Ne Başlar Gitti Baştakilerden Ötürü (Doğrugenç Haftanın Yazısı)
Zulüm eskide kalmaz, daha geçen gün Ankara Adliyesinde de yaşandı. Şehit Hasan Gökgöz`ün babası Mehmet dayı ile Hâkim arasında Gelin Mustafa Karakaş hocanın mizahıyla olaya göz atalım...
İnsanoğlu hayatıyla beraber başkaldırılar başladı. Bu başkaldırılar insanoğlunun yaratıldığı ilk gün küfrün başı (İblis) ile vücut buldu. “O vakit biz meleklere, Adem`e secde edin demiştik de iblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmişti, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu.” (Bakara 34)
İblis başkaldırının ilk örneği ve bu işe başlarken çok baş götüreceğini de hiç çekinmeden söylüyordu. “(İblis de) şöyle dedi: 'Beni azgınlığa düşürmene karşılık onlara karşı senin doğru yolunun üstünde oturacağım.” (Araf 16)
Başkaldırılar önünde duracaklar baştakilere başlar verecek peygamberler (Hz. Yahya) gelip geçti.
İslam devrine baktığımız vakit, İslam Müslümanın başının her daim dimdik, eğilmeden, bükülmeden kararlı bir şekilde durmasını ister. Peygamberler, imam ve Salihler gibi.
İslam ümmeti bu öğretiyi Hz. Muhammed (s.a.v) den öğreniyordu. Resulullah zulmün ve küffarın önünde, baştakilerin istediği gibi hiçbir an eğilmedi, ey küfür ordusu evet siz haklısınız demedi, hadi bu seferde sizin istediğiniz gibi olsun lafzı o mübarek dilinden dökülmedi. Tek şey söylüyordu baştakilere. Ebu Talibe hitaben “Ey amca! Allah`a yemin ederim ki güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem, ya Allah bu dini hâkim kılar ya da ben bu yolda yok olur giderim.”
Allah (c.c)`den başkasına boyun eğilmeyeceğini, secde edilmeyeceğini, Rehberi Hz. Muhammed (s.a.v), kaynağı Kur`an olan İslam ümmetinin yiğitleri bize çok güzel öğretiyordu.
Gün Müslümanların Habeşistan`da baştakilerin önünde hakkı haykırma günüdür. Söze Amr bin As başlar, “Onlar atalarımızın dininden döndü, isyan ettiler, sizin dininize de girmediler, onları bize verin Mekke`ye götürelim. Müslümanlar huzura gelir, görevliler baştakine (Necaşiye) hürmeten eğilin derler. Hz. Cafer dile gelir “Biz Allah (c.c)`den başka kimsenin önünde secde etmeyiz.” İnsanlar sanır ki baştaki önünde başlar eğilmediği için başlar kopacak.
Hayır hayır… Peygamber baştakinden bahsetmişti. “Orda adil bir hükümdar vardır.” Muhakkak Peygamber söylemişse öyledir. O baştaki (Necaşi) Müslümanları ülkesinde baş tacı yaptı. Yaptı yapmasına kendisi de baş tacı oldu, vefatında Cebrail haberi getirecek Peygamber (s.a.v) binlerce kilometre öteden ashabıyla cenaze namazını kıldıracaktı.
Gün gelecek 19. Asra… İnsanlar baştakilerin istediği gibi giyinmediği, başına baştakilerin istediğini takmadığı için başından olacak. Şu an iade-i itibarı verilen İskilipli Atıf Hoca baştakilerin başını aldığı kişilerin en güzel örneği değil mi? Zulüm bu kadar mıydı, İbrahim Hakkı Efendi baştakilerin fetvasından önce hakkın rahmetine kavuşacaktı. Baştakiler bunu kabul eder mi, mezarından çıkarılacak başı darağacına geçirilecek hüküm icra edilecekti. Baştakiler ruhu olmayandan bile başını alacaktı.
Ahh… Ahh… Ne başlar gitti baştakilerden ötürü…
Lakin hiçbir an Müslümanların başı eğilmeyecek, dimdik duracak, başı pahasına başındaki sarığı çıkar diyen Hâkim`e Üstad Bediüzzaman cevaben “Sen bilmez misin ki bu başımdaki (sarık) bu başla birlikte çıkar” diyecek.
Zulüm eskide kalmaz, daha geçen gün Ankara Adliyesinde de yaşandı. Şehit Hasan Gökgöz`ün babası Mehmet dayı ile Hâkim arasında… Gelin Mustafa Karakaş hocanın mizahıyla olaya göz atalım.
“-Hâkim bey oğlumu öldürdüler
- takkeni çıkar
- oğlumun katillerini bulun
- takkeni çıkar
- adil yargılama istiyorum
- takkeni çıkar
- takkeni çıkar! takkeni çıkar! Hâkim misin berber misin sen…”
Küfür zulüm her daim devam ediyor, daha ne başlar gidecek baştakilerden ötürü Allah (c.c) bilir.
Ömer Erkuş / Adana (Yüreğir) – Yaş: 22
Genç Yazarlar ile HASBİHAL
Adana`dan Ömer Erkuş kardeşimiz, hayatın akışı içerisinde bazıları yönetici olurken diğerleri de yönetilen olur. Bunların hepsi imtihan için birer araçtır. Kiminin elinde bu imkânlar zulüm aracına dönüşürken kiminin elinde adaleti tesis eden bir araca dönüşür. Mahşerdeki hesabımız da sahip olduğumuz bilgi, beceri, yetenek ve imkânlarımızı ne şekilde kullandığımızla ilgili olacaktır. Düşüncenizi hem geçmişten hem günümüzden güncel örneklerle desteklemişsiniz. Tecrübelerinizi de paylaştığınız örnek yeni yazılarınızı bekliyoruz. Allah`a emanet olun.