Dicle Üniversitesinde Organ Bağışı etkinlikleri başladı
Dicle Üniversitesi Hastaneleri ile İl Sağlık Müdürlüğünün 'Organ bağışı haftası' nedeniyle Dicle Üniversite'sinde düzenlediği çeşitli etkinlikler devam ediyor.
DİYARBAKIR – Dicle Üniversitesi Hastaneleri ile il sağlık müdürlüğünün organ bağışı haftası nedeniyle Dicle Üniversitesinde düzenledikleri etkinlikler devam ediyor.
İlki geçtiğimiz yıl yapılan 2. Bahar Organ Bağışı etkinlikleri Dicle Üniversitesi kampus alanında yapılan yürüyüşle start aldı. Etkinlik, Konferans ve çeşitli alışveriş merkezlerinde açılan organ bağışı stantları ile devam ediyor.
Üniversite kampus alanında bulunan Diş Fakültesi önünde başlayan yürüyüşe, Dicle Üniversiteleri Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Mehmet Baturay, Hastane doktorları, organ nakli olmuş hasta ve hasta sahipleri ile vatandaşlar katıldı.
Konferans salonunda yapılan toplantıda konuşan İl sağlık Müdür Yardımcısı Mehmet Baturay, organ bağışı tarihine kısaca değinerek, insandan ilk böbrek naklinin 1947 de Boston da, ilk başarılı kalp naklinin ise 1967 yılındagerçekleştirildiğini söyledi.
Türkiye’de ilk defa Ankara yüksek ihtisas hastanesine Dr. Kemal Beyazıt tarafından yapıldığını, İlk başarılı organ naklinin ise 1975 yılında Dr. Mehmet Haberal ve ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde bir anneden oğluna yani canlıdan canlıya yapılan böbrek nakli olduğunu ifade etti.
“Diyabet ve Hipertansiyon böbrekleri etkiliyor”
Dicle Üniversiteleri Hastaneleri Organ ve Doku Nakli Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu’da konuşmasında, 3-9 Kasım’ın Organ Bağışı Haftası olarak kutlanmasının anlam ve öneminin hekimler ve hastalar için büyük olduğunu belirterek, “Çünkü hâlihazırda organ nakli olmayı bekleyen binlerce hasta vardır. Günümüzde böbrek hastalığı diyabet ve hipertansiyon hastalıklarının sayısının artmasına bağlı olarak artmaktadır. Son dönem böbrek hastalığının en sık sebebi bu iki hastalıktır” dedi.
“Yılda 11 bin böbrek hastası oluyor”
Böbrek yetmezliği gelişen hastanın tedavisinin ya diyaliz ya da böbrek nakli ile yapıldığını söyleyen Kadiroğlu, 2013 yılsonu itibariyle ülkede 57 bin 212 diyaliz, 9 bin 500 Böbrek nakli hastası olmak üzere toplam 67 bin son dönem böbrek hastasının olduğunu söyledi.
2013 yılsonu İtibariyle 10 bin yeni diyaliz hastası ve 700 yeni böbrek nakli hastası olduğunu ifade eden Kadirlioğlu, yılda yaklaşık 11 bin yeni son dönem böbrek hastası olduğunu belirtti.
“Dünya ortalamasının altındayız”
Böbrek naklinin sayısının arttırılmasının kaçınılmaz bir hedef haline geldiğinin altını çizen Kadirlioğlu, artan ihtiyaca binaen organ bağışının sayısının oldukça düşük olduğunu ve nakillerin arttırılması için insanlarda organ bağışı bilincinin ve bununla ilgili farkındalığın arttırılması gerektiğini söyledi.
“40 organ nakli yaptık”
Organ nakillerinin dünyada 65, Türkiye’de 35, Diyarbakır’da 3 yıl önce Dicle Üniversitesi Hastanelerinde başladığına dikkat çeken D.Ü. Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, Organ nakillerinin inanılmaz bir geri dönüşümü olduğunu söyledi.
Alan, “14 yıl görme sıkıntısı yaşayan ve batıda birçok hastaneye gitmesine rağmen bir netice alamayan bir hasta bize müracaat etti. Kendisine kornea nakli yaptık. Nakil sonrası görmeye başladı. Bu çok anlamlı bir duygudur.
“Dicle Üniversitesinde başarılı organ nakli oldum”
Dicle Üniversitesi Hastanelerinde organ ve doku nakli merkezinde böbrek nakli olan Sabahat Altıkardeş ise 2013 yılında nakil olduğunu söyleyerek, “Hastaneye müracaat ettiğimde hemen tetkiklerim yapıldı ve uygun böbrek bulunduğunda sana haber veririz dediler. Aradan zaman geçtikten sonra bir gün beni arayarak uygun böbrek bulunduğunu söylediler. O anda dünyalar benim oldu. Gerek müracaatım ve gerekse nakil sırasında Doktor, hemşire ve hasta bakıcısına kadar herkes bana kendi aileleri gibi davrandılar. Çok teşekkür ederim” dedi.
Eşime böbreğimi verdim
Abbas Aslan isimli başka bir vatandaş ise hikâyesini şöyle anlattı, “Eşim böbrek hastasıydı. Hastaneye müracaat ettiğimizde ‘uygun böbrek olmadığı için canlı dünürden almamız gerekir’ dediler. Eşimin kalabalık bir ailesi vardı. Kardeşlerinde uygun böbrek olmasına
rağmen vermediler. Sonra benim tetkiklerim yapıldı. Uygun olduğunu söylediler ve ben böbreğimi eşime verdim” dedi. (Ali Fidancı - İLKHA)