Ekolojik Kadın Köyü uluslararası bir ifsat projesidir
Harran`da hayata geçirilmesi planlanan Ekolojik Kadın Köyü projesine tepki gösteren âlimler, daha ilk günde halkın inancıyla örtüşmeyen görüntülerin sergilendiği bu projenin bölge halkının ahlaki olarak yozlaştırılması için ortaya konan uluslararası bir ifsat projesi olduğunu söyledi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bazı kadın derneklerinin desteklediği, Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz`un kendisine ait 10 dönümlük arazisini hibe ettiği Ekolojik Kadın Köyü, Şanlıurfa`nın Harran ilçesinde yapılan festivalle tanıtıldı.
Festivalde bölge halkının kültürüne uymayan eğlencelerin düzenlemesine ve aynı zamanda festivalde yarı çıplak kadın fotoğraflarının resim sergisi adı altında sergilenmesine âlimlerden ve halktan tepki geldi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Harran İlçe Müftüsü Abdulhekim Öz ile bölgenin kanaat önderlerinden Molla Cemal Çınar, İslami ahlakla ile bağdaşmayan, halkın kültürüyle çelişen ithal projelerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Projenin yapımcısı Gazeteci Hüzün Yücel, her ne kadar bu projeyle amacımız Harran`ın kültürünü bozmak değildir dese de daha ilk günde festival adı altında halkın kültürüne uymayan eğlencelerin yapılması akıllarda soru işareti bıraktı.
‘Kalk kızım abinin yemeğini getir, kardeşine su ver'' mantığı değiştirilmeli
Yücel'in bir basın kuruluşuna projeye yönelik verdiği röportajda, “Unutmayalım ki şiddeti uygulayan erkeği kadın dünyaya getiriyor, büyütüyor, yetiştiriyor. Hala “kalk kızım abinin yemeğini getir, kardeşine su ver '' mantığıyla evlat yetiştiriyoruz. Kız çocukları ikinci plana atılıyor. Yarın büyüdüğü zaman o çocuk kadınları önemsemiyor ve şiddet uyguluyor. Yani kendi elimizle bir canavar yetiştiriyoruz. Bunu kim yapıyor en yakımız annemiz, aile büyüklerimiz.” demesi aslında belki de milyonlarca liraya mal olacak bu projenin gerçek amacını ortaya koyuyor.
İlçe Müftüsü Öz: İthal edilen projelere ihtiyaç yok
Birilerinin ithal projelerini memleketimize getirmenin doğru olmadığını ifade eden Harran İlçe Müftüsü Abdulhekim Öz, “Biz kendi değerlerimize sahip çıktığımız zaman birilerinin dışarıdan ithal edilen projelerini memleketimize getirmeye ihtiyacımız olmayacak. Zaten böyle bir şeye de ihtiyacımız yok. Kadın haklarını sadece bir güne veya bir haftaya sığdırarak çıkıp birkaç kelime konuşarak sonra da kadını kendi kaderine bırakmak doğru değildir. Böyle bir günde eğer bir program yapılacaksa İslam`ın ruhuna uygun ve İslam`ın kadına verdiği değer şeklinde kültürümüze, geleneğimize uygun olarak işlenirse amacına ulaşmış olur.” dedi.
İslam, aileyi dağıtan projeleri kabul etmez
Aileyi dağıtacak projelerin İslam`a uygun olmadığının altını çizen Öz, “Ama bizim olmayan, bizi temsil etmeyen bizim kadınlarımızın geleneğine uymayan bazı ithal şekilsel şeyleri getirip kadına değer veriyorum demek biraz üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Aileyi dağıtmak bazı ekonomik özgürlükler vb. sıkıntılarla aileyi dağıtmak noktasında bir proje olursa İslam`a göre bunun uygun olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü o tür yerlerde aile mefhumu ve şefkati olmadığı için ne çocuk ne de anne orada o sıcaklığı göremez. Zaruretler olursa bir şey diyemeyiz ama bunu meşrulaştırmak, yaygınlaştırmak en ufak bir tartışmada kadının evini terk etmesine zemin hazırlamak doğru değildir.” ifadelerini kullandı.
Kirli eller bölge halkı üzerinde çalışma yapıyor
Bu tür etkinliklerin içerisinde yabancı, kirli ve görünmeyen bir elin varlığına dikkat çeken bölgenin kanaat önderlerinden Molla Cemal Çınar, “Güneydoğu Anadolu bölgesinin halkı mütedeyyin, ahlakıyla, kılık kıyafetiyle, gelenek görenekleri ile diğer bölgelerden farklıdır. Ama bu gizli el özellikle Mardin, Diyarbakır, Urfa üçgeninde, dikkat ediniz özellikle bu beldelerde defile vb. faaliyetler yapıyorlar. Yani dış güçler her bölgeye geldiğinde ahlaki açıdan veya kültürel açıdan faaliyet gösteren, toplumun ahlak yapısıyla bağdaşmayan, kültürüyle yüzde yüz çelişen bazı oluşumlar mutlaka arkasından ortaya çıkar. Bu tür faaliyetlerin dış menşeli olduğu, kirli bir elin işin içerisinde olduğu, işin tesadüfi olmadığı kalkıp birilerinin hakkını savunma adı altında faaliyet yürüttükleri açıkça ortadadır.” diye konuştu.
Batının hak, özgürlük ve eşitlik gibi kelimeleri bilinçli olarak kullandığını ifade eden Çınar, günümüzde insanların, en çok insan haklarından bahseden bu kesimlerden zulüm gördüğünü söyledi.
“Harran`ın seçilmesi bilinçli bir projedir”
Harran ve Akçakale ilçelerinde yaşayan bayanların giyimleriyle ahlaki ve kültürel yönden biraz daha öne çıktığını belirten Çınar, Harran`da ortaya konan projenin bu insanların ahlaki olarak yozlaştırılması için ortaya konulmuş uluslararası bir proje olduğunu bölge halkının buna karşı sessiz kalmasının büyük bir vebal olduğunu söyledi.
Hedef ahlaki yozlaşmadır
Çınar, konuşmasına şöyle devam etti: “Toplum iman ile inşa edilir, amelle ihya edilir ahlakla süslenilir. Bozulmasına gelince toplum önce ahlaken çökertilir sonra ahlaken çökmüş bir toplum ibadetlerine lakayt kalır böylece belli bir süre sonra itikadında da bozulmalar meydana gelir. Bana göre bu tür organizelerin arkasında İsrail, Amerika ve Avrupa ülkeleri vardır. Batı, İslam ülkelerini imha etmek için buna benzer projeler hayata geçiriyor.”
“Bu tür projelerin İslami düşünceye sahip kimi yöneticiler tarafından yapılması manidardır”
Bu tür projelerin İslami düşünceye sahip kimi yöneticiler tarafından yapılmasının manidar olduğunu söyleyen Çınar, “Bu insanların, İslam adına aldıkları yetkileri yine Müslüman halkın ciddi manada ahlakıyla çeliştiğini bile bile insanların bunları yaptıklarını görüyoruz. Mesela sadece bu defile meselesi değil yani mevsimi olmayan bir şey söyleyeceğim Ramazan etkinlikleri adı altında İslami kesimin desteğiyle seçilenlerin, bu konuda laiklerle yarışırcasına Ramazan ayı içerisinde etkinlikler yapması gerçekten ciddi bir çelişkidir ve bunlar toplumu içeriden kemiren faaliyetlerdir. Diyanet İşleri Başkanlığının, tüm müftülüklerin, âlimlerin ve İslami STK`ların bu konuda harekete geçmesi gerekir. Diyanetin, helal ile haramı, ahlak ile adabı bu topluma aşılamaktan başka ne görevi olabilir. Müftülüklerin bu konularda suskun kalması kabul edilemez.” dedi.
Harran halkından Abit S. De, bu festivalin Harranlıların örf ve adetlerine uygun olmadığını ifade ederek, bakın kaç gündür bu festival devam ediyor. Ben hanım ve çocuklarımı göndermedim. Biz kesinlikle çıplaklık falan kabul etmiyoruz. Bunlar bize yakışmaz. Biz aşiret olarak kadınlarımızın gidip o köye sığınmasını uygun görmüyoruz.” diye konuştu.
“Harran`da şiddet yok ama Diyarbakır, Ankara`dan, İstanbul`dan isteyen buraya gelebilir”
Proje ile ilgili açıklamada bulunan Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz, kadına şiddeti kabul etmediklerini belirterek, "Şiddet gören gelip burada yerleşecek. Buradan olmasa Siverek, Diyarbakır, Ankara`dan, İstanbul`dan, gelip burada kalmak isteyenler gelip burada kalabilir." diye konuştu. (İLKHA)