• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Seküler Kardeşlik Çağrısı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Bazıları itiraz etse de öncelikle şunun ortaya konması gerektiğini düşünüyoruz: Aysel Tuğluk, PKK zihniyetinin en gerçekçi, en doğal halini resmediyor.

Kendisi Marksist, laik, ulusalcı, Kemalist, dinden uzak, dayatmacı, tahammülsüz ve Batıcı bir profil çiziyor.

Polise ve jandarmaya taş atarken resimleri çıkıyor, kendisine sorulduğunda “kendimi savundum” diyerek halkın zekâsıyla alay ediyor.

Alan hâkimiyeti konusunda o kadar kendinden emindi ki, Müslüman öğrencilerin PKK protestosu karşısında öfkeden deliye dönüyor, ne diyeceğini şaşırıyor “Burası Amed!” deyip duruyordu.

İşte o Aysel Tuğluk`un ‘Çözüm sürecinde AKP`nin kesin olarak partner olmaktan çıktığı, seküler güçlerin hızla sorumluluk alması` yönündeki açıklaması aslında çok da şaşırtıcı olmasa gerekir.

Bazıları şaşırıyor. N. B. Karaca “Şeyh Said`e karşı da seküler güçler göreve der miydin?” diye sorarak tepkisini dile getiriyor.
A. Selvi, “Sizin seküler komutanların Yeşilyurt`ta Kürtlere ne yedirdiğini hatırlıyor musunuz?” diye sarsıcı bir soru soruyor.
Eleştirenler şunu unutuyor: Seküler ulusalcı Kemalistlerin Kürtlere yaptığının bir benzerini seküler Marksist PKK`liler Kürtlere yaptı.

30 yıllık çatışma ortamında PKK tarafından öldürülen binlerce mazlumun yaşadıkları ne de çabuk unutulmuş! İslam`a ve İslam`ın değerlerine düşman PKK`nin yaptıklarının Kemalistlerin işledikleri katliamlardan aşağı kalır yanı yoktur.

PKK ve diğer seküler güçler IŞİD`in arkasına saklanarak kendi katliam ve vahşetlerini gizleyemezler. Öldürülen bebekler, gözlerine naylon damlatılanlar, derileri soyulanlar…

Seküler güçlerin en büyüğü olan Amerika`nın Afganistan ve Irak`ta öldürdüğü insan sayısı 2 milyonu geçmiş durumdadır. En büyük seküler katil ile ittifak kurmanın özgüveni ile Türkiye içindeki seküler güçleri de sorumluluk almaya çağırıyor PKK zihniyeti.

Eskide yaşananlar çok da önemli değildir. Dinciliğe karşı tarihteki tatsız hatıraların unutulması ve kalıcı bir ittifaka girilmesi gerekir. Aysel Tuğluk 2008`de Radikal gazetesinde yazdığı yazılarda bu konuyu vurgulamış ve Kemalistlerin kendileriyle ittifak yapması gerektiğini söylemişti.

Sizleri A. Selvi`nin yazısından bir bölüm ile baş başa bırakıyorum.

“Aysel Tuğluk 27 Mayıs 2007 tarihinde Radikal`de yazdığı bir yazıda, ‘Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir` demişti.

Kemalist Türk milliyetçilerini görmüştük de Aysel Tuğluk sayesinde Kemalist Kürt milliyetçilerinden de haberimiz oldu.
Aysel Tuğluk, Trabzon`daki Atatürk Köşkü`nü gördü mü bilmem. Ama orada Atatürk`ün kendi eliyle çizdiği ‘Dersime Harekât Planı`nın orijinalinin sergilendiğinden haberi vardır.

‘Dersim`in kayıp kızları` belgeselini izlediniz mi Aysel Hanım? İşte sizin göklere çıkardığınız Uluslaşma, önce yetim bırakılıp sonra evlatlık verilen Dersimli çocukların üzerinden gerçekleştirildi.

Bilmem İhsan Sabri Çağlayangil`i hatırladınız mı? Hani Dersim katliamıyla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun röportaj yaptığı İhsan Sabri Çağlayangil. Ne demişti? ‘Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi.`

21.12.2011 tarihli Radikal`de, Dersim`de zehirli gaz kullanıldığı haberine yer verilmişti. Hem de 29 Ocak 1947 tarihli İngiltere Büyükelçiliği`nin yazışmalarına dayanılarak.

Aysel Tuğluk, sizin sekülerler, uluslaşma bilincini Kürtlere zehirli gazı layık görerek yapmışlardı.
O uluslaşma bilinci, ‘Zilan Deresi`ndekiler tamamen imha edildi` raporlarıyla sağlandı. Günlerce kan aktı Zilan deresi Aysel Tuğluk, kan...

Göreve çağırdığınız seküler güçlerin işbaşında olduğu Tek Parti devrinde, Kürtler, tehdit olarak görülüyor, Türkleştirilmeleri için projeler yürütülüyordu. İsmet Paşa`nın Doğu Raporunu okuduğunuzda ne dediğimi anlarsınız.

Yine sizin göreve çağırdığınız darbeciler ne zaman işbaşına gelse ilk işleri Kürtleri cezalandırmak oldu. 27 Mayıs`ta darbe yaptıklarında Kürtleri toplamışlardı Sivas kampına.

Cemal Gürsel, Ankara`nın göbeğine, ‘Kürdüm diyenin yüzüne tükürün` pankartını astırmıştı.

Sizin göreve çağırdığınız seküler güçler, 12 Eylül darbesini gerçekleştirdiklerinde Kürtlere nasıl baktıklarını Diyarbakır Cezaevi`ndeki uygulamalarıyla göstermişlerdi. Cezaevi Komutanı Esat Oktay Yıldıran`ın köpeği Co`nun karşısında esas duruşta İstiklal Marşı okutmak suretiyle. Ne yaptıklarını Gültan Kışanak`a, Ahmet Türk`e sor. Ya da kendini yakan Kemal Pir`in bedeninden öğren.

90`lı yıllarda da görevlerinin başındaydı sizin seküler güçler.

OHAL rejimiyle, faili meçhul cinayetlerle, bir binenin bir daha gelmediği Beyaz Toros`la yönettiler bölgeyi.
Bırakın Kürtçe konuşmayı, Kürt demenin bile yasak olduğu yıllardı. Sizin seküler komutanların Yeşilyurt`ta Kürtlere ne yedirdiğini hatırlıyor musunuz?”

Bu haberler de ilginizi çekebilir