Çözüm süreci Bediüzzaman ile başladı
Bediüzzaman Said Nursi`nin vefatının 55`inci yıldönümü münasebetiyle açıklama yapan Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, çözüm sürecinin Bediüzzaman ile başladığını ifade etti.
Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, vefatının 55`inci yıldönümü nedeni ile büyük İslam Âlimi Bediüzzaman Said-i Nursi'yi anarak, Üstadın yaşadığı çağa damgasını vurduğunu ve eserleri ile milyonların hidayete ermesine vesilen olduğunu ve çözüm sürecinin ta o dönemlerden başadığını ifade etti.
Bediüzzaman'ın adını ve davasını kullanarak saltanat sahibi olanların olduğuna dikkat çeken İçten, Kürt olduğu için Bediüzzaman ile görüşmeyi içine sindiremeyen sözde hocaların, bugün onun adını ve davasını kullanarak saltanat sahibi olduklarını dile getirdi.
“Yarım asır önce çözüm süreci onunla başladı”
Bediüzzaman Said-i Nursi'nin, eserleri ve fikirleri ile kaybolan İslam birliğini yeniden tesis etmek için mücadele ettiğini belirten İçten, “Bir Müslümana silah doğrultulamayacağını, hiçbir şekilde kardeşkanının akıtılamayacağını her seferinde vurgulayan Üstad hazretlerinin bu perspektifi, aslında bugün başlatmış olduğumuz çözüm sürecinin de yol haritası hükmündedir. İslam bayraktarlığını yapan kardeşlerin, birbirlerine karşı merhametli olmaları ve birbirlerine muhabbet beslemeleri gerektiğini ortaya koyan Said Nursi, aslında yarım asır önce çözüm sürecinin temelini atmıştır.” dedi.
“Onu anlatmaya kelimelerin hükmü yetmez”
Büyük İslam Âlimi Bediüzzaman`ı anlatmaya ne kelimelerin yetebileceğini, ne de anlatıcının gücünün dayanabileceğini ifade eden İçten, "Ancak onun dirayeti, cesareti, öngörüsü bugün hatırlandığında bile, yüreklere heyecan, bedenlere ferahlık veriyor. Zira o milletinin imanı ve selameti için cehennem ateşlerinde yanmaya razıdır. O kardeş kanı dökülmesin diye ülkenin dört bir tarafına sürgüne gitmeye razıdır. Milletinin dünyada söz sahibi olabilmesi için cephede çatışmaya, yaralanmaya hatta esir düşmeye bile razıdır. 'Bugün namus günüdür, vurun kardaşlar' deyip, bir tarafta cephede düşmana karşı destan yazarken, diğer taraftan ise Kur`an'dan süzülen nurları telif etmeyi ihmal etmemiştir.” ifadelerini kullandı.
“Üstad zamanın en değerli âlimidir”
Üstadın Ruslara esir düştüğünde bile davasından ve teslimiyetinden zerre kadar taviz vermediğini vurgulayan İçten sözlerini şöyle sürdürdü: “Üstad hazretlerinin bu onurlu duruşu, düşmanlarını dahi ona saygı göstermeye sevk etmiştir. Said-i Kürdi'nin, ömrünün yarısını zindanlarda ve sürgünlerde geçirmesine ve bütün tehditlere rağmen 'Zalimler için yaşasın cehennem!' diyecek kadar cesur bir din âlimi olduğuna şahidiz. Üstad hazretleri, 'Milletimin imanını selamette görürsem, cehennem alevlerinde yanmaya razıyım' diyecek kadar da asildir. Üstad, kaleminden akan Risale-i Nur`ları ile değerlerimize, yüreğimize, dünyamıza ışık tutan, Kur`an ve Resulün yolunda ilerlememizi sağlayan, zamanın en kudretli âlimidir.” diye konuştu.
“İslam Âlemine cesaret verdi”
Bediüzzaman'ın zalimlere karşı duruşu ile bütün İslam Âlemini cesaretlendirdiğini ifade eden İçten son olarak şunları söyledi:
“Said-i Kürdi, Kürtçe düşünüp, Arapça`nın bütün ruhuyla Türkçe yazarak, bir çığır açmıştır. Yazdığı eserler onlarca dile çevrilerek, insanların hidayete ermesine vesile olmuştur. Yarım asır önce onun açmış olduğu yol, bugün bizim yolumuzdur. Anadolu insanının hem maddi, hem de manevi anlamda refaha kavuşabilmesi, birlik ve beraberliğin yeniden tesis edilebilmesi için, eğitimin şart olduğunun, her seferinde altını çizmiştir. Onun göstermiş olduğu bu hedefe, hükümetlerimiz döneminde, özellikle eğitim alanında yaptığımız reformlarla varmış olduğumuzu söylemek istiyorum.” (İLKHA)