Siyonist İşgalci ile Barışın Şansı... Sıfır!
Siyonist işgal rejimi Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin 1956 yılında işgal askerlerinin katliamına maruz kalan; o katliamda 50 kişinin şehit olduğu ve onlarcasının yaralandığı Kefer Kasım köyüne gidip köy halkını teselli etti. Köyde iken, bunun Filistinliler hakkında işlenmiş büyük bir cinayet olduğunu söyledi. Bunu söylerken belki de zamansız olduğunu ifade etmiştir. Çünkü adam aşırı sağcı Likud Partisi`nin eski üyelerinden ve bu topraklarda iki devlet düşüncesini şiddetle savunanlardan biri. Sadece kendisinin değil, onun gibi diğer Siyonist liderlerin hatta bütün Siyonist toplumun Filistin topraklarında işledikleriyle ilgili olarak söylemeleri ve yapmaları gereken çok şey var.
İşgal çetelerinin, askerlerinin ve örgütlerinin 1948 yılından önce ve sonra Filistin halkına karşı işledikleri cinayetleri, katliamları ve zulümleri saymak mümkün değildir. Liste o kadar uzun ki bunları sıralamak çok zor. Her biri özür ve af dilemeyi gerektirir.
Deir Yasin’den tutun Kubye ve Semu’ katliamına kadar…
Yüzlerce hatta binlerce katliam, cinayet ve soykırım işlendi bu topraklarda.
Öte yandan Siyonist Cumhurbaşkanının uğursuz ve menfur ziyareti Siyonist yerleşimcilerin ve çetelerin Kudüs’te ve Batı Yaka’da Filistinlilere karşı saldırılarını yoğunlaştırdıkları, onları araçlarıyla ezdikleri bir zamana denk geliyor. Yine ziyaret Yerleşim birimlerinin mantar gibi dikildiği, inatçı ve kibirli Netanyahu’nun atalete sürüklediği barış görüşmelerinin katledildiği bir sürece denk geliyor.
Kefer Kasım’ı ziyaret eden Siyonist lider Rivlin’i siyasi cehaletle suçlama hakkına sahipsek, ziyaretle birlikte meydanlarda gelişen olaylar onun aşağılık tutumuna hayran kalan Arapların onun sandıkları gibi iyi niyet beslemediğini gösteriyor.
Kefer Kasım cinayet değildir. Cinayet işgal rejiminin kendisidir, varlığıdır.
Nehirden denize kadar Filistin topraklarını işgal eden Siyonist İsrail’dir. Filistin halkının hak ve hukukunu tanımayı kabul etmeyen, bu hakkı felç eden, toprağın altına gömen işgal rejimi İsrail’dir.
Yahudi yerleşkelerin bölgedeki barışı engellemediğini savunan dar ufuklu Siyonist yazar Safer Blogger’in uzun süreye dayanan diplomatik tecrübesi ile sarf ettiği ‘şu aşamada Filistinlilerle bir barış anlaşmasına varma şansı sıfırdır” cümlesi ise gayet yerinde ve doğru bir tespittir.
Kudüs, mülteciler, sınırlar ve su sorunu gibi dosyaların kolay dosyalar olmadığını ve bu konularda bir uzlaşıya varmanın zor olduğunu inkar etmiyoruz. Aslında Blogger’in yerleşkelerin toprak gaspı olmadığını savunması barışı engelliyor. Bu düşünce mutlu azınlığın ve arkasında yürüyen yolunu şaşırmış halkın tutuculuğunu, kibrini, üstten bakışını, başkalarını dışladığını ve kabul etmediğini gösteriyor. Durdukları nokta onlara bu toprakların sahibinin işgal rejimi olduğunu söyletiyor.
İşte asıl sorun burada başlıyor…
Mazin Hammad / Filistin Haber