Kürtler HDP`nin KAL(L)EŞ siyasetine boyun eğmeyecek
Pazar günü yapılacak genel seçimler bölgede yine silahların gölgesinde yapılacak. HDP-PKK kaleşnikofla insanları kendilerine oy vermesi için ölümle tehdit ediyor. Seçimin kaderini Kürt halkı belirleyecek. Kürt halkı bu baskı ve tehditlere boyun eğerse bölgeyi çok karanlık günler bekliyor
Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Türkiye aylardır 7 Haziran Pazar günü yapılacak genel seçimleri konuşuyor. Bu seçim Türkiye ve Kürtler için de bir dönüm noktası olacak. HDP-PKK geçmiş seçimlerde yaptığı gibi bu seçimde de silahla oy devşirirken, devlet de bu duruma seyirce kalıyor. Kurulduğu günden bu yana binlerce kürdü öldüren, köy yollarına mayın koyup insanları katleden, kundaktaki bebekleri bile kurşunlayan PKK`nin halka yönelik tehdit ve baskıları ise sürüyor.
Öte yandan HDP`nin seçim beyannamesinde açıkladığı üzere Kürtlere yönelik haklardan çok LGBTİ gibi ahlaksızlığın yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetleri ön planda tutarak Kürt halkını Müslüman kimliğinden ve yaşamından uzaklaştırma çabası içinde olduğu ortaya konulmuş durumda.
HDP-PKK KANA DOYMUYOR!
6-8 Ekim`de yaşanan vahşetin sorumlusu HDP-PKK şiddetten ve kandan besleniyor. 6-8 Ekim`den kısa bir süre sonra Aralık 2014 yılında ağır silahlarla Cizre`de bulunan HÜDA PAR`lıların bulunduğu mahalleye saldıran PKK militanları, Abdullah Deniz (65) isimli bir kişiyi daha şehit etmişti. Cizre`de katliam girişimi bununla sınırlı kalmamıştı. Gözünü kan bürümüş PKK militanları hamile bir kadının ve çocuklarının bulunduğu evi ateşe vererek onları canlı canlı yakmak istemişti. Saldırı girişiminde bulunan PKK militanlarına polis ve asker saatler geçmesine rağmen müdahale etmemişti.
KALEŞNİKOFLU SEÇİM KATLİAMI
Son olarak geçen hafta (29 Mayıs 2014 günü) HDP-PKK yandaşları sözde seçim çalışması için gittikleri Şınak`ın İdil ilçesine bağlı Kozluca (Xanike) Köyü`nde kendilerine oy vermeyeceğini belirten insanların üstüne gündüz vakti kaleşnikoflarla ateş açtı. Saldırıda HÜDA PAR üyesi Mehmet Şerif Şimşek ve Abdulcelil Talayhan şehit oldu.
BATIDA BARIŞ VE DEMOKRASİ DOĞUDA İSE SİLAH KULLANIYOR
HDP-PKK, geçmiş seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de silah zoruyla oy devşirip halkın hür iradesini baskı altına almaya çalışıyor. Batıda oy almak için barış ve demokrasi diyen HDP doğuda ise silah ve tehditle oy topluyor. Şırnak`ta yaşanan son katliam ise tehditlerin ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor.
Seçime iki gün kala bölgedeki gelişmeleri ve HDP/PKK`nin kürt halkına yönelik tehdit ve baskıları gazetemize anlatan Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ve Ak Parti Milletvekili adayı Orhan Miroğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
KALEŞNİKOFLA OY TOPLUYORLAR
Ellerinde kaleşnikoflarla halkı ölümle tehdit ederek oy isteyenlerin iki yüzlü davrandığını anlatan HÜDA PAR`ın desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Bir HDP milletvekili televizyon ekranlarına çıkıp, ‘Artık silahlar susmalı, siyaset elindeki silahı bırakmalı` diyor. Sanki HDP hariç bütün siyasi partilerin elinde silah varmış gibi konuşuyor.
Halbuki elinde tek silah olan parti HDP`dir. Öte yandan hükümet yetkilileri, ‘Köylerde insanlar HDP dışında başka bir partiye oy vermeyin şeklinde ölümle tehdit ediliyor.` diye açıklama yapıyor. İşler bu kadar ters yüz olmuş durumda. Hükümet, bu tehditleri ve baskıları şikayet ediyor. Siz bostan korkuluğu musunuz? Ağlama duvarı mısınız?” diyerek HDP-PKK baskısının ulaştığı noktayı anlattı.
HALK SANDIKTA CEVAP VERMEZSE TEHDİTLER ARTAR
Halkın cesaretini toplayıp bu tehditlere pabuç bırakmaması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, “Halkın iradesinin sandığa yansımaması için kimin elinden ne geliyorsa yapıyor. Biz de diyoruz ki; eğer bu bir seçimse, halkın yetki vermesiyle insanlar iş başına gelecekse, o zaman halk rahat bırakılmalıdır. Halkın rahatını bozanlar her kimse, bunları durdurmaya yetkili olanlar da bunları durdurmalıdır. Halkta cesaretini toplayıp bu tehditlere pabuç bırakmamalıdır. Bu tehditlere pabuç bırakırsa sonra daha ağır tehditlerle karşılaşır” dedi.
BATIDA EŞCİNSEL ADAY, DOĞUDA MÜFTÜ!
Batı illerinde eşcinselleri aday yapan HDP`nin, Doğuda insanların gözünü boyamak için müftü ve başörtülüleri aday gösterdiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Batı illerinde söylediklerini burada söylemiyorlar. Eskişehir`de seçim propagandası yapan eşcinsel adayları farklı konuşurken, burada aday yaptıkları müftü farklı konuşuyor. İkiyüzlü bir siyaset yapıyorlar. Herkes kendisine yakışan siyaseti yapıyor. Halk bu kirli siyasete gereken cevabı vermezse bu düzelmez” diye konuştu.
KEMALİZMİN YENİ VERSİYONU HDP-PKK
Daha önce Kürtlere Kemalistlerin yaptığı zulüm ve baskının bugün PKK tarafından Kürtlere yapıldığına dikkat çeken Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, “Kürtler yıllarca sol seküler, Kemalist Türklerin barbarlıkları ve zulümleri altında ezildi. Şimdi de yine aynı şekilde kendi ırkından olan beyaz Kürtler tarafından baskıya ve zulme maruz kalıyor. İnsanların evlerine işaret bırakılarak insanlar tehdit ediliyor. Yine köylerde 1930`lu yıllarda açık oy gizli tasnif şeklinde çalışmalar yürütülüyor. Şehir merkezlerinde dahi baskı ve ölüm tehditleri yapılıyor. Kırsal kesimde insanlar kendi özgür iradesini sandığa yansıtamıyor. Hükümetin asayişi sağlaması gerekiyor. Seçimlerin özgür bir ortamda yapılabilmesi için bunun yapılması gerekiyor” diye belirtti.
ELLERİNDEKİ KANLA ÖZGÜRLÜKTEN BAHSEDEMEZLER
Eline kan bulaşan HDP`nin, batı illerinde eşcinsel adaylar gösterip, barış ve demokrasi ile kendisini şirin göstermeye çalıştığını ifade eden Memiş, “HDP`nin özgürlükten bahsetmeye hakkı yok. 6-8 Ekim`de yaşanan vahşette HDP`nin eline kan bulaştı. Eline kan bulaşan bu parti batıda oy almak için kendisini şirin gösteriyor. Lut kavmine kendisini benzeten HDP bazı Kürtleri kandırmış durumda. Baskılardan ve tehditlerden dolayı Kürtler, HDP`nin yaptığı bu ahlaksızlığı düşünemiyor. Halk bunlardan ürküyor. Dindar Kürtler nezdinde HDP`nin bir önemi yok. Ama baskı ve tehdit olduğu için bazı yerlerde insanlar korkudan onlara oy veriyor” şeklinde konuştu.
İSTEDİKLERİ SONUCU ALIRLARSA BÖLGE SURİYE VE IRAK GİBİ OLUR
Halkın sandıkta bunlara gereken cevabı vermemesi durumunda bölgenin Suriye ve Irak gibi olabileceğini dile getiren Memiş, “HDP bir proje partisidir. Bir araya gelmeleri mümkün gibi görünmeyen MHP, CHP ve HDP bir araya gelebiliyor. Çünkü ağabeyleri olan Amerika, İngiltere ve İsrail ile beraber hareket ediyorlar. Halk bunlara gereken cevabı vermezse bunlar bölgeyi Suriye ve Irak gibi yapacaklar. Halkımız onlara gereken cevabı verecektir. Seçim sonuçları inşallah Türkiye`nin ve bölgemizin hayrına olacak bir şekilde sonuçlanır” dedi.
İNSANLAR SİLAHLA TEHDİT EDİLİYOR
Batıda oy almak için barış ve demokrasi söylemini kullanan HDP`nin bölgede oy almak için silahla insanları tehdit ettiğini söyleyen Ak Parti Milletvekili adayı Orhan Miroğlu, “Üstü kapalı değil açık bir şekilde tehdit var. Tavuk kafası kesip insanların önüne atıyorlar. Sizi de böyle keseriz mesajı vermek istiyorlar. Köylere gidip bizim dışımızda kimse köye gelmesin diye tehdit ediyorlar. Baskının haddi hesabı yok. Bu seçim HDP`nin seçimi değil, HDP barajı aşamayacak. Eğer HDP barajı aşarsa Kandili daha güçlü bir biçimde meclise taşımış olacak.
Kuzey Kore`de seçim olmuyor. Bölgede birçok yer Kuzey Kore gibi olmuş. Başka partiler seçim propagandası yapamıyor” ifadelerini kullandı.
HDP BÖLGEDE BİR KORKU VE SEFALET REJİMİ İSTİYOR
HDP zihniyetinin bölgede bir korku ve sefalet rejimi kurduğunu, halkın seçimde bunlara gereken cevabı vermemesi durumunda bunun artarak devam edeceğine dikkat çeken Miroğlu, “HDP Türkiyelileşmek istediğini söylüyor. Bir elinde kaleşnikof, bir elinde zeytin dalı ile mi Türkiyelileşecek? Bu seçimlerde kaleşnikof HDP`ye oy kazandırıyor. Ama bu hak değil. Bu nefreti bu insanların içine kim yerleştirdi? İnsanlarda saygıyı bırakmamışlar, HDP korkunç bir nefret ve öfke sokmuş insanların içine.
Bir korku ve sefalet rejimi kurulmuş. Bu toplum bunu hak etmiyor. Bu bölge Kamboçyalılaştırılıyor ve Kuzey Korelileştiriliyor. Bu seçim Türkiye`nin kaderini belirleyecek bir seçimdir. Bununla birlikte bu seçim Kürtlerin kaderini iki kez belirleyecek bir seçimdir. Kürtler iyi düşünmeli. Ya bu korku ve sefalet rejimi devam edecek veya bu korku ve sefalet rejimine Kürt halkı ciddi bir cevap verecek” şeklinde konuştu.