ADANA- Kozan Müftülüğü tarafından din hizmetleri alanında görev yapan Kuran Kursu Öğreticileri, İmam-Hatip ve Müezzin-Kayyımlara, "Çocuk ve yetişkinlerde din eğitimi usul ve yöntemleri" konulu bir Konferans verildi. Müftülük toplantı salonunda gerçekleşen konferansa; Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil konuşmacı olarak katıldı.

 

Kuran`ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Müftü Vekili Ramazan Okur, açılış konuşması yaptı. Okur, din eğitiminin doğumdan ölüme kadar bütün hayatı içine alan bir süreç olduğunu söyledi

 

Kozan Müftülüğü olarak iki yüzü aşkın personelle din hizmeti verdiklerini belirten Okur; "yediden yetmişe her yaş grubundan insanın muhatap kitlelerini oluşturduğunu, bunun ise bazı zorlukları beraberinde getirdiğini; bazen çocuklara, bazen gençlere, bazen yetişkinlere, bazen de bunların hepsine birden hitab`etmek durumunda kaldıklarını" ifade etti. 

Konferansa konuşmacı olarak katılan Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil ise; konuşmasını dinleyicilerden gelen sorular etrafında şekillendirdi.

 

Eğitim-öğretimde ilk işin muhatabı tanımakla başladığını belirten Karacelil; "çocuk eğitiminde de ilk iş çocuğu tanımakla başlar. Çocuğun gelişim aşamalarını ve bu aşamalarda sergileyeceği davranış özelliklerini bilmeden çocuk eğitiminde başarı sağlamak mümkün olamaz. Çocuklar, gelişim çağlarına göre eğitim-öğretim yöntemleri ve algıları değişir, bu nedenle çocukların eğitiminde, bulundukları çağın özelliklerinin dikkate almak ve buna göre bir eğitim dili kullanılması gerekir"dedi, konuyu örneklerle anlattı.

 

Çocukların 0-2 yaş arasında tamamen taklitçi bir yöntemle öğrendiklerine dikkat çeken Karacelil; bu dönemde onlara birtakım şeyleri yaşayarak öğretmemiz gerektiğini, bundan sonra üç yaşına kadar sözel öğrenmenin etkin olduğunu ve bu dönemde çocukların söylenenleri yaptıklarını, ancak üç buçuk yaşına doğru her şeye itiraz eden, söylenenin aksini yapan bir çocukla karşılaşılacağının altını çizdi. Bu durumda çocuklara ısrarcı olunmaması gerektiğini ifade etti. Çocukların 5 yaşına geldiğinde yine olumlu davranışlar sergileyeceğini ve bu dönemde çocuğa verilecek olan din eğitiminin daha kalıcı olacağına işaret etti.

 

Çocuklara dini davranışların kazandırılmasında ödül ve taltif yönteminin de son derece etkili ve başarılı sonuçlar doğurduğunu belirten Karacelil; "bu nedenle Çocuklarımız dini bir emir veya davranışı yerine getirdiklerinde onları taltif ederek, aile içinde de olsa çocuğu onure edecek bir konuşma, tören vb. faaliyetlerin düzenlenmesi ve durumun diğer fertler veya arkadaşlarına örnek bir davranış olarak lanse edilmesi, çocuğun dini davranışlara ilgisini ve motivasyonunu artıracaktır" dedi.

 

Çocuk eğitiminde ergenlik dönemin en zor dönem olduğuna dikkat çeken Karacelil, "Çocuklarımızın en zor dönemleri, 12 yaş ve üzerinde fiziki, sosyal ve ruhsal birçok değişikliğe sebep olan ergenlik çağı dönemidir. Bu dönemde onlara güzellikle davranılması gerekir. Onların bu yaşlarda da sevgiye ihtiyaçları vardır. Bu nedenle onlara bu yaşlarda da ilgi ve sevgi göstermemiz gerekir. Ancak onları sorgulayıcı ve yargılayıcı söylem ve eylemlerden de kaçınmalıyız çünkü bu dönem onların nasihatten ziyade değer görme ve anlaşılmaya ihtiyaçları vardır."dedi. Ergenlik çağındaki çocukların, kabullenici değil, sorgulayıcı bir kimliğe sahip olduklarını dile getirdi. 

 

İman esasları ve ibadetlerin öğretimine dair de örnekler veren Karacelil, din öğretiminin sabırla, sevgiyle ve disiplinle olacağının altını çizerken, günümüzde din eğitiminin sadece sevgi merkezli olacağını savunan düşüncelerin eksik olduğunu, sevginin yanında mutlaka disiplinin de olması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını bitirdi. 

 

Ayhan Kaya-İLKHA