DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İfade Kulübü tarafından "Türkiye ve Ortadoğu" konulu konferans gerçekleştirildi. Dicle Üniversitesi Fuar ve Kongre Merkezi`nde saat 11.00`de düzenlenen konferansa Gazeteci Yazar Ahmet Taşgetiren`in konuşmacı olarak katıldı. Konferansa; Rektör Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Prof. Dr. Aslan Bilici, Prof. Dr. Mustafa Arıca, Prof. Dr. Sabri Eyigün, dekanlar, idareciler ve yüzlerce öğrenci katıldı.

 

Türkiye 5 Acı Darbe Yaşadı
Şu anki sürecin, I. Dünya savaşı sonrası yapılanmanın bir uzantısı olduğuna ve sömürgeci güçlerin bu coğrafyayı paylaşma üzerine geliştirdikleri yapılanmaya dikkat çeken Taşgetiren, 88 yıllık Cumhuriyet döneminin; 27 yılının tek partili dönemle geçtiğini ve 88 yıllık dönemde Türkiye Cumhuriyetinin 5 darbe yaşadığını ifade etti.

 

Ortadoğu Son Derece Hareketli Ve Bütün Dünyanın Gündeminde
Ortadoğu ve Türkiye`nin, dünyanın gündeminde olan bir coğrafya olduğunu kaydeden Taşgetiren, "Şu anda Ortadoğu son derece hareketli ve bu niteliğiyle de bütün dünyanın gündeminde. Ortadoğu`da olan hadiseler sadece Ortadoğu`nun ilgilendiği hadiseler değildir. Burada yaşanan süreç ile Amerika ilgileniyor, Avrupa Birliği ilgileniyor, Rusya ilgileniyor. Yani dünyayı ilgilendiren bir coğrafyadan söz ediyoruz. Ortadoğu`daki hadiselere bakarken ve değerlendirirken Amerika`nın bu coğrafya ile neden bu kadar ilgilendiğini, Avrupa`nın neden ilgilendiğini düşünmek de Ortadoğu`da yaşananları düşünmenin bir parçasıdır" dedi.

 

`İslam Dünyasındaki Gelişmelerle Dünya Başka Olacak`
İslam coğrafyasında yaşananların bütün dünyayı ilgilendiren gelişmeler olduğunu söyleyen Taşgetiren, "İslam dünyasındaki gelişmeler şöyle bir raya oturursa dünya başka olacak. Dünyadaki güç dengeleri değişecek. Amerika da olaya böyle bakıyor. Avrupa da olaya böyle bakıyor. Dolayısıyla bizim de hadiseleri doğru görmemizle biz nasıl bir akışı gerçekleştirmeliyiz, biz bu coğrafyanın birer insanı olarak nasıl bir akışın içinde olmalıyız, bu akışı nasıl yönlendirmeliyiz, böyle bir konu ile neden ilgilenmeliyiz diye düşünmemiz gerekir. İşte Ortadoğu ve Türkiye başlıklı bir konuşmanın sonunda bilim yolunda bir insanın da kararlarını etkileyecek bir takım sonuçlar ortaya çıkmalıdır diye düşünüyorum. "şeklinde konuştu.

 

Bu Coğrafyanın Anormalliği, Birinci Dünya Savaşından Sonraya Dayanıyor
İslam coğrafyasının normalleşme sürecine adım attığını belirten Taşgetiren, "Nedir olan biten, ne oluyor bu coğrafyada, buna bir tanım koyalım. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu`nun bir analizi var. Diyor ki Davutoğlu, bir normalleşme süreci yaşanıyor bu coğrafyada. Bu ifadeyi ben de tutuyorum doğru bir tanımlama bu. Bir süreç yaşanıyor bunun adını normalleşme süreci olarak tanımlayabiliriz. Eğer bir normalleşme sürecinden bahsedeceksek o zaman ortada anormal bir yapının olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu coğrafyada bir anormal yapı var. Bu anormal yapı sadece Suriye`deki yönetimden, Mısır`daki, Libya`daki yönetimden ibaret değil. Bunlar temeldeki anormal yapının sağlıksız ürünleri olarak görülebilir. Ama temelde bir anormal yapı var ve bu anormalliğin başlangıç tarihi Birinci Dünya Savaşı sonrasına kadar dayanıyor" ifadelerini kullandı.

 

Birinci Dünya Savaşı Sonrası Sömürge Kapıları Açıldı
Araştırmacı Yazar Ahmet Taşgetiren, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birinci dünya savaşı sonrasında bir yapılanma gerçekleşiyor. Yani Osmanlının yenilişi ve devreden çıkışı İslam dünyasının, merkez devletinin çöküşü ve sömürgeci güçlerin iradesine göre bir yeni yapılanmanın devreye girişi. Yani birinci dünya savaşı sonrasındaki yapılanma bu demek. Ne oldu orada, İslam dünyası paramparça oldu, sınırlar yeniden belirlendi, gündemler yeniden belirlendi ve bu coğrafyanın yapısına uymayan genel bir yapılanma ortaya çıktı. Bu yapılanma sömürgeci güçlerin bu coğrafyayı daha rahat sömürmesine imkân sağlayan bir yapılanmaydı."

 

Konferans sonunda Yazar Ahmet Taşgetiren`e, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkerim Ünalan tarafından plaket takdim edildi. Konferans dinleyicilerin Araştırmacı Yazar Ahmet Taşgetiren`e yöneltilen soruların cevaplanmasıyla son buldu.

 

Ayetullah Turgut, Emrullah Araz - İLKHA