• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
`Öğretmenler toplumda hak ettiği yeri kendileri belirleyecektir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR  - Öğretmenler  günü münasebetiyle Öğretmenlerini ehemmiyeti ve eğitimin membaı olarak öğretmenlere verilmesi gereken önem hakkında İlke Haber Ajansına değerlendirmelerde bulunan İkra Eğitim Yardımlaşma Derneği (İKRA DER) Başkanı Murat Arslan, İnsanoğlunun doğumdan ölümüne kadar hayatının her safhasında ihtiyaç duyduğu en önemli şeyin eğitim ve öğretim olduğunu, bunu sağlayan öğretmenlerinde muhterem ve hürmete layık olduğunu ifade etti.

Gıpta edilmesi gereken iki sınıfta biri olarak öğretmenler

Eğitimin fıtri bir ihtiyaç olduğunu ve bundan dolayı Fıtrat dini olan İslam’ın eğitim ve öğretime çok büyük bir ehemmiyet verdiğini belirten Arslan, İslam’ın böylesi önemli bir vazifeyi yapan öğretmenlerde ayrı bir önem verdiğine dikkat çekti.

Arslan, “Öğretmen vazifesini tam yapması halinde ahirette Allah’ın rızasını ve dünyada insanların hoşnutluğunu elde etmektedir. Sevgili Peygamberimiz, dünyadayken Allah’ın kendisine ihsan ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse ile Allah`ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimselerin gıpta edileceği sınıflar arasında sayıyor ki öğretmenlerde bu ikinci sınıf insanlardandır.” ifadelerini kullandı. 

“Allah’ın (cc) ilk emrinin  “OKU” olması da manidardır”

İnsan hayatının her alanında olduğu gibi öğretmenlik alanında da Hz Peygamber uygulamalarıyla rehberlik ettiğine vurgu yapan Arslan, Hz. Peygamberin Medine de Ashabı Suffa’yı eğitme ve onlara öğretme tarzına dikkat çekti.

Arslan, “Peygamber Efendimiz hayatının her safhasında gösterdiği örnekliklerle bizlere rol model olarak toplumu nasıl şekillendireceğimizi göstermiştir.  Allah’ın (cc) ilk emrinin  “OKU” olması da manidardır. Hz Peygamberin (sav)  öğretmen ve öğrenci için ‘Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah`ı zikretmek ve O`na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.’ buyurmaktadır.” şeklinde konuştu.

“Öğretmenleri değeri yılda bir gün anılmaları olmamalı”

İslam’ın; Kuran’ı Kerim ve Peygamberin lisanıyla öğreticilere verdiği ehemmiyete de dikkat çeken Arslan, insanların ve devlet olarak sistemin öğretmenlere verilmesi gereken değeri sadece yılda bir kendilerine tahsis ettiği bir günle sınırlamaması gerektiğini söyledi.

Arslan, “Öğretmenler günümüz toplumunda her yönüyle ihmal ediliyor. Eğitimcilerin yaşadığı sıkıntılar bu yönüyle olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bir öğretmen kendisinden beklenileni vermesi gerektiği gibi toplumdan da beklediğini alma hakkına sahiptir. Bunu sağlaması gereken toplumdur, devlettir. Ancak en başta öğretmenler toplumda hak ettiği yeri kendileri belirleyecektir. Tabi buda ortaya koyacakları ve her neye mal olursa olsun halel getirmeyecekleri ulvi mesleklerini en iyi şekilde icra etmeleri ile sağlanacaktır.” tavsiyesinde bulundu.

“İlme, eğitime, âlime, ehemmiyet vermeyecek kadar gafil düşmüşüz”

Müslüman  dünyasının bu gün büyük bir gaflet içinde olmasından kaynaklanan büyük bir cehaletin yaşandığına ve Peygamberin tabiriyle Müslümanların yitik malı olan ilmin insanlığın düşmanı olabilecek odakların eline terk edildiğine de değinen Arslan, “Bizler,  Müslümanlar olarak dünya hayatının süsüne dalmış, ilme, eğitime, âlime, öğretmene ehemmiyet vermeyecek kadar gafil bir duruma düşmüşüz.  Oysa tarihe bakıldığında muazzam medeniyetler kuranların ilim sayesinde buna ulaştıkları görebiliriz.  İslam coğrafyasının şu anda paramparça oluşu iyi tahlil edilmelidir. Matematikte, tıpta, edebiyatta, astronomide ve daha birçok ilim dalında ilk temelleri atan kimlerdi, bu gün sahip çıkanlar kimler? Bu sorunun cevabını iyi vermemiz ve bu cevabı hazırlayan nedenleri iyi tahlil etmemiz gerekir.” dedi.  

“Bu kutsi vazifeyi icra ederken çok titiz olmaları gerekir”

Âlimlerimizin ve öğretmenlerimizin yükünün çok ağır olması münasebetiyle bu kutsi vazifeyi icra ederken çok titiz olmaları gerektiğine de değinen Arslan, “Unutmamaları gereken bir hususta, çocuklar tertemiz bir yaratılışa sahiptir ve tertemiz bir sayfa gibidir. Çocuklar son derece meraklı, hevesli, saf, temiz ve iyi niyetlidir.  Davranışları, düşünceleri ön yargısızdır. İçlerinden geldiği gibi, düşündükleri gibi davranırlar. Çocuklar, kendilerine söylenenlerden daha çok gördüklerine, yaşadıklarına ve tanık olduklarına itibar ederler. Sözlerden daha çok yaşadıkları, onlar üzerinde etkili olur. Buna binaen fikren sağlıklı bir neslin yetişmesinde model olma hususunda öğretmenlere büyük bir vazife düşmektedir.” tavsiyelerinde bulundu. (Fikret Özkan  / Ali Fidancı – İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir