DİYARBAKIR- Diyarbakır Halk Sağlığı Müdürü Dr. Fatih Mehmet Aslan ‘25 Kasım Dünya Kadına Şiddeti Önleme Günü’ ile ilgili açıklamada bulundu.

Açıklamada, kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla, 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildiği belirtildi.

Birleşmiş  Milletler kadına yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi’nde kadına yönelik şiddetin şu şekilde tanımlandığını belirten Dr. Aslan, “İster kamusal, isterse özel yaşamda, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylemde bulunma veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma.“ dedi.

Dünya  Sağlık Örgütünün konuyu özel ilişkiler merkezinde ele alarak ‘eşler arası şiddet’ şeklinde ele aldığını ifade eden Dr. Aslan, “Buna göre şiddet, özel bir ilişkide fiziksel saldırganlık, cinsel zorlama, psikolojik istismar ve kontrol etme davranışı şeklindeki eylemlere bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel, cinsel ve psikolojik zarara neden olan davranış olarak açıklanmıştır.” dedi.

“Şiddet gören kadında psikolojik ve organik rahatsızlık görülme riski yüksek”

Aile içi şiddet günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Dr. Fatih Mehmet Aslan, şiddet mağduru kadınlarda psikolojik ve organik rahatsızlıkların görülme riskinin çok yüksek olduğunu ifade etti.

Aile içi şiddetin önemli bir toplumsal sorun olduğunu açıklayan Dr. Aslan “Aile içi şiddet, şiddet mağduru kadınların yanı sıra aile içindeki diğer fertleri ve çevreyi de etkilediğinden aynı zamanda önemli bir toplumsal sorundur. Bu sorun kadının ve toplumun gelişmesinin önünde ciddi bir engeldir.“ dedi.

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde için izlenecek yol”

Kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesinde için izlenecek yolu şu şekilde açıklayan Dr. Aslan, “Birincil Koruma: Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmadan önlenmesi, İkincil Koruma: Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasından sonra erken tanı ve tedavisi ile etkilerinin ve tekrarının önlenmesi, Üçüncül Koruma: Şiddet mağduru olmuş kadınların rehabilitasyonu ve uzun süre desteklenmesidir.“ ifadelerini kullandı.

Aile içi veya dışı şiddete maruz kalan ya da risk altında olan kadınlara destek olunması gerektiğini belirten Dr. Aslan, sağlık kuruluşları, kolluk kuvvetleri, adli kurumlar, barolar, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları tarafından korunma ve destek hizmetleri sunduğunu açıkladı.

“Cennet annelerin ayakları altındadır”

Gerek dünyada gerekse Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik çabalar her geçen gün arttığını ifade eden Dr. Aslan, “Kadınlarımız annelik vasıflarının yanı sıra toplumun gelişmesinde ve ilerlemesinde temel değerimizdir. Bu değeri en güzel şekilde ifade eden ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’, hadisi şerifini her bireyin kendisine rehber edinmesini gerektiğini“ belirtti. (İLKHA)