DOĞRUHABER / TARİHTE BUGÜN / 17 NİSAN

GÜNÜN AYETİ
"...Allah'a yalan uyduranların kıyamet günü yüzlerinin kapkara kesildiğini görürsün..." (Zümer suresi 60. ayetin meali)

GÜNÜN HADİSİ
"Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söylerler! Yazık ona, yazık ona!" (Ebu Davud)

GÜNÜN SÖZÜ
"Sıdk, mücâhededir! (Sıdk,) Başkalarını, kendi nefsine tercih etmediğin gibi Allah üzerine de başkasını tercih etmemendir!" (Câfer-i Sâdık)

17 NİSAN/TARİHTE BUGÜN

1894: Stalin'den sonra SSCB'nin liderliğine geçen Nikita Kruşçev doğdu. Kruşçev, Komünist Rusya'nın idaresini ele aldıktan sonra selefi Staline savaş açarak Stalin'in "Yanılmaz lider" imajını yıkmaya ve politikalarını değiştirmeye başladı. Bu meyanda en önemli adımı Sibirya'ya sürgün edilen Kafkas halklarının dönüşüne izin vermesi, Stalin'in acımasızlık ve hoşgörüsüzlük üzerine kurulu politikalarından bir nebze de olsa dönüldüğünü gösteriyordu.

1926: Ankara`da, Musul konusu ile ilgili görüşmelere başlanıldı. I. Dünya Savaşı'ndan önce Osmanlı hâkimiyetindeki Musul ve çevresi petrol varlığı sebebiyle, İngiltere, Fransa, Almanya arasında rekabet konusu oldu. Bölge, 1916 tarihli bir anlaşmayla Fransa'ya bırakıldı. Nisan 1920 San Remo Konferansında Fransa, Orta Doğu'daki menfaatlerini desteklemesi sebebiyle, Musul bölgesini İngiltere'ye terk etti. İngilizler de bölgedeki Hıristiyanların öldürüldüğü ve esir İngiliz askerlerine kötü muamele yapıldığı gerekçesiyle Osmanlı'dan askerlerini çekmesini istedi. Osmanlılar kötü şartlar içinde olduklarından Nusaybin'e kadar çekilince Musul savaşsız bir şekilde İngilizlerin oldu. Türkiye, Cumhuriyet kurulduktan sonra da yıllarca Musul üzerinde hak iddia ettiyse de eline bir şey geçmedi. Irak Savaşından sonra Saddam devrilip de Kuzey Irak'a özerklik verildikten sonra Musul ve Kerkük gibi Türkmenlerin yaşadığı yerlerde Türkiye, Türkmenleri öne sürerek bölge politikalarına karışmak istediyse de Amerika buna yol vermedi. Türkiye, Kuzey Irak özerk yönetiminin nüfus popülâsyonunda oynamalar yapıp bölgeye Kürtleri yerleştirdiğini, Arap ve Türkmenlerin nüfusunun ise az gösterilmeye çalışıldığını böylelikle petrol zengini yerlerde Arap ve Türkmenlerin yönetimde söz sahibi olmalarına engel olarak petrole kendilerinin sahiplenmek istediklerini dile getirerek Türkmenler üzerinden müdahil olmaya çalışsa da Kuzey Irak Özerk Yönetiminin abisi İsrail ve hamisi Amerika, buna izin vermediler. Onların Kuzey Irak özer yönetimine bu hamilik ve abiliklerinin karşılığında Özerk Yönetim, Irak Devlet yönetiminden bağımsız bir şekilde petrol üretimi ve satımı yaparken karşılığında İsrail ve Amerika'ya Ortadoğu politikalarında maşalık ve uşaklık yapmaktadır. Bu yönüyle Türkiye için Musul sorunu devam etmekte ama Amerika'ya rağmen soğuk tutulmaktadır.

1961: ABD'nin desteklediği sürgündeki Kübalılar, Fidel Castro'yu devirmek üzere Küba'ya çıkarma yaptı. Domuzlar Körfezi Harekatı olarak bilinen çıkarma Fidel Castro'nun zaferiyle sonuçlandı.

1978: Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu ve üç yakını, postayla gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu öldü. Olaydan sonra 700 işyeri tahrip edildi, CHP İl Merkezi yakıldı.

1993: Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kalp yetmezliğinden dolayı sabah saatlerinde öldü. Atatürk'ten sonra görevi başında ölen ikinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü dolayısıyla 5 günlük yas ilan edildi.

2004: Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin`in yerine geçen Abdülaziz Rantisi şehit oldu. İşgalci katillerin helikopterle füze atarak şehid ettiği Rantisi tüm dünya müslümanlarını hüzne boğdu.

2006: Filistin'de hükümeti kurarak göreve başlayan Hamas, mali darboğazdan kurtulmak amacıyla sürdürdüğü yardım arayışlarına, İran'da destek buldu. Hamas lideri Halid Meşal, Tahran'da İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile bir araya geldi ve 50 milyon dolarlık mali yardım sözü aldı. Bilindiği gibi Batı ülkeleri sürekli olarak Hamas'ı siyasete girmesi için teşvik ediyordu. Ama Hamas siyasete atılıp da sosyalist partiden iktidarı devraldıktan sonra Batılar, Hamas'ı terörist olarak ilan edip Mahmud Abbas dönemine kadar yaptıkları para yardımını kestiler.

2008: İngiltere'de İçişleri Bakanlığının hazırladığı eylem planına göre Müslüman toplumu içinde sözüm ona aşırı uçların güç kazanmasına karşı önlem olarak güney Asya ülkelerinden "ılımlı imamların" istihdam edilmesi öngörülüyor. Müslümanların sözde aşırı uçlara çekilmesi ve terörün (!) önlenmesi için hazırlandığı belirtilen plan çerçevesinde, cezaevlerinde çalışan imamların sayısı da artırılarak, hükümlüler arasında radikal görüşlerin yayılmasının engellenmesine çalışılacak. İslam düşmanları, kendilerine tehlikeli gördükleri İslami hükümleri radikalizm olarak niteleyerek "Ilımlı İslam" "Radikal İslam" gibi kavramlar ürettiler. Allah muhafaza bu İslam düşmanlarının bu tanımlamaları üzerinden olaya yaklaşıldığı zaman müslümanlar ciddi itikadi sorunlarla karşılaşırlar. Zira bugün Avrupa'nın, Amerika'nın "radikalizm" olarak tanımladığı rükünler Muhammed Mustafa'nın hayatında yer alan hakikatlerdi. Bir başka deyişle bugün Amerika ve Avrupa'nın İslamı "Ilımlı-Radikal" diye tasnifine göre Allah resulü ve ashabı "Radikal" sınıfına girmektedir. Bu nedenle bu tip tasnifleri söylem olarak dahi dışlamalı, çok gerekiyorsa kendi literatürümüzü kullanmalıyız. Ya değilse, İngiltere gibi İslam düşmanı politika yürütenlerin "Ilımlı" diye istihdam edip "Radikal" diye aşağıladığı kişilerin şahsında İslami maslahata darbe vurulacaktır.

2009: Antalya'da, TÜBİTAK için 4 lisede 289 öğrenciyle yapılan bir araştırma, öğrencilerin Türkiye ve dünya tarihine damga vurmuş kişileri çok fazla tanımadığını ortaya çıkardı. Fotoğrafları gösterilen 12 Eylül darbesinin lideri ve 7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i ‘Tanımıyorum' diyen erkek öğrencilerin oranı yüzde 69, kızların yüzde 88 çıktı. İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'u da erkek ve kız öğrencilerin yarısından fazlası tanımadı. Küba'da komünist bir devrimci, Sultan Vahdettin'den daha çok tanınırken, ‘50 Cent' (Sent) adı ile popüler olan ABD'li rap (rep) müzik sanatçısı,  tanınırlıkta onlarca ünlünün toplamını geçti. Antalya'da dört farklı ortaöğrenim kurumunda eğitimlerine devam eden 289 öğrenciyle yapılan araştırmada, deneklere tarihi ve siyasi kişiler, sanatçı ve düşünürler ile tarihi yerlerin fotoğrafları gösterildi, ‘Tanıyorum', ‘Tanımıyorum' şıklarını işaretlemeleri istendi. Çıkan sonuçlarda, öğrencilerin yakın tarihin ünlü isimlerini bile tanımamaları, anketörleri dahi şaşırttı. Bu durum bir kez daha, yeni nesillerin nasıl da avuçlarımızdan uçup gittiğini, kendi değerlerinden uzağa savrulmaya başladığını gösteriyor. Sırf Batı taklitliği ve İslama mesafe koymada inat etme yüzünden nesiller tehlikeye atılıyor.

2009: ABD Adalet Bakanlığının 2002 tarihli gizli kurum içi belgesinde, terör zanlılarına uygulanan suda boğulma hissi veren yöntemin, kalıcı zihinsel hasara yol açmadığı için işkence sayılmayacağı belirtiliyor. 17 Nisan 2009'da kamuoyuna açıklanan belgede söz konusu sorgu tekniğinin terörizm zanlısına "yakında öleceği zannını" vermekle birlikte, kalıcı zihinsel hasara yol açtığına dair bir delil bulunmadığı belirtiliyor. Kurum içi belgede, zanlının hücresine böcek bırakma, tokatlama, uykusuz bırakma ve zanlıyı duvara itme yöntemleri de onaylanıyor. Bush döneminde Amerika'da çıkarılan kanunlarla Amerika'nın tehlikeli olduğuna inandığı herkesi gözaltına alıp işkence yapılması serbest bırakılmıştı.

2012 : Siyonist İsrail'deki Ceza Evlerinde Tutuklu Bulunan Filistinliler Hapishane Şartlarının Düzeltilmesi İçin Açlık Grevine Başladı.

Yaklaşık 1200 Filistinli Tutuklunun Açlık Grevine Başladığı, Diğer 2300 Tutuklunun İse 24 Saat Boyunca Yemek Yememe Kararı Aldığı Bildirildi.