• DOLAR 34.66
  • EURO 36.604
  • ALTIN 2957.66
  • ...
PKK`den HÜDA PAR`a Hep Aynı Nakarat: İFTİRA
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Zülfi Tan / Doğruhaber / Haber Yorum

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu`nun açıklamalarını hayretle okuyoruz; 

"Şehit düşenler belli olmuştur, ama yüzlercesi tutuklanır diye hastanelere götürülmemiştir, evlerde tedavi edilmiştir. Bu ölümlerin ve saldırıların çoğunluğu da polis, asker, faşistler ve bazı kontra güçler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yine Amed’te Türk polisi ve askerinin gözetimi altında Hüda-Par yanlıları onlarca büyük silahla gösteri halindeki halka saldırmışlardır. Birkaç şehit ve onlarca yaralı ortaya çıkmıştır. Bunun karşısında da Kürt gençleri Hüda-Par’lıların bu saldırılarına tepki göstererek bazı Hüda-Par kurumlarına yönelmişlerdir. Burada birkaç Hüda-Par’lı ölmüştür. " 

Şimdi bu açıklamaya bakıp PKK`yi yöneten bu insanların nasıl da insanların gözünün içine baka baka yalan söylediklerini hayret ile izlemekteyiz. Doksanlı yıllardan beri hala müslüman camiaya karşı aynı mesafede ve aynı düşünce şablonunda olduklarını, bir milim bile gelişmediğini görmekteyiz. Yani siz bu değişmez düşünceleriniz ve gelişmez aklınızla bütün evrim teorilerini alt üst ettiniz. İnsan biraz okur,gelişir bir milim ilerler. Muhatabını anlamaya çalışır. Hatalarını kabul eder. Sizde bu iftiralar ve yalanlar olduğu sürece bu halk kesinlikle barışı ve huzuru göremez. 

Selhattin Demirtaş, olaylardan sonra yaptığı açıklamada, bazı provokatörlerin göstericiler arasına karıştığını ve onların bu olayları yaptığını açıklamıştı. Artık Karasu`nun bu açıklamalarından sonra provokatörleri uzakta aramaya gerek yok. Bu işi yapanların onların yanı başında, hatta onları yönlendirenler olduğu ortaya çıkmıştır. Bir tarafta halkı sokağa çağırarak bir karambol ve puslu hava oluşturmuş, diğer taraftan da bu puslu havada kendi adamlarına birtakım eylemler yaptırmışlardır. Yani bu işler planlı ve programlı işlerdir. Hiç öyle provokasyon demekle kurtulacak bir mesele olmadığı, bu açıklamalar ile ortaya çıkmıştır. 

Hüda Par`lılar nerde ve ne zaman size saldırmışlar. siz hangi saldırıda bir Hüda Parlı`yı vurdunuz veya öldürdünüz. Hüda Parlı`lar asker ve polis gözetiminde size saldırdılarsa siz nasıl onları öldürdünüz? Üçüncü kata çıkardınız, ordan aşağı attınız. Arabayla üzerinden geçtiniz? Polis ve asker ne yaptı, oturup alkış mı tuttu? 

Polis gözetiminde onlarca büyük silahlarla size saldırdılarsa siz nasıl onları silahsız yakaladınız, nasıl onların bütün dernek parti ve işyerlerini yatınızda ellerinde büyük silahlar olanlar size bir kurşun sıkmadılar da oturup seyrettiler. Diyarbakır Emniyet Müdürünün hiç mi açıklamalarını okumadınız? Siz insanları da kendi tartarlarınız gibi mi zannediyorsunuz da Kandilde oturup bu kadar rahat yalan söyleyebiliyorsunuz? 

Sanki kendileri sütten çıkmış ak kaşık. Diğerleri kapkara bir bulaşık. İnsanda biraz vicdan ve hakkaniyet olur. Ellerinde kurban eti poşetleri olan insanlara Kandil`den bakınca herhalde büyük silah olarak mı görünüyor. On altı yaşında bir eve sığınmış olan gençleri, halka saldıran insanlar olarak kendi taraftarlarına yutturmak şeytanın bile yapamayacağı bir şeytanlıktır.Ya taraftarlara ne demeli! Hiç mi sorgulama yok? 

"Esir askerleri bıraktırmış, çatışmasızlığı sağlatmıştır, gerilla güçlerinin Türkiye dışına çıkması çağrısı yapmış, gerilla bu çağrının gereklerini yerine getirmiştir." 

Buda yalan. Gerilla hiç bir zaman sınır dışına çıkmadı. Bilakis sınır içinde daha da ilerleri şehirlere girdi. Köylerde kamplar kuruldu. Mahkemeler kuruldu.Halk mahkemelere götürüp yargılandı. İyice yerleştiniz. Hatta dışarıdan Suriye`den, Şengal`den getirdiklerinizi eylemlerinizde kullandınız.Bunu sağır sultan bile biliyorken halkın gözüne baka baka yalan söylemek gerçekten büyük bir hüner ister. 

"Şimdi kendi polisinin, askerinin katlettiği insanlar var, kendi polisi ve askerinin himayesi altında saldıran faşistler var, kontralar var; onlarca Kürt öldürülmüş, ama ne suçluları cezalandırma ne de hesap verme var. Kürtlere yönelik bu saldırılarda bazı Kürt gençlerinin tepkiyle saldırgan gruptan birkaç tanesini öldürmesini hep gündemleştirerek gerçeği tersyüz etmeye çalışmaktadır." 

Gerçekten de gerçekleri tersyüz etme tam da bu cümleye denir. Ortalığı yakıp yık. Şehirleri talan et. Karşı görüşlü olanları öldür. Dükkanlarını partilerini ev ve işyerlerini başına yık sonra da hesap sorulmaya geldi mi buna siyasi linç de soy kırım de. Kendisinde en ufak bir kusur, bir hata, bir yanlı yapma yok. Hem saldır, hem öldür, suçu ölenlere at. Ne diyeyim bravo yani. 

"AKP Hükümeti’yle Hareketimiz arasındaki gerilim Kobanê olaylarıyla başlamadı. Daha yerel seçimler öncesi biz AKP`nin politikalarını değerlendirerek bazı sonuçlara vardık. Çatışmasızlığın anlamsız hale geldiğini, Hükümetin de süreci bitirdiğini ve mevcut haliyle ne çatışmasızlığın sürebileceğini ne de ortada bir çözüm süreci olduğunu vurguladık." 

Evet bak bu doğru. Demek ki ne zaman çözüm sürecini kendi yanında bitirmişler; eylemlerine en zaman başlamışlar: Hüda Par ve Mustazaflara saldırmaya başladığından beri. Hüda Par`ın "bizim üzerimizden çözüm sürecini bitirmek istiyorlar" demeleri boşuna değilmiş. Adamlar çözüm sürecini bitirmişler ama bunu bir kılıf bulaya çalışmışlar. Onun için ha bire Hüda Par`a ve Mustazaflar`a saldırmışlar. 

"Nitekim şimdi seçimden önce biraz yumuşak götürüp, seçimden sonra da 2011 seçimleri öncesi nasıl yumuşak götürüp seçimlerden sonra bir imha saldırısı başlattıysa, 2015 seçimlerini kazandıktan sonra da şunu bunu bahane yaparak Kürt Özgürlük Hareketi`ni tasfiye etme saldırısı başlatacaktır. AKP`nin şu andaki planlaması budur." 

Bu lafları edenlerin çözüm sürecine inandıklarını düşünüyorsanız çok safsınız! 

"Bu kadar tutuklamalar varken, her gün insanlar tutuklanırken Kürt demokratik siyaseti sokağa çıkmıyor, toplum sokağa çıkmıyor. HDP ciddi bir tutum geliştiremiyor. Bu olabilir mi? Bu, yanlıştır. Bu, kanıksamaktır, bu sömürgeciliği meşru görmektir. Sömürgecilerin uygulamaları meşru değildir. Anayasası da, yasaları da meşru değildir.Bu yönüyle biz bu siyasi soykırım operasyonlarını meşru görmüyoruz, direniş gerekçesi görüyoruz ve bu operasyonları yapan bir Hükümetin de Kürt sorununu çözemeyeceğini söylüyoruz." 

Buyurun çözüm süreççileri buradan yakın! Adamlar her yaptıklarının yanına kalmasını istiyorlar. Yoksa çözüm sürecini bitireceklermiş! Şimdi anladık mı öldürülen insanların katillerinin neden yakalanmadığını? Yakıp yıkanların neden çok cüretkar olduklarını.Perde arkasında anlaşmalar var. 

"Bu nedenle Kürt Özgürlük Hareketi olarak bu operasyonlara karşılık vereceğiz. Daha önce KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı da bu yönlü açıklamalar yaptı. Yine Yürütme Konseyi üyeleri de bu tutuklamalar karşısında gerillanın da harekete geçeceğini ve misillemede bulunacağını söyledi. Ayrıca Kürdistan`da işgalci, sömürgeci, kültürel soykırımcı kurum sorumlularının ve Kürt halkına karşı suç işleyenlerin tutuklanacağını ilan etti. Dolayısıyla Kürt Özgürlük Hareketi de AKP`nin tutuklamalarına karşı kendisi de halka karşı suç işleyen askerleri, polisleri, kaymakamı, devlet memurlarını, AKP’ye işbirlikçilik yapan güçleri tutuklayacak ve kendi hukuku çerçevesinde yargılayacaktır." 

Yani durmak yok eylemlere, kaçırmalara, yol kesmelere, yakıp yıkmalara devam. Yani; Çözüm sürecine devaaaam!!!!!! 

Bu haberler de ilginizi çekebilir