Mardinliler Peygambere hakareti kınadı
Mardin DOST-DER, Charlie Hebdo dergisinin yayımladığı karikatürle Hz. Muhammed`e yaptığı hakareti düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla kınadı.
Mardin`de faaliyet yürüten Dostluk Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği`nin (DOST-DER), Fransa`da haftalık yayın yapan Charlie Hebdo dergisinin yayımladığı karikatürle Hz. Muhammed`e hakaret etmesini kitlesel basın açıklamasıyla kınadı.
Artuklu ilçesi İŞ Bankası önünde yapılan eyleme duyarlı Mardin halkı da katılırken basın acıkmasını DOST-DER Genel Başkanı Fesih Memiş okudu. Sık sık tekbirler getirildiği eylemde “Charlie Hebdo terörist, hepimiz Muhammediyiz, Fedake ümmi ve ebi Ya Resul” yazılı pankartlar açıldı, “Peygambere uzanan eller kırılsın, zalimler için yaşasın cehennem!” şeklinde sloganlar atıldı.
“Charlie Hebdo saldırısı bir sonuçtur”
Batı dünyasının İslam ve Hz. Muhammed (sav) düşmanlığı, son günlerde alçaklığın en yüksek perdesinden tekrar tezahür ettiğini belirten Fesih Memiş, “İfade özgürlüğü adı altında İslam`ın kutsallarına iğrenç bir şekilde saldırlar yapılmış; ayrıca saldırılara müsamaha gösterilerek yapılan alçaklıklar ödüllendirilmiştir. Gelinen nokta itibarıyla batının zulüm furyası; İslam âleminin canlarına, ırzlarına, topraklarına, kutsallarına yapılan saldırılarla duyguları esir edilmiş iki Müslüman kardeşin isyanıyla duvara çarpmıştır. Charlie Hebdo saldırısı bir sonuçtur. Bunun sebepleri de sır değil batının kirli yüzünde, kanlı ellerinde, kara tarihinde mevcuttur. Fransa Orta Afrika, Mali gibi birçok İslam beldesinde şu anda bile kan akıtmaktadır. Ama öyle görünüyor ki, batı yine büyük bir kibir ve aymazlıkla, gerçekleri görmek istemiyor, olayların sebeplerini tersyüz ederek İslam Peygamberine saldırmaya devam ediyor.”
“Batı, sömürgeci politikalarından vazgeçmeli”
Paris saldırısı ile bir kez daha İslam coğrafyasında yaşanan işgallerin, yapılan katliamların, ağır insan hakları ihlallerinin ve Batı`nın bundaki rolü dönüp kendisini vurduğunun görüldüğünü kaydeden Memiş, Batı dünyasının bu saldırının altında yatan nedenlerini doğru okuması gerektiğine dikkat çekti. Memiş, “Her şeyden önce Batı dünyasının kendini sorgulaması ve İslam dünyasına yönelik aşağılayıcı, tahkir edici ve sömürgeci politikalarından vazgeçmesi gerekmektedir. İkiyüzlü ve çifte standartçı yaklaşımıyla sadece kendine ağlayan ve insani değerleri merkeze koymayan bu yaklaşım sahiplerinin dünyaya insanlık dersi vermeye hakkı yoktur. Başta Suriye, Irak ve Filistin olmak üzere bütün Ortadoğu`yu kan gölüne çeviren politikaların müsebbibi ve destekçisi olan; Mısırdaki darbeye açık yahut örtülü destek veren; İsrail`in işgalci politikalarına ses çıkarmayan, Afrika ülkelerini halen müstemleke gören ve sömürmeyi kendisinde bir hak olarak görmeye devam eden Batı dünyası; bugün Müslümanlara bu saldırı üzerinden kin kusuyor.” Diye konuştu.
“Bu zihniyet mahkûm edilmeli”
Bu yaşananlara sebep olan küfür dergisinin bir haçlı seferinin zihinsel kodlarını taşıdığını kaydeden Memiş, “Yine bu dergi İslam`ın kutsallarını yeniden hicvederek saldırılarına devam edeceği küstahlığını göstermiştir. Bu esfeller yaptıkları ahlaksızca saldırılar ile İslam gençliğini tahrik etmeye devam etmektedirler. Bilinmeli ki ölümlü olaylarının tekerrür etmesi halinde bunun tek sorumlusu sorumsuz davrananlar olacaktır. En kutsal değerlerimize hakaret etmeyi kendisine bir hak olarak gören, Peygamber Efendimize (SAV) dönük alçakça saldırıyı, hakareti, fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendiren bu zihniyet mahkûm edilmedikçe kendisine çeki düzen vermeyecek; değişmedikçe de huzursuzluk ve karışıklıkların önüne geçilemeyecektir.” dedi.
“Devlet destekli bir provokasyondur”
Memiş sözlerini şöyle sürdürdü; “Avrupa`nın pek çok ülkesinde antisemitist düşünceler ve İsrail`e yönelik eleştiriler suç kapsamında değerlendirilirken, semavi dinlerin kutsallarına, değerlerine saldırılar, hakaretler fikir özgürlüğü olarak değerlendirilmektedir. Müslümanların kırmızıçizgisi olan ve uğruna canlarını seve seve feda edecekleri Peygamber Efendimizin (SAV) şahsına yönelik her türlü hakareti ve saldırıyı serbest bırakarak Müslümanları tahrik etmek, başlı başına devlet destekli bir provokasyondur. Görüldüğü kadarıyla Batı dünyası, bu tür provokatörlere sahip çıkarak, tahrik edilen Müslümanların gerçekleştirdiği eylemleri bahane ederek, İslam dünyasını işgale heves etmektedir. Nitekim Paris olayından hemen sonra Fransa hükûmetinin bir uçak gemisini Hint Okyanusu`na göndereceğini açıklaması bu niyeti açıkça ortaya koymuştur. Adeta bu tür eylemler üzerinden Avrupa`da İslam karşıtı bir cephe oluşturulmakta, Müslümanlar bu saldırılar bahane edilerek hedef haline getirilmektedir.”
“Irkçı saldırılar engellenmelidir”
“Batı dünyası, Müslümanlara yönelik kin ve nefret politikalarını terk etmelidir” diyen Memiş, “Dinlerin kutsallarına yönelik hakaretleri fikir özgürlüğü kapsamından çıkarmalı, İslam karşıtlığını ve Müslüman düşmanlığını önleyici yasal düzenlemeler yapmalı, ülkelerindeki Müslümanların can, mal güvenliği ile ibadet özgürlükleri sağlanmalıdır. Müslümanlara yönelik ırkçı grupların hakaretleri ve saldırıları bir an önce engellenmelidir. Bunlar sağlanmadığı takdirde kendi elleriyle toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürünü ortadan kaldırmış olurlar.” dedi.
“Zihinleri batıda klonlanan zevatlar tehlikeli bir oyuna kalkışıyorlar”
Küfür sadece batının merkezi Fransa`da değil; zihin kodları batıyla paralellik arz eden ve İslam topraklarında yaşayan hainlerin eliyle de dizayn edildiğini söyleyen Memiş, “Olayın ilk dakikalarından itibaren İslam düşmanları yekvücut halinde İslam ve Müslümanlara kinlerini kusma yarışına girmişlerdir. Peygambere hakareti normal göstermeye çalışan yorumların ardından; bir İslam memleketi olan ülkemizde dahi iğrenç karikatürleri yayınlayanlar oldu. Fransa`da yayınlanan karikatürleri bu topraklarda büyük bir pespayelikle internet sayfalarına, gazete köşelerine taşıyanlar İslam gençliğinin sabrıyla uğraşmakla sinir uçlarına dokunuyorlar. Evet, küfrün tek millet olduğunu biliyoruz. Zihinleri batıda klonlanan kurum ve zevatlar, tehlikeli bir oyuna kalkıştıklarının farkında olmalıdırlar.” diye konuştu.
“Hz. Muhammed`e her şeyimizi feda etmeye hazırız”
İslam`a ve O`nun kutsallarına yapılan saldırıları kabul etmeyerek tel`in eden Memiş son olarak şunları dile getirdi; “Biz Mardin halkı olarak canımızdan çok sevdiğimiz Hz. Muhammed`e her şeyimizi feda etmeye hazırız. Zulmün her çeşidine karşı sesimizi gür bir şekilde çıkarmaya devam edeceğimizi buradan kamuoyuna duyuruyoruz.”
Yapılan açıklamanın ardından toplanan kalabalık sesiz bir şekilde dağıldılar. (M. Salih Keskin – İLKHA)