"Karne, çocuğun hayattaki başarısının tek ölçütü değildir"
Karnenin, çocuğun hayattaki başarısının tek ölçütü olmadığı konusunda uyaran uzmanlar, velilere karneyi krize değil fırsata çevirmesini öneriyor.
Yarıyıl tatiline günler kala milyonlarca öğrenci ve veliyi karne heyecanı sardı. Hafta sonu alınacak karnelerin değerlendirilirken dikkat edilmesi gerekenleri aktaran Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uzman Dr. Taner Canatar, önemli tavsiyelerde bulundu.
Karne değerlendirmesinin, çocuk açısından gelişimsel bir krize ya da fırsata dönüşmesinin tamamen anne babaların değerlendirme ve tutumlarına bağlı olduğunu vurgulayan Canatar, “Karne değerlendirmesi çocuklarımızın özgüvenini zedeleyici bir biçimde yapılmamalıdır. Öğrenci, düşük notlar nedeni ile gelen olumsuz eleştiri ve yargılamalardan dolayı güven erozyonu yaşarsa, olumsuz bir benlik algısı edinip denemekten vazgeçebilir.” dedi
Karne başarısının, okulda belirlenmiş ders programlarına uyumla alakalı bir durum olduğuna işaret eden Canatar, “Karneyi tüm hayattaki başarıların bir yansıması olarak görmek ve başarısızlıklara büyük anlamlar yüklemek hatalı davranış ve tutumlara yol açacağı gibi öğrencilerin kendilerini topyekûn başarısız bireyler olarak algılamalarına neden olabilir. Çocuğunuzun okulda bir dönem başarısız olması her dönem başarısız olacağı ya da hayatta her konuda başarısız olduğu anlamına gelmez. O yüzden değerlendirme yaparken bu algıyı yansıtabilmek önemlidir.” diye belirtti.
“Notlar düzeltilebilir ancak ruhsal yaraların tamiri güçtür”
Her ebeveynin çocuğunun başarısının yüksek olmasını istediğini ancak bunun bazen istendiği şekilde olmayabildiğini ifade eden Canatar, “Düşük not alan bir çocuğun ebeveyni de ‘anne-baba karnesinde` düşük notlar görmüş gibi hissedebilir. Bu nedenle çocuklarını kıyaslama, suçlama, psikolojik ya da fiziksel olarak aşırı cezalandırma yollarına yönelebilirler. Aynı şekilde çocuk da iyi bir evlat olmadığı ve görevini yerine getiremediği düşüncesine kapılabilir. Sonuç itibari ile hayal kırıklığı, çaresizlik ve kızgınlık yaşayan ebeveyn, başarı değerlendirmesi sırasında çocuğunun ruh durumu üzerinde olumsuz sonuçlar yaratacak değerlendirmelere girdiğinden, karne değerlendirmesi çocuk için travmatik bir hâl alabilir. Unutulmamalıdır ki düşük notlar yükseltilebilir ancak psikolojisi tahrip olan ve kendine güveni zedelenen bir çocuğun iyileşmesi daha zordur. ” değerlendirmesinde bulundu.
“Değerlendirmede kullanılabilecek faydalı yolları izleyin”
Uzman Dr. Canatar, tavsiyelerini şöyle sürdürdü: “Düşük notlar kadar yüksek olanları da görün hatta olumlu olanlardan başlayın. Çocuğun başarılı olduğu yönlerden söz etmek güven yapılandırması sağlar. Düşük notu olan dersleri ‘başarısız` şeklinde değerlendirmek yerine ‘geliştirilmesi gereken konular` olarak değerlendirin ve gelişim planı oluşturun. Çocuğunuzla birlikte başarının desteklenmesi için neye ihtiyaç duyduğunu belirleyin ve geliştirilmesi gereken konulara bu ihtiyaçların karşılanmasından başlayın. Böylelikle sağlıklı bir öz değerlendirme için çocuğunuza fırsat tanıdığınız gibi, gelişimi ve öz güvenini de baltalamamış olursunuz.”
“Çocuğun ilk eğitim yeri ailedir”
TERAPİDER Kurucu Üyesi Uzman Psikolojik Danışman Ümran Örkün de karne konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Çocuğun getirdiği karne ve ailenin tutumu konusunda bilgi veren Örkün, “Karne çocuğa aittir ancak çocuğun ilk eğitim yeri ailedir. Bu yüzden çocuğun gelişimini etkileyebilecek ev içi etmenler de değerlendirilmelidir. Aile içi iletişimin ve birlikte geçirilen zamanların kalitesi, çocuğun kendisine ait ayrı bir odası olup olmaması, kardeş ilişkileri, anne baba tutumları da derslere yansıyabildiğinden aile kendi içerisinde de bir değerlendirmeye gitmelidir. Unutulmamalıdır ki alınan karne çocuk kadar aileye de aittir ve ailenin de kendini düzeltip geliştirmesi önemlidir.” diye belirtti.
“Her çocuğun zekâsı parmak izi kadar farklıdır”
Karne ve okul başarısının hayattaki en önemli şey olmadığının altını çizen Örkün, “Çocuğunuzu her şartta sevip ve kabul edeceğinizi söyleyerek işe başlayın. Her çocuk kendine özgü yetenek ve ilgileri olan bir bireydir ve her çocuğun zekâsı parmak izi kadar farklıdır. Bu nedenle onu başkası ile kıyaslamayın. Düşük notları konusunda suçlayıcı davranmayın, cezalandırmaya gitmeyin. Cezalandırma ve suçlama çocuğa hangi konuda yanlış yaptığını ve neyi düzeltmesi gerektiğini öğretmediği gibi çocuğun motivasyonunu da düşürür. Onun yerine kendisini geliştirmesi konusunda ona inandığınızı belirtin ve nasıl destek olabileceğinizi sorun. Kendini yetersiz gördüğü konulara ilişkin birlikte bir değerlendirme yapın ve ikinci döneme ilişkin ulaşılabilir hedefler belirleyin. Bu konuda geçmişte başarılı olduğu konuları örnek vererek umut aşılayın. Karne notu ne olursa olsun bir dönemin bitmesinin her öğrenci için tatilin başlaması anlamına geldiğini ve çocuğunuzun, dinlenmeye, oynamaya ve enerji toplamaya da ihtiyacı olduğunu unutmayın.” şeklinde tavsiyelerde bulundu. (İLKHA)