CHP`de bizans oyunları
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
1 Kasım sonrası CHP`deki bahar havası yerini kara kışa bırakmış durumda.
Hamleler, Bizans oyunları ve entrikalar birbirini kovalıyor.
Tabii bu arada ayak kaydırmak için yaftalama ve birileriyle özellikle de Erdoğan ile ilişkilendirme furyası başladı. Kamuoyu da bu vesile ile gizli bağlantılar ve anlaşmalar hakkında bilgi sahibi oluyor.
Mesela…
‘CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Ergenekon tutuklularının cezaevinden çıkmasının Erdoğan`la yapılan anlaşmanın sonucu gerçekleştiğini ileri sürdü. Yarkadaş, ayrıca, Ergenekon davasındaki tahliyelerin karşılığında Cemaat operasyonlarına desteğin alındığını ve AKP`nin Kürt meselesine dair tavır değiştirmesinin de bu anlaşmanın bir parçası olduğunu iddia etti.`
İşte Yarkadaş`ın çok tartışılacak sözleri:
“Tayyip Erdoğan 17-25 Aralık dosyalarının kapatılması, askerin arkasında durması karşısında Kürt politikasında değişikliğe gitmiştir. Burada bir takas yapılmıştır. İlişkinin başı oraya dayanır. Yalçın Küçük`lerin falan cezaevinden serbest bırakılması da, Tayyip Erdoğan`la yapılan anlaşmanın, uzlaşmanın sonucudur. Bir teslimiyet anlaşmasıdır o. Onlar Ergenekon tutuklularını bırakmıştır, bunun karşılığında Fethullah Gülen operasyonuna destek verilmesi için söz alınmıştır. Karşılığında da Kürt meselesinin değiştirilmesi ve 17-25 Aralık dosyalarının üzerinin örtülmesi konusunda uzlaşılmıştır.”
Yarkadaş`a cevabı Ergenekon davasından yargılanan Yalçın Küçük verdi:
“Özellikle son, çok enteresan seçimlerden sonra, sayımlardan sonra CHP içinde bir Fethullah grubu oldu. Eren, Barış Yarkadaş, Enis Berberoğlu, Utku Çakırözer, bunları Fethullah Gülen`in askeri olarak söyledim. Birkaç kişi daha var, isimlerini ağzıma almak istemiyorum. Burada gördüğünüz insanlar, bunlar Fethullah Gülen`in askerleridirler. Bunun için buraya gelmişlerdir. Bunlar bilinmeyen adamlardır. Bir şekilde gelmişlerdir. (...)Bunlar Fethullah Gülen`in CHP içindeki mangasıdır. Onbaşı ise Gürsel Tekin`dir. CHP içinde Fethullah Gülen`in çavuşu, Kemal Kılıçdaroğlu adında birisi.”
Bunlar daha başlangıç…
Kongreye yaklaşıldıkça nelerin ortaya çıkacağını kimse tahmin bile edemez.
Mesela son yılların en önemli şantaj argümanı olan “Deniz Baykal`a kaset” meselesi bir daha gündeme düşerse ve bu kez farklı kişilere zarar verirse kimse şaşırmasın.
Mezkûr şantaj kasetinin çekilmesinde ve yayılmasında kimlerin parmağının olduğu ortaya çıkarsa K. Kılıçdaroğlu koltuğunu koruyabilir mi?