• DOLAR 32.476
  • EURO 34.727
  • ALTIN 2432.899
  • ...
Zihinsel engelli çocukları toplumdan tecrit etmeyin
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. Salih Keskin / Diyarbakır

Özel bir Rehabilitasyon merkezinde Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmenliği yapan ve aynı zamanda Eğitimci Yazar olan Faruk Titiz ile özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar ve özel Rehabilitasyon merkezleri üzerine konuştuk. Ailelere önemli tavsiyelerde bulunan Titiz, ailelerin çocuklarını bir odaya veya televizyona mahkûm etmemesi gerektiğini belirtti. Öğrenci ders seanslarının yetersizliğinden yakınan Titiz, özürlü olmayan bir çocuğun okula gittiğinde haftada 30 saat, ayda ise 120 saat ders gördüğünü ifade ederek, zihinsel engelli öğrencilerin ise haftada 2 saat, ayda ise 8 saat ders gördüğünü, bunun da yetersiz olduğunu söyledi.

Öncelikle Rehabilitasyon nedir?

Rehabilitasyon Fransızca bir kelime olup Türkçeye çevrildiğinde rahatlatma anlamına gelmektedir. Rehabilitasyon, geçirilmiş olan bir hastalıktan sonra kaybedilmiş olan fonksiyonları geri kazandırmak için yapılan bir tedavi veya eğitim yöntemidir.

HER ÖĞRENCİ KAPASİTESİNCE FAYDA GÖRÜYOR

Peki, rehabilitasyon    yöntemi ne kadar etkilidir?

Açıkçası bu sorunun net bir cevabı yoktur, çünkü her öğrencinin performansı aynı değildir. Bazı öğrencilerin Rehabilite süreleri 2 yıl olurken, bazılarının ise 8 yıla kadar çıkabiliyor.  Her öğrenci kapasitesince fayda görmektedir.

Şu an Diyarbakır’da kaç tane özel rehabilitasyon merkezi var ve çalıştığınız özel rehabilitasyon merkezinde kaç öğrenci eğitim görmektedir?

Net bir rakam söylemek doğru değil, ancak 50 civarında merkezin var olduğunu biliyoruz. Şu an 260 öğrencimiz var, ancak bu sayı sürekli değişmektedir. Öğrenci sayımız 250 ile 280 arasında değişiyor.

KAYBETTİĞİ FONKSİYONUNA GÖRE EĞİTİM VERİLİYOR

Özel eğitime ihyacı olan çocuğun velisi ilk önce ne yapıyor? Size ne zaman başvuruyorlar? 

Veli, ilk önce uzman bir doktora başvuruyor. Kesin bir rapor aldıktan sonra çocuğu Rehberlik Araştırma Merkezine götürüyor. Rehberlik Araştırma Merkezi, ilk önce çocuğun genel bir performansını alarak bir yıl süreyle eğitim programları hazırlar. Bu çocuklar bize geldikleri zaman ilk önce genel bir performansını alıyoruz. Daha sonra çocuğun eğitimine başlıyoruz.

Peki, öğrencilerinize ne tür bir eğitim veriyorsunuz?

Öğrencilerimize yetersiz olduğu alana göre eğitim vermekteyiz. Bu bazen öz bakım becerileri, akademik, dil, işitme, fizik tedavi gibi eğitimler olabiliyor. Kısacası kaybettiği fonksiyonuna göre eğitim veriyoruz.

ÇOCUĞU TOPLUMDAN TECRİT ETMEYİN!

Peki, çocuğun eğitimde önemli bir yer kaplayan ailelerden beklentileriniz, istekleriniz nelerdir?

Ailelerden özelikle isteğimiz, çocuklarını bir odaya veya televizyona mahkûm etmemeleridir. Sıkça şahit olduğumuz bir durum, aileler televizyonun kumandasını çocuğa veriyor ve çocuk akşama kadar çizgi film izliyor. Bazen de çocuk evi dağıtmasın diye bir odaya veya balkona hapsediyorlar. Bu şekilde çocuğu toplumdan tamamen tecrit ediyorlar.  Bazı aileler, bu gibi çocukları olduğu için utanç duygusu içine giriyorlar. Bu da bizim vereceğimiz eğitim sürecini olumsuz etkiliyor. Ailelerden, çocuklarını aile erkânları içinde sosyalleşmelerini sağlamalarını istiyoruz. Bizim de verdiğimiz eğitimin bir parçası da çocuğu sosyalleştirmek ve topluma kazandırmaktır. Her ne kadar çocuk özürlü de olsa zihinsel veya bedensel yetersizliği de olsa kendisine biçilen rolü oynamak zorundadır. Biz onu toplumdan tecrit edemeyiz. Bizler bunu sürekli aileye söylüyoruz; bu utanılacak bir durum değildir, anne ve babanın da suçu olan bir durum değildir. Allah-u Teâlâ nasıl ki sağlam bir çocuk hediye edebiliyorsa özürlü bir çocuk da hediye edebiliyor. Bize düşen bunu kabullenmektir. Bu bireysel bir farklılıktır, suç veya suçlu yoktur.

ÖĞRENCİLERİN SEANSLARI YETERSİZDİR

Özel eğitime ihyacı olan bir çocuğun bu gibi merkezlerde gördüğü eğitim sizce yeterli midir?

Şöyle söyleyeyim. Özürlü olmayan bir çocuk okula gittiği zaman haftada 30 saat ders görüyor. Ayda ise 120 saat ders görüyor. Zihinsel engelli, fiziksel engelli veya Rehabilitasyon merkezine gelen bir öğrenci ise ayda 8 saat ders görüyor. Normal bir öğrenci haftada 30 seans ders görüyor iken, özürlü öğrenci ise haftada 2 seans ders görmesi elbette yeterli değildir. Şimdi şöyle bir durum da var; Eğitim evde başlar, okulda devam eder, öğretim ise okulda başlar evde devam etmeli… Milli Eğitimin bu gibi çocuklar için ön gördüğü; haftada 2, ayda 8 seans yeterli değildir. Bu nedenle özel eğitim okulların açılması lazımdır.

Ailelerin de, öğretmenlerle sıkı bir irtibata geçmesi gerekir,  çocukların özel merkezlerde aldığı eğitimi veliler evde tekrar ettirerek kalıcı hale getirmelidirler. Bizler sadece çocuğun eğitimiyle ilgilenmiyoruz, ailelere de eğitim veriyoruz.

EĞİTİMDE ÇOK AMA  ÇOK SABIRLI OLMALIYIZ

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son olarak, aileler çocuklarını olduğu gibi kabul etmelidir ve eğitimlerinde aceleci davranmamalıdırlar. Örneğin, aile ‘benim kardeşimin oğlu geçen sene okula başladı ve şu an bülbül gibi okuyor. Benim çocuğum bunları neden yapamıyor’ şeklinde bir istek içine girebiliyorlar. Biz ailelere sürekli şunu söylüyoruz; bu çocuk özrü olan bir çocuktur ve biz bunu olduğu gibi kabul etmek zorundayız. Eğitimlerinde çok ama çok sabırlı olmalıyız. Çünkü öğrenmeleri çok yavaştır ve unutkanlıkları çok fazladır. Biz burada öğrettiğimizi yarın unutabiliyor, bu da doğaldır. Onun için sabırlı olmalıyız. Allah, tüm bu ailelerin yar ve yardımcısı olsun.

Bu haberler de ilginizi çekebilir