Talep gelseydi ne yapacaktın?
Hüseyin Kaya - Doğruhaber/Haber Yorum
Önce bir iddia atıldı ortaya.
Basının iddiasına göre HDP Milletvekili Altan Tan, Nevroz kutlamaları sırasında kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen LGBT`lerin talebini reddetmiş. HDP açısından olumsuz; ama Altan Tan açısından olumlu bir hareket diye düşündük.
Nihayet bir “adam” çıktı, tepki gösterdi, diye umutlandık. Hatta neredeyse “Kürt geleneği içerisinde böyle rezaletlerin yeri yoktur” diyebilen bir Kürdün çıkmış olduğunu düşündük ve bunun rahatsız bir kitlenin varlığına işaret olduğunu sandık; ama yanılmışız.
İslamcı kimliğe sahip olduğunu söyleyen Tan “hayır” dedi.
Altan Tan yaptığı açıklamada “Miting boyunca Malatya İl Başkanımız ve Eski İstanbul İl Başkanımız Doğan Erbaş ile birlikteydik. Böyle bir talep kesinlikle gelmedi. Ben konudan çıkan haber vasıtasıyla haberdar oldum” dedi.
“Böyle bir talep gelmedi, gelseydi de kabul etmezdim” demiyor Altan Tan.
“Ne islami ne de etnik kimliğimiz böyle rezaletlerin meşrulaşmasına müsaade etmez” demiyor Altan Tan.
“Talep gelmedi” diyor.
Peki, talep gelseydi, ne mi yapardı?
Aynı karede görünmeyi kabul eder miydi?
Doğrusu bu konuda bir tahminde bulunamam; ama başka bir gerçeği buraya alarak kanaat oluşturmanıza yardımcı olabilirim.
2012`nin Mayıs ayında yeni anayasa çalışmaları yapılırken parti komisyonlarının önergeleri de tartışılıyordu.
BDP`nin (o zaman HDP yoktu) verdiği bir önerge tepkilere neden oldu.
Önergede “eşcinsel evliliklerin” önünün açılması isteniyordu ve CHP de önergeye destek vermişti. BDP`nin komisyondaki üyeleri kimlerdi, biliyor musunuz?
“Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Ayla Akat Ata.”
Sırrı Süreyya Önder`in “eşcinsellere olan ilgisi”, onların toplantı ve etkinliklerine katıldığı biliniyor, o yüzden garip karşılanmıyor.
Ama Altan Tan`ın bu meseleye karşı çıkmaması tepki çekmişti.
Şimdi yine tepki çekiyor.
Altan Tan ile aynı siyasi çizgide değiliz; ama ahlaksızlığı yaymayı gaye edinmiş olan ve tümüyle Avrupa`dan finanse edilen bu yapılar ve dernekler karşısında tavır almasını bekliyoruz.
Eğer Müslüman kimliğinden vazgeçmemişse bu ayeti dikkate alsın ve o da beraber çalıştığı “kavmine” uyarıda bulunsun.
“Hani Lut da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayâsız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?” (A`raf/80)
Zamanında gösterilen tepkinin bir kıymeti olur. İş işten geçtikten ve rezalet diz boyunu aştıktan sonra karşı çıkmak bir fayda sağlamaz.
Biz uyarı görevimizi yaptık ve yapmaya devam edeceğiz Allah`ın izniyle.