye Alayları’nın ünlü paşalarını bile etkilemişti. Şeyh Diyauddin birinci dünya savaşına Üstad Bediüzzaman ve Şeyh Said’le milis kuvveti olarak katılmış, bir kolunu da kaybetmiştir; bunun üzerine V. Mehmet Reşat kendisine protez bir kol ve Mecidiye Madalyası göndermiştir. Şeyh Diyauddin Şeyh Said Harekâtının başladığı 1924 tarihinde vefat etmiş, ardından on beş halife bırakmıştır. Hazret’in vefatıyla Şeyh Masum medrese ve divanı zamanın ağır şartlarına rağmen devam ettirmiştir. Norşin şeyhlerinin bölgedeki etkinliği bu isimler zamanında çok yaygın olmuştur. Bunun yanında Norşin’e bağlı Oxin medresesi de vardır. Oxin Medresesi’nin en meşhur şeyhi Şeyh Alauddin Efendi’dir. Şeyh Diyauddin’in halifelerinden biri olan Alauddin, Şeyh Said harekâtı başlayınca Şeyh Masum ile birlikte İzmir’e sürgüne gönderilmiştir, iki yıl burada sürgün hayatı yaşamıştır. Daha sonra 1930’da başlayan Zilan katliamı sırasında Şeyh Masum ile birlikte Antep’te zorunlu ikamete tabii tutulmuştur. 1971 yılında Şeyh Masum’un vefatıyla Norşin’deki hizmet Şeyh Nureddin’e kaldı. Günümüzde Norşin’deki medrese ve divan hizmetleri Şeyh Nureddin tarafından deruhte edilmektedir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kategorinin Öne Çıkan Haberleri