TEMA Vakfı'ndan 'Erozyonla Mücadele Haftası' etkinlikleri
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) tarafından, 2014 yılı temasının "Su ve Kuraklık" olarak belirlediği 'Erozyonla Mücadele Haftası' etkinlikleri kapsamında erozyon, su ve kuraklık konusuna dikkat çekti.
BİTLİS- Erozyonla Mücadele Haftası dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan TEMA Vakfı Bitlis İl Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Hülya Durmaz Bekmezci, kuraklığın 4 milyar hektardan fazla alanı ve 1,4 milyar insanın hayatını tehdit ettiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bekmezci açıklamasında, Erozyonla mücadelenin, ağaçlandırmanın ve doğal varlıkları korumanın önemine dikkat çekerek, “Dünyada kuraklık 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,4 milyar insanın hayatını tehdit ediyor. TEMA Vakfı olarak Erozyonla Mücadele Haftası’nın 2014 yılı temasını “Su ve Kuraklık” olarak belirledik. Tüm Türkiye'de temsilci ve gönüllü sorumlularının katılımıyla hafta boyunca düzenlenen toprağa saygı yürüyüşlerinde kamuoyunun dikkatini bu konuya çekmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Erozyonla Mücadele Haftası etkinlikleriyle erozyon, su ve kuraklık konusuna dikkat çekmeye çalıştıklarının dile getirilmeye çalışılan açıklamanın devamında; “Erozyonla Mücadele Haftası kapsamında tüm Türkiye'de TEMA Vakfı temsilcileri ve gönüllü sorumluları tarafından gerçekleştirilen toprağa saygı yürüyüşleri ile doğal varlıkların korunması için harekete geçme çağrısında bulunuyoruz. TEMA Vakfı olarak, su varlıklarının korunması, kuraklık ve erozyonla mücadele edilmesinin devlet politikalarında mutlaka yer alması gerektiğini vurguluyoruz.
Çöl gibi aşırı kurak bölgeler dâhil edilmediğinde, Dünya'daki kara parçalarının yüzde 40'ının kurak alanlardan oluşuyor. Kuraklık, dünyada 4 milyar hektardan fazla alanı ve 1,4 milyar insanın hayatını tehdit eder hale geldi. Dünya'da erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Aynı alanda iklim değişikliğine bağlı kuraklık, çölleşme ve ani hava olayları ile birlikte şiddetli erozyon görülmeye başlamıştır.
Türkiye tarım alanlarının yüzde 59’unun erozyon alanı olması göz önünde bulundurulduğunda, tehdidin çok tehlikeli boyutlara gelebileceğini söyleyebiliriz. Erozyon, arazi yüzeyinin koruyucu bitki örtüsünden yoksun bulunduğu bölgelerde sıklıkla görülüyor. Erozyona en hassas araziler, bitki örtüsünden en yoksun alanlar olan tarım arazileridir. Dünyada tarım arazilerinin yıllık ortalama 24 milyar tonu, erozyon sebebi ile yok oluyor. Tarım alanlarımızın yüzde 59'unda, meralarımızın yüzde 64'ünde ve orman varlığımızın yüzde 54'ünde erozyon yaşanıyor. En yaygın ve etkili erozyon türü olan su erozyonuna Türkiye topraklarının yüzde 90'ı maruz kalıyor.
Toprak ekosisteminin en hayati kısmı, toprağın üst kısmıdır. Çünkü bitki beslenmesinde büyük önemi olan organik maddenin biriktiği, ayrıştığı ve su ile birlikte bitkinin köklerine ulaştığı yer burası. Türkiye her yıl ortalama 1 milimetre, 10 yılda 1 santimetre toprak kaybediyor. 1 santimetre kalınlığında bir toprak tabakasının oluşması için en az 300 ile bin yıl arasında bir süre gerekiyor. Dünyada kuraklık 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,4 milyar insanın hayatını tehdit ediyor. Türkiye, tatlı suyunun yüzde 70'ini tarımsal üretimde kullanıyor. Bu suyun yüzde 80'ini tasarruflu olmayan vahşi sulama sistemleri ile tüketiyor. Yüksek oranda su kullanımı nedeniyle topraklarımız tuzlanıyor ve su varlıklarımız hızla azalıyor.” ifadeleri yer aldı. (İLKHA)