"Aile ve manevi bağlarının zayıflığı intihar riskini artırıyor"
Bingöl`de son zamanlarda artan intihar olaylarına her geçen gün bir yenisi eklenirken uzmanlar, bu tür vakaların önlenmesi adına çeşitli uyarılarda bulunuyorlar.
Türkiye İstatistik Kurumu`nun (TÜİK) yayımladığı intihar istatistikleri verilerine göre, 100 bin nüfus başına düşen intihar sayısını ifade eden kaba intihar hızı, yüz binde 4.19 oldu. Veriler illere göre incelendiğinde, kaba intihar hızının en yüksek olduğu il yüz binde 9.33 ile Karaman oldu. Karaman ilini yüz binde 7.54 ile Ardahan, yüz binde 7.22 ile Bingöl ve yüz binde 7.09 ile Elazığ izledi.
Artan intihar olayları hakkında önemli açıklamalarda bulunan Sosyolog Musa Apuhan, İntihar olaylarının önlenmesi noktasında çeşitli uyarı ve önerilerde bulundu.
TÜİK`in açıkladığı veriler dikkat çeken Apuhan, intihar eden kişilerin çoğunluğunu çocuk ve gençlerin oluşturduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2014 yılında Türkiye`de intihar eden kişi sayısının 3 bin olduğu, bu rakamın da her geçen yıl arttığı belirtildi. İntihar eden kişilerin çoğunluğunu, çocuk ve gençlerin oluşturduğu belirtilen verilerde, intihar yaşının 9`a kadar düştüğü gözlendi. Küçük yaşlarda intiharların psikolojik ve sosyolojik birçok sebebi vardır. Medyanın ve doğru kullanılamayan internetin yozlaştırdığı toplumumuzda; dini, ahlaki ve kültürel değerlerden yoksun olarak yetişen çocuklarımız ruhsal çöküntü içine giriyorlar. Bu da depresyondur ve bu durum çocukları asosyalleştiriyor.”
“Psikolojik danışma ve rehberlik alanında çalışmalar yapılması gerekir”
Mutlaka psikolojik danışma ve rehberlik alanında çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Apuhan, “Bu çalışmalara aile, okul, bunların birbiri ile olan etkileşimi, dâhil edilmelidir. Bu çerçevede hazırlanacak olan bir önleme programının etkisi kuşkusuz çok daha verimli olacaktır. Belki ilk etapta bunun önemi çok fazla kavranmayabilir ancak süreç içerisinde bunun çokça faydaları görülecektir. Özelikle ergen intiharlarındaki artış göz önüne alındığında bu temel ve toplusal eğitimin faydaları bariz olarak görülecektir.” dedi.
“Kişinin depresyonunu ve içine düştüğü sıkıntıları hafife almayın”
Kişinin yaşadığı depresyonun ve içine düştüğü sıkıntıların hafife alınmaması gerektiğini belirten Apuhan, bu belirtilerin intihar riskini her zaman daha da artırdığını, kişinin tedavi olmasının teşvik edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Yalnızlık duygusu ve anlaşılamama hissi intiharı tetikler, kişi yalnız bırakılmamalıdır. Meşguliyet, gereksiz düşünceleri dağıtır, kişinin bir iş ile meşgul olması sağlanmalıdır. Aile içinde paylaşımlara dâhil edilmelidir. Söyleyecekleri dinlenmeli ve basite alınmamalıdır. Çevresiyle ilişkilendirmeli, ortak payda sağlanmalıdır. Bu tür sıkıntı yaşayanlara verdiğimiz sözleri mutlaka yerine getirmeliyiz. Yoksa intihara girişimleri hızlanmış olur. Kişiyi, çevremizdeki aktivitelere mümkün olduğunca dâhil etmeliyiz. Yaşadıklarının çözümsüz olmadığını, onlara sadece anlatarak değil, bu sıkıntıları yaşayıp atlatanların hayatlarını, kendi durumlarını, kıyaslamaları için onlara bir ortam sağlamalıyız.” diye belirtti.
TÜİK verilerine göre, intihar olayları sıralamasında Bingöl`ün Türkiye genelinde ilk 3`ün içinde olması, ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olduğunu ifade eden Apuhan, “Bu tür toplumsal sorunlardan ancak toplum olarak, topyekûn bir mücadele ile üstesinden gelinebilir. Geleneklerine bağlı, inançlı bir toplum olan Bingöl halkı da bu durumu mutlaka masaya yatırmalıdır.” dedi.
Özellikle çalışan anne ve babanın ilgisizliğiyle çocuklarda intihar tehlikesinin daha da arttığına dikkat çeken Apuhan, sözlerine şöyle devam etti: “Aile bağlarının zayıf olduğu, ailesinden sevgi ve ilgi görmeyen çocuklarda intihar riskinin çok fazla olduğu gözlemlenmektedir. Kültürel ve cinsel kimlik bunalımının yaşandığı ergenlik döneminde, aile içi iletişim zayıfsa ya da sağlıklı bir iletişim yoksa duygusal yoğunluğun en fazla olduğu dönemdeki genç, intiharı yaşadığı bunalımdan çıkmak için çözüm olarak görebilmektedir. ‘Yakın gelecekte hayatıma son verebilirim.` Bu olasılık bir risktir bu risk depresyon olarak tanımlanır ve intihar riskinin en üst seviyede olduğu psikolojik rahatsızlıktır. Bu tür durumlar görüldüğünde bütün toplum olarak bir teyakkuz haline geçip durumu basite alıp göz ardı etmemeliyiz.”
“İntihar vakalarının küçük yaşlara kadar düşmesi sorgulanması gereken bir durumdur”
İntihar vakalarının küçük yaşlara kadar düşmesinin sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Apuhan, “Genelde tüm dünyanda özelde Bingöl`de son dönemde yaşanan intihar olayları ayrıca bir üzerinde durulması gereken bir konudur. 19 yaşındaki ergenin intiharının üzerinden daha birkaç gün geçmeden hepimizin tüylerini diken-diken eden bir intihar olayı daha yaşandı. 10 yaşındaki bir çocuğumuz kendisini asmak suretiyle intihar etmiş. Bu yaştaki bir çocuğun intiharı çok ciddi anlamda sorgulanmalıdır. Bu saatten itibaren toplumsal bilinç adına hepimize görev düşmektedir. Bir kez daha bütün acılı ailelere sabır diliyorum.” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)