Bir Deprem..
Biz başımıza bir musibet geldiğinde “inna lillah ve inna ileyhi raciun” deyip teslimiyetimizi göstermekle sorumluyuz, hamd olsun. Evet, Van depreminden sonra uzmanlar, jeologlar küre-i arzın tüm hareketlerini, insanın, doğanın ve uzayın tüm olağanüstülüklerini evrenin olgunlaşması, kozmoloji ve fay hatları deyip ealistiz, hiçbir şeyi tek boyutlu ya da maddi yönüyle düşünüp göremeyiz. Allah’a iman etmişiz ve hiçbir şeyin O’nun izni haricinde gerçekleşemeyeceğini, O’nun izni dâhilinde gerçekleşen hiçbir şeyin de boş ve anlamsız olmadığına inanırız. Bizim bu inancımız olayların bilimsel yönünü inkârı gerektirmez ve bu yönle çelişmez. Aksine biz, Allah (c.c)’ın tüm emirlerinin bilimsel veya cemiyet ve fert yararını gözeten bir temeli olduğunu biliyor ve inanıyoruz.
Bu yönde depremden birçok mesaj çıkarılabilir. Birincisi; bir işi yaptığımızda o işi en doğru ve en ahlaklı şekilde yapmalıyız. Her türlü tedbiri aldıktan sonra tevekkül etmeliyiz. İkincisi; ne kadar sağlam, güzel, konforlu, ve imar harikası olsa da; oturduğumuz, içinde kendimizi farklı ve üstün gördüğümüz ve yine ardımızdan çelik kapıları kapattığımızda kendimizi her türlü tehlikeden emin ve ölümden uzak sandığımız evlerimizin, aslında pek de güvenli ve kalıcı yerler olmadığını fark etmemizin ve buna binaen, bu dünya yurdunda ebedi kalmayacağımızı bilmemizin gerekliliğidir. O güne kadar hep daha çoğunu ve daha yükseğini inşa etmeye çalıştığımız o yapılar üzerimize geldiğinde ve ardından ölümün soğuk nefesini hissettiğimiz an, tapmakta olduğumuz o maddiyatın hiçbir değere, öneme ve faydaya sahip olmadığı ve bizim için yalnızca hayır veya şer amellerimizin artık belirleyici olduğu gerçeği apaçık ortaya çıkmaktadır.
Üçüncü olarak şuna değinmek gerekir ki, o da bu depremin; akan kanın, ırkçı ve faşist söylemlerin, basiret ve ferasetsizliğin zirve yaptığı; kirli oyunlarla akîdevî ve tarihî kardeşliğin bağrında oluşturulan fay hatlarının iyice açıldığı bir zamana denk gelmesidir. Bu sayede insanlar aslında kardeş olduklarını hatırlamış, bu kardeşliğe layık bir dayanışma sergilemiş ve yurdun çeşitli bölgelerinde, deprem mağdurlarını evlerinde misafir ederek bu ruhu ve gerçeği pekiştirmişlerdir. Böylece kirli şer odaklarının programları İlahî rahmetle sekteye uğramış ve bozulmuştur.
Netice olarak tüm bunları düşündüğümüzde, “hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir…” İlahî tavsiyesinin tecellisine bir kez daha şahit olmakta ve bu depremde Allah (c.c)’ın rahmet ve merhametinin yine gazabını geçtiğini görmekteyiz.
HAFTANIN YAZISI
M. Ali Cihad / Van - Yaş: 21