"Büyük İsrail sona erdi"
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Direniş Alimlerinin Filistin`e destek toplantısında yaptığı konuşmada, Filistin davasına değinerek, yeni intifadanın, ümmeti bir kez daha Filistinliler karşısındaki sorumluluklarıyla karşı karşıya bıraktığını belirti. Nasrallah ayrıca `Büyük İsrail`in sona erdiğini ifade etti.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Direniş Alimlerinin Filistin`e destek toplantısında yaptığı konuşmada, Kudüs'ün özgürleştirilmesi ve Filistin davası üzerinde genişçe durarak, yeni intifadanın Siyonistleri ve tüm dünyayı şaşkınlığa uğrattığını belirterek, intifadanın, ümmeti bir kez daha Filistinliler karşısındaki sorumluluklarıyla karşı karşıya bıraktığına vurgu yaptı.
Filistin'de şu anda Filistin halkının tarihi açısından yeni bir aşamaya tanık olduğunu ifade eden Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, Filistin'de şu an yaşananları, yüksek bir ruhiye ve ilerici bir cihat olduğunu niteleyerek, hemen her gün bir istişhadi operasyona şahit olunduğunu söyledi.
Nasrallah, bu kadar kısa sürede bu kadar operasyonun olması, dünyayı hayrette bırakan şehadete ve inanca dayalı bir istişhadi ruh olduğunun altını çizdi.
"İntifada Siyonistleri ve tüm dünyayı şaşkınlığa uğrattı"
Yeni intifadanın Siyonistleri ve tüm dünyayı şaşkınlığa uğrattığına vurguda bulunan Nasrallah daha sonra şöyle konuştu: "Siyonist ordu ve güvenlik sistemi herkesten çok şaşkınlığa düştü. Şu an Filistin`in her yerine dağılmış olan onların casusları da kendileri de böylesi bir durumu öngörmüyordu. intifada şu birkaç hafta içerisinde Siyonistlerin ve tepeden tırnağa silahlı olan siyonist rejimin kalbine korku ve dehşet düşürdü. Siyonistlerin günlük hayatını geliş gidişlerini, toplantılarını ve onlar için çok önemli olan ekonomik hayatlarını etkiledi."
Filistinlilerin, özellikle de genç kuşağın yaptıkları onların tam bir bilinç ve direniş seçeneğine güçlü bir inançla düşmanın karşısına çıktığını gösterdiğini ifade eden Nasrallah, Filistinlilerin doğru bir çizgi ve seçenek seçtiğini söyledi.
" Siyonist rejim, uluslararası iradenin sonucu olarak bölgenin kalbine ekilmiştir"
Alimlere seslenen Nasrallah konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu intifada, ümmeti bir kez daha Filistinliler karşısındaki sorumluluklarıyla karşı karşıya bıraktı. Herkes biliyor ki İsrail, sadece Siyonistlerin projesinin sonucu değildir. Yani yalnızca Siyonist Yahudilerin düzenledikleri konferansların ve bir devlet kurmak için gösterdikleri çabanın sonucu değildir.Bu rejim, bir uluslararası iradenin sonucu olarak bizim bölgemizin kalbine ekilmiştir. Bu rejim hala başta ABD`den ve Batı`dan olmak üzere her alanda uluslararası desteğe sahiptir."
Siyonist İsrail'in emperyalizmin tüm bölgeyi ve ümmeti kültürüyle, kaynaklarıyla ve uygarlığıyla hedef alan projesinin sembolü ve temsilcisi olarak tanımlayan Nasrallah, bu sebeple Filistinlilere birçok Arap ülkesinde yaygın olan görüşten farklı bir gözle bakılması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Filistin halkı onlarca yıldır ümmeti bir temsilci olarak ön cephededir"
Filistin halkının onlarca yıldır bu ümmetin bir temsilcisi olarak ve ümmeti temsilen ön cephede bulunduğunu, savaştığını, mücadele ettiğini, direndiğini ve savunduğunu dile getiren Nasrallah daha sonra, "Onlar ümmetin geleceğini, kutsallarını, uygarlığını, kültürünü ve onurunu savunmaktadır. Doğru tanım budur. Yanlış olan değerlendirme ise şudur: 'Bu sorun Filistinlilerle İsraillilerin sorunudur. Bu sorunu Filistinlilerin kendilerinin halletmesi gerekir. Biz de inceleriz ve onlara nasıl yardım edebileceğimize bakarız.' Bu bir bahanedir. Bu yanlış tanımla 'Bu, Filistinlilerle İsraillileri ilgilendiren bir sorundur' denmektedir. İsrail`le farklı alanlarda savaşan, ya da İsrail`e karşı direniş bayrağı açanları 'Siz ne için savaşıyorsunuz? Filistinlilere vekaleten mi savaşıyorsunuz? Filistinlilerden daha Filistinci mi olmak istiyorsunuz? Kraldan çok kralcı mı olmak istiyorsunuz?' deniyor. Bu sözler zayıfların ve gericilerin sözleridir. Bu değerlendirme gerçekten yanlıştır. Filistinliler onlarca yıldır cephenin ileri hattında bulunuyorlar ve bu ümmeti savunuyorlar. Bu ümmetin de bu gerçeği anlaması ve meseleye bu şekilde bakması gerekiyor."
"İsrail kendisine destek verilmesinin tüm dünyanın görevi olduğuna inanıyor"
Siyonist İsrail'in, her türlü para desteğine, ekonomik desteğe, silah desteğine teknoloji desteğine, siyasi desteğe ve medya desteğine sahip olduğunu ifadelerine ekleyen Nasrallah, "İsrail kendisine destek verilmesinin tüm dünyanın görevi olduğuna ve kimseye hiçbir minnetinin olmadığına inanıyor. Çünkü onlara göre dünyanın menfaati için bölgeyi savunuyor. Dolayısıyla dünyanın da onlara destek vermesi ve isteklerini karşılaması gerekiyor. İki gün önce Amerika`dan 5 milyar dolar istediklerine tanık olduk.Onlar, İran`la yapılan nükleer anlaşmadan dolayı Amerika`dan 5 milyar dolar talep ettiler. İsrail bu alanda her fırsatı kullanıyor.Peki karşı taraf, bizim ümmetimiz, kendisini temsilen savaşanlara karşı nasıl davranıyor? Durum değerlendirmesi olumsuz, bundan olumlu bir değerlendirme yapamayız. Bizim ümmetimizin bu meseleye yaklaşımı olumsuz ve yenilmiş bir yaklaşımdır."
"Büyük İsrail` sona erdi"
Nasrallah konuşmasının devamında, "Diğer bir mesele de bazıları, İsrail`i bir tehlike olarak görmüyor. Onlara göre İsrail yalnızca Filistin için bir tehlikedir. Maalesef sadece bazı devletler değil, sıradan halkın ve aydınların birçoğu da bu görüştedir. Direniş güçlerinin fedakarlıkları sebebiyle İsrail tehlikesinin azaldığı doğrudur; ‘Büyük İsrail` projesinin ortadan kalktığından ve Güney Lübnan`da ve Gazze`e barınamayan İsrail`in Büyük İsrail`i kuramayacağından hiçbir şüphe yoktur. Lübnan ve Gazze`nin yere çarptığı ‘Büyük İsrail` sona erdi. Ama Gazze dışında Filistin`i işgal altında tutan işgalci İsrail hala güçlüdür. Halkları ve devletleri tehdit etmekte ve hedefine ulaşmak için her fırsatı da kullanmaktadır. Biz şu an öyle bir noktaya geldik ki İsrail`in çevresindekiler ne yükümlülük hissediyorlar ne de tehlike. Suriye, Irak, Yemen hatta Libya`da savaş var. Bu ülkelerde ciddi silahlar ve masraflar söz konusu. Devletler ve kişiler buralar için milyarlarca dolar harcadı. Savaşçı çekebilmek için büyük adımlar atıldı. Peki bunlar neden Filistin için olmuyor? Bu imkanlar, bizim Filistin karşısındaki sorumluluğumuzu yok etmek için kullanıldı. Bu, üzerinde düşünülmesi, araştırma ve inceleme yapılması gereken bir mesele değil mi? "
" Arap basınından Filistinlilere hakaretler görüyoruz"
Nasrallah daha sonra, "Bazıları, şu anda Filistin`in yanında yer alan halklara Filistin`in sizinle bir ilgisi yok düşüncesini empoze etmeye çalışıyor. Filistin`e ve Gazze`ye yönelik son savaşlarda ne bir göz yaşı ne dua gördük; bundan daha da kötüsü, şu son savaşta Arap basınından Filistinlilere hakaretler gördük, kimilerinin 'Netanyahu`ya onları ez yok et' diyecek kadar küstahlaştığına tanık olduk. Filistin halkıyla ilgili olarak ortaya koymamız gereken bir diğer önemli gerçek de şudur: Filistin halkı onlarca yıldır büyük acılar yaşamış tehditler ve saldırılar altında bir halktır. Bu, sadece onlarla değil tüm İslam ve Arap ümmeti ile ilgilidir. Filistin halkı on binlerce şehit vermiş, binlerce genci zindanlarda bulunan bir halktır. Çoğu vatanının dışında mülteci durumunda olan bir halktır. Filistin halkının bu insani ve cihadi boyutu her hal ve dönemde doğru bir şekilde anlatılmalıdır.Buna karşın Filistin halkı; bilinçle, dikkatle, şartları göz önünde bulundurarak, en az zarar görecekleri en iyi yolları seçmelidir; çünkü her halükarda onlar cephenin ileri hattında bulunmaktadır."
" Mezhebi fitne çıkarmak için büyük çaba gösteriliyor"
Şu an dini ve mezhebi fitne çıkarmak için büyük çabaların gösterildiği ifadelerini kullanan, Nasrallah, "Geçen 3-4 yıl içerisinde Hıristiyanlar, özellikle de doğu Hıristiyanları, genel olarak Filistin`i destekliyordu. Ama son yıllarda meydana gelen bazı şeyler, Filistin meselesinde bile taifeci çatışmalar yaşanmasına neden oluyor ve bu da Müslümanların, Hıristiyanları tehdit ettiği şeklinde değerlendiriliyor. Hatta bazı Hıristiyanlar, İsrail`i kendilerinin koruyucusu ve müttefiki olarak niteledi. Bunun sebebi kişiler, mezhepleri dinler ve taifeler arasında fark gözetmeyen tekfircilerin yarattığı tehlikeydi. Bölgede Sünni-Şii çatışması için büyük bir çaba sarf ediliyor bu da her kesi yakıyor." ifadeleri ile konuşmasını sürdürdü.
"Alimler, direniş grupları, aydınlar toplansın çözüm üretsinler"
Nasrallah son olarak öneri de bulunarak, "Bir çerçeve oluşturulsun ,uluslararası İslam Alimleri Birliği bu konuda öncü olabilir. Bu çerçeve içerisinde alimler araştırma merkezleri, direniş grupları, aydınlar toplansın, sorunlar konusunda fikir paylaşsın ve çözümler üretsin. Biz bu sorunların üstesinden gelebiliriz. Belki tüm ümmeti bu mücadeleye dahil edemeyebiliriz; ama en kötü şartlarda bile ümmetin beşte birini Filistin meselesine ortak edebiliriz. Bu adım çok büyük bir çaba gerektirmiyor ve uzun da sürmeyecek. Çünkü bir ok şey yapıldı; onlardan istifade edilebilir. Bu konuda iş bölümü yapılır. Alimler için, devletler için, medya için aydınlar için görev tanımı yapılabilir. Eğer durum böyle giderse, büyük zararlar göreceğiz, bu zararların önlenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Bu intifadanın Mescid-i Aksa`yı ve kutsalları savunma kapasitesi var"
Nasrallah son olarak, "Tekrar intifadaya destek talep ediyorum. Bunu her türlü ihtilaf ve çatışmadan uzak olarak istiyorum. Bu intifadanın Mescid-i Aksa`yı ve kutsalları savunma kapasitesi var. Şu an biz Filistin`i özgürleştiremiyoruz; ama Siyonist düşmanı Mescid-i Aksa`dan uzak tutabiliriz.Eğer Filistin halkı bize vekaleten Mescid-i Aksa`yı ve kutsalları savunuyorsa onlara yardım etmeliyiz. Biz Allah`a inanıyor ve güveniyoruz. Onun direnişçilere yardım vaadinin doğru olduğunu biliyoruz. Şüphesiz bu işin sonunda zafer bizimdir. Önemli olan kendimizi Allah`a yardım edenlerden ve gelecekteki zaferi inşa edenlerden kılmaktır." (İLKHA)