İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN
23 Ekim Pazar günü Van`da 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Her doğal afette olduğu gibi Van`da da acı ile umut bir aradaydı ve ilahi rahmetin tecellisi olarak onlarca mucizevî olay yaşandı. Günler sonra enkaz altından bebekler, çocuklar çıkarıldı. Ümit olmayan enkazlardan rüya yoluyla canlı bedenler kurtarıldı. Bu olay için söylenebilecek tek şey vardı: İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN
Doğruhaber / haber merkezi
BİLANÇO AĞIR OLDU
Deprem konusunda acı tecrübeler yaşayan Türkiye’nin tarihine bir doğal afet daha yazıldı. 23 Ekim Pazar günü saat 13.42’yi gösterdiğinde merkez üssü Van’ın Tabanlı Köyü olan 7.2 şiddetinde büyük bir deprem yaşandı. Onlarca evin enkaza döndüğü depremde 500’den fazla kişi hayatını kaybederken, 1600’dan fazla insan da yaralandı. Depremin hemen ardından arama kurtarma ekipleri hızlı bir şekilde bölgeye sevk edildi. Acı, ümit ve mucizelerin bir arada yaşandığı arama kurtarma çalışmalarına İslami STK’lar da büyük destek vererek depremzedelere yardım dağıttı.
BU BİR İMTİHANDIR
Van depremini Doğruhaber’e değerlendiren ilahiyatçılar, yaşanan depremin küçük bir kıyamet sahnesini anımsattığını belirterek ortaya çıkan bu bela ve musibete karşı hakkıyla sabır göstermek ve bunu bir imtihan olarak görmek gerektiğini belirttiler. Salih Yücel Hoca, bela ve musibetler karşısında sabretmek gerektiğini belirtirken, Molla Beşir Şimşek Hoca da dünyanın bir aldatmacadan ibaret olduğunu ve her zaman için ölüme hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti.
BİR ANNE VE BEŞ EVLADI
Deprem günü Diyarbakır’daki Tesettür Mitingi’nde olan ve 5 kardeş ile annesini şehid veren Hasan Tetik, yaşananları şöyle anlattı: “Hastanede iki kardeşimi görünce bir nebze de olsa içim ferahladı. Ancak annem ve 5 kardeşim halen enkaz altındaydı. İlk çıkarılan 2 kardeşim hamd olsun kurtarıldılar. Fakat geri kalan kardeşlerim ve annem için aynı mutluluğu duyamadık” Tetik, “Annem ve Zeynep, Şahadet, Ahmet Yasin, Zehra Nur, isminde 4 kardeşimin cesetleri peyderpey çıkarıldı. En son annem ve daha 6 aylık olan küçük kardeşimiz olan Nasrullah’a sarılmış bir şekilde enkaz altından çıkarıldılar. Rabbim kimseye böyle bir imtihan vermesin. Ancak iman etmişiz ki Allah hepimizden daha merhametlidir. Bu ağır musibette de bize sabretmek düşer” dedi.
İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN
Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem geride acı bir tecrübe daha bıraktı. Her afette olduğu gibi bu afette de acı, umut ve mucize bir aradaydı. İşte, Van depreminin ardında bıraktığı acı tablo…
Deprem konusunda acı tecrübeler yaşayan Türkiye’nin tarihine bir doğal afet daha yazıldı. 23 Ekim Pazar günü saat 13.42’yi gösterdiğinde merkez üssü Van’ın Tabanlı köyü olan 7.2 şiddetinde büyük bir deprem yaşandı. Onlarca evin enkaza döndüğü depremde 500’den fazla kişi hayatını kaybederken, 1500’den fazla insan da yaralandı. Depremde Van’ın Erciş ilçesi ile köylerde büyük maddi ve can kaybı yaşandı. Depremin hemen ardından arama kurtarma ekipleri hızlı bir şekilde bölgeye sevk edildi. Acı, ümit ve mucizelerin bir arada yaşandığı arama kurtarma çalışmaları devam ederken yardımların çadır dağıtımındaki organize eksikliği halkın tepkisine neden oldu.
KÖYLERE ÇOK GEÇ ULAŞILDI
Yaşanan ilk şokun ardından arama kurtarma ve yardım çalışmaları Van merkez ve Erciş ilçesinde yoğunlaştı. Deprem dolayısıyla bazı köy yolları kapandı. Yakın köylere yardımlar ikinci günden itibaren ulaştırılırken ücra köylere yardımlar çok geç ulaştırıldı. Depremde Molla Kasım, Yeşilsu ve Tabanlı köyleri tamamen yıkılırken diğer köylerde de büyük maddi hasar meydana geldi. Evleri yıkılan bir başka köy de Esenpınar köyüydü. Esenpınar muhtarı Ferzende Kızılkara, “Köyümüz 57 hanedir ve hepsi ciddi hasar görmüştür. Depremden dolayı evlerimizin tümü çökmüştür. Evler oturulacak halde değil aldığımız brandalarla idare ediyoruz” dedi.
HAVALAR BOZULDU, DEPREMZEDELER MAĞDUR
Depremzedeler yaralarını sarmaya çalışırken Çarşamba gününden itiabaren başlayan yağmur ve kar hem kurtarma çalışmalarını hem de yardım dağıtımını zorlaştırdı. En çok mağdur olanlar ise çadır alamayıp kendi imkânlarıyla kurdukları çadırlarda kalanlar oldu. Öte yandan havanın bozulmasıyla beraber halkın bir kısmının Van’ı terk ederek akrabalarının yanına gittiği öğrenildi.
İLAHİ MUCİZELER YAŞANDI
Her doğal afet, içinde mucizeleri, ikazları, çıkarılacak dersleri barındırdığı gibi Van depreminde de birçok mucize yaşandı. Bu mucizelerden biri 48 saat sonra enkaz altından çıkarılan ve 14 gün önce hayata gözlerini açmış Azra bebekti. Erciş ilçesinde çöken bir binada yapılan arama kurtarma çalışmaları sırasında, 14 günlük Azra bebek enkazdan yaralı olarak çıkartıldı. Ekiplerce ambulansa alınan bebek, burada yapılan ilk müdahalenin ardından İlçe Spor Salonundaki sahra hastanesinde tedavi altına alındı. Kuvöze konulan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Bebeğin dayısı, bebeğin yaklaşık 14 gün önce erken doğumla dünyaya geldiğini söyledi. Enkaz altından bebeğin annesi Semiha Karaduman da çıkarıldı. Bebeğin hayatta kalma hikâyesini anlatan Semiha Karaduman enkaz altında Azra bebeği iki gün boyunca tükürüğü ile beslediğini söyledi.
RÜYASINDA GÖRDÜ ERCİŞ’E GELDİ
Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nde kuaförlük okuyan Deniz Gökçenlik, deprem gecesi ilginç bir rüya gördü. Genç kız rüyasında, bir enkazdan insanların çıkarıldığına tanık oldu. Bunun üzerine ertesi gün depremin vurduğu Erciş’e gitti. Genç kız, rüyasında gördüğü binayı bulduktan sonra hemen kurtarma ekiplerine katıldı. Gökçenlik, hamile olan anne Derya, kızı elif ve oğlu Özer Coşkun’un kurtulmasını sağladı. Yaralılar hastaneye kaldırılırken Gökçenlik, ilginç olayı şöyle anlattı: “Rüyamda Erciş’teki binayı gördüm. İçinden canlı çıkanlar vardı. Ailemi arayıp Erciş’e gideceğimi söyledim. Enkazın yanına gittiğimde sivil savunma ekipleri umutsuzdu. Ben de ısrar ettim. ‘Buradan ses geliyor’ dedim. Ses dinleme cihazı konuldu. Aşağıda birilerinin yaşadığına karar verildi. Bu yönden çalışmalar başladı. Daha sonra 3 kişi yaralı olarak kurtarıldı.”
VAN’DA İSHAL VAKALARI ARTTI
Van’da meydana gelen depremin ardından şehir içme suyundan özellikle çocukların ishale yakalanmaya başlaması üzerine Van Valiliği halktan şebeke içme suyunu kullanmamaları çağrısı yaptı. Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de depremden sonra şebeke suyunu kullananlarda ishal vakaları görüldüğünü, sorunun tespit edilerek çözülebilmesi için musluk sularının kullanılmaması gerektiğini söyledi.
VAN’DAKİ OKULLAR BAYRAM SONRASI AÇILACAK
Milli Eğitim Bakanlığı, Van’da eğitime verilen aranın 14 Kasım’a kadar uzatıldığını duyurdu. Böylelikle Deprem bölgesinde okulların açılması Kurban Bayramı sonrasına kaldı.
Deprem bizim için bir imtihandır
23 Ekim Pazar günü Van’da 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Yüzlerce evin yıkıldığı depremde 500’den fazla insan hayatını kaybederken 1500’den fazla insan da yaralandı. Her doğal afette olduğu gibi Van’da da acı, umut bir aradaydı ve ilahi rahmetin tecellisi olarak onlarca mucizevî olay yaşandı. Günler sonra enkaz altından bebekler, çocuklar çıkarıldı. Ümit olmayan enkazlardan rüya yoluyla canlı bedenler kurtarıldı.
Yaşanan bu ilahi imtihanı Doğruhaber’e değerlendiren ilahiyatçı hocalar yaşanan depremin küçük bir kıyamet sahnesini anımsattığını belirterek ortaya çıkan bu bela ve musibete karşı hakkıyla sabır göstermek gerektiğini belirttiler.
Depremi yaşayan Van’ın tanınmış hocalarından M. Salih Yücel Hoca, dünyanın bir imtihan olduğunu belirterek, insanların başına gelen her şeyin de bu imtihanın bir vesilesi olduğunu belirtti. “Bela ve musibetlerin gelmesi için illa ki bir sebebin olmasına gerek yoktur” diyen Salih Hoca, “Cenabı Allah imanımızı, inancımızı ölçmek babında böyle afetler de verebilir. Bu tür imtihanlarla mü‘minin imanı, fasıkın fıskı, kâfirin küfrü artar. Kiminin de hidayetine vesile olur” dedi.
Yaşanan depremin bir imtihan olduğunu vurgulayan Salih Hoca bu durumu şöyle anlattı: “Bir çobanın yanlış yolda giden sürüsüne bir taş atması gibi bu deprem de bir uyarıdır. Kul yanlış yapar, günahlara dalar, isyan eder. Allah’u Teâlâ kullarını imtihan etme babında bu ve buna benzer ikazlar verir.”
KÜÇÜK KIYAMETİ YAŞADIK
Depremin kıyamet sahnesini andırdığını ifade eden Salih Yücel Hoca, deprem anında yaşadığı ve zihninde canlanan sahneyi şöyle anlattı: “Kıyamet bir gün kopacak, bundan şüphemiz yok. Bu deprem olduğu zaman ben çarşıdaydım. Önce bir patlama oldu, gökten taşlar yağdı üstümüze. Adeta küçük bir kıyameti yaşadık. Bu deprem kıyametin bir numunesidir. Allah’u Teâlâ kıyametin provasını yaptırıyor. Kur’an’da şöyle buyuruyor yüce Rabbimiz, ‘O gün insanları sarhoş zannedersin’ ama sarhoş değillerdir.’ Deprem günü de insanların koşuşturduğunu gördüm, gerçekten insanlar aynen o ayetin dediği gibi sarhoş gibiydiler. Herkeste bir telaş, bir korku, bir endişe vardı ve kimse kimseyi tanımıyordu o hengâmede. İşte büyük kıyamet de böyle gerçekleşecek. Büyük kıyamet gelmeden tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Bu noktada haddimizi bilmeli, doğru yola girmeli, layıkıyla bir kul olmak için gayret göstermeliyiz”
“SABREDENLERİ MÜJDELE”
Bela ve musibetlere karşı sabretmek gerektiğinin altını çizen Salih Hoca, Allah’u Tealanın ilahi fermanını şu cümlelerle açıkladı: “Allah’u Teâlâ yine Kur’an’da sizi imtihan edeceğiz diyerek ayetin sonunda ‘Sabredenleri müjdele’ diyor. Böyle olaylarda sabretmeyi bilmeliyiz. Allah’u Teâlâ’ya karşı bir isyan içerisine girmemeli, başımıza gelen olaylara karşı sabretmeli, hatta belki durumumuza hamd etmeliyiz. Gelen bela ve musibetlerin Allah’tan geldiğine inanmalı, Allah’ın gücünü, kuvvetini ve kudretini anlayıp acizliğimizi idrak etmeliyiz. Eğer sabredersek mallarımız bizim için bir zekât ve sadaka hükmünde olacaktır. Sabredersek bizim kaybettiğimiz çocuklarımız bizim için ahirette birer şefaatçi konumunda olacaktır. Bu durum ölenler için bir şehid-i manevidir. Onların günahlarına bir kefarettir. Geride kalanlar sabrettiği takdirde onlar için de büyük mükâfatlar vardır. Bir Müslüman olarak bu durumu böyle anlamalıyız”
DEPREM RABBİMİZİN KUDRETİNİ BİRKEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR
Van depreminin insanlar için bir imtihan olduğunun altını çizen Molla Beşir Şimşek de, “Hayatımız boyunca hep bir imtihandan geçiyoruz. Rabbimiz bizi zaman zaman nimetlerle zaman zaman da musibetlerle imtihan ediyor. Allah’u Teâlâ bu imtihanlar neticesinde kulunun nasıl bir tavır takınacağını görmek istiyor” dedi.
Bu depremden büyük dersler çıkarılması gerektiğini dile getiren Şimşek Hoca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar Rabbimiz yeryüzünü âdemoğlunun emrine musahhar kılmış. Bu güne kadar insanlara zilletle itaat eden yeryüzü, Rabbimizin emriyle ne yaptı? 29 saniyelik sarsıntıyla oradaki insanları ne hale koydu. Bu deprem rabbimizin sonsuz gücünü gösteriyor bize. Yani insanın bir hiç olduğunu, dünya hayatının bizim sandığımız kadar sürekli olmadığını gösteriyor bize. 29 saniye önce nice zenginler fakir, nice müstahkem binalarda oturanlar çadırlarda yaşamak zorunda kaldı. Nice sağlıklı insanlar bir anda hayatlarını kaybetti. İşte dünya hayatı budur. Dünya hayatı bir aldatmacadan ibarettir. Umarız ki bu musibetler insanların günahları için bir kefaret olur. Geride kalanlar için de bir ders, bir ibret olmasını temenni ediyorum.”
ALLAH’TAN GELDİK YİNE ALLAH’A DÖNECEĞİZ
Başımıza gelen her musibete karşı sabredilmesi gerektiğini belirten Şimşek Hoca, “Allah’u Teâlâ bir musibet karşısında nasıl bir tavır takınmamız gerektiğini bize öğretiyor. Kur’an’ın fermanı olarak ‘Biz Allah’tan geldik ve yine Allah’a döneceğiz’ ve Peygamberimiz de buyuruyor ki ‘sabır, özellikle musibetin ilk anlarında çok önemlidir.’ Buna dikkat edin ve sabır gösteriniz. Biz kuluz. Her hâlükârda Rabbimizin emrine rıza göstermeliyiz” diyerek sabır gösterenlerin bu imtihanı başarıyla atlatacağını söyledi.