Bize `dünya cenneti` vaat edenler…
Ne gün ve ne amaçla `kadın” konusu gündeme gelirse ardından `töre”den söz ediliyor. Kadın zulüm görmüş, suçlu töre; kadın evden kovulmuş, suçlu töre, kadın öldürülmüş, suçlu töre…
Burada bir değil, bir sürü yanlış var:
Birincisi, töre İslam’la özdeşleştiriliyor ve “töre” adına İslam’ın helal-haram sınırlarına saldırıda bulunuluyor.
İkincisi, sanki her şey “töre”den kaynaklanıyormuş gibi bir tablo çiziliyor. Hani “töre” bir kalksa kadınlarla ilgili bütün sorunlar çözülecekmiş gibi bir hava oluşturuluyor. Toplumda “töre”ye karşı bir tepki meydana getiriliyor.
Üçüncüsü, “töre”yle ilgili oluşan öfke, bizzat İslam’ın kendisine yönlendiriliyor.
Dördüncüsü, töreye karşı kurtuluş reçetesi olarak “çağdaşlaşma” sunuluyor. Topluma çağdaşlaşması durumunda dünya cennetine girme vaat ediliyor.
Kimse çıkıp sormuyor, “Nedir bu töre?”
Baba, hür bir bedeni satar gibi başlık parası alırsa bunun İslam’la ne ilgisi olabilir? İslam, nasıl olur da hür insanın satılmasına müsaade eder?
Akrabalar, dul kadının evlenmesine engel oluyorsa bu, İslam’ın hangi hükmüyle izah edilir? Hem Rabbimiz, bizzat Kur’an-ı Kerim’de bunu nehyetmedi mi, onların evlenmesine mani olmayın, demedi mi?
Aile, sadece bir kuşku üzerine kız evladının canına kıyıyorsa, bu cinayeti İslam’la nasıl izah edeceğiz?
Belki sıradan insanlar bilmiyor. Ama töreyle İslam’ı özdeşleştirme şeytanlığını yapanlar, törenin günahını İslam’a yükleyenler gayet iyi biliyor: “İslam, Şeriata uygun, Allah’ın adaletiyle çelişmeyen örfü kabul ederken cahili töreyle mücadele etmiştir.”
Resulullah’ın yolu budur, ondan önceki peygamberlerin (Hepsine salat ve salam olsun) yolu da budur.
Nitekim, Resulullah’ın tebliği karşısında cahiliye toplumu “Biz atalarımızın yolu üzerindeyiz” savunmasına girmiş; Allahü Teala da değişik ayet-i kerimelerde “Ya onların ataları yanlış yolda ise?” mealinde uyarılarda bulunmuştur.
Törenin alternatifini çağdaşlaşmak olarak sunuyorlar; daha doğrusu bir uyanıklık yapıp töreden kaynaklanan sorunları çağdaşçılığı yaymakta araç olarak kullanmak istiyorlar.
Allah aşkına bu “çağdaşçılık” denen şey bu kadar temiz mi? Töreye karşı bir kurtuluş mu? Ona sarılan bütün sorunlardan bertaraf mı olur? Hani bir çağdaşlaşıversek kadınlarımız zulümden, haksızlıktan yüzde yüz azad mı olacak? Hem bu çağdaşçılığın da töreleri yok mu?
Şarkıcı olma sevdasıyla evden kaçan ve büyük şehirlerde kirli hayatlara sürüklenen genç kızların içine düştüğü durumu hangi töreyle açıklayacağız? Bu da çağdaşlık töresi olmasın?
Kadınla ilgili her sorunu töreyle izah edenler, acaba bir süre önce Hakkari’de yaşanan bir cinayeti neyle açıklayacaklar? Hani kadın, telefon ve internet üzerinden ulaştığı Erzurumlu bir adamı ta Yüksekova’ya getirtmiş, kocasını kendisine zulmeden ağabeyi diye tanıtmış ve hunharca öldürtmüştü? Ne de çağdaş bir cinayet değil mi?
Çağdaşçılık, Batı Avrupa toplumlarına aile saadeti mi getirdi ki bize aile saadeti getirsin?
Çağdaşçılık, Türkiye’de belirli semtlere huzur mu getirdi ki Diyarbakır’a, Mardin’e huzur getirsin?
Memleketimizin töresinden şikayet edenler, acaba çağdaş yaşam denen yaşam tarzının sözde çağdaş semtlerde yol açtığı aile facialarını neyle açıklayacaklar?
Birbirlerinden ayrılan kadın ve erkekler… Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yurtlarında kötülüğe emanet edilen kız ve erkek çocukları…
Bu mu töreye karşı çözüm?
Her gün en az töre sorunu kadar vaka, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklarla ilgili olarak basına düşmüyor mu?
Neden birileri çıkıp bu çağdaşçılık denenen şey bir toplumsal felakettir, diyemiyor?
Neden insan hakları kuruluşları, Diyarbakır’daki kadın kadar yetiştirme yurtlarına verilen çocukların haklarıyla da ilgilenmiyor? Yoksa onlar insan değil mi?
Ha… Toplum bunu öğrenirse çağdaş yaşamdan nefret eder diye düşünüyorlar, öyle değil mi?
“Töre…Töre…Töre…” ortalığa birbirine katanlar ve buna alternatif olarak çağdaş yaşamı önerenler gözlerimizi gerçeklere kapatmak istiyor.
Bir kısmı bu iş için gerek Avrupa kuruluşlarından gerek Türkiye’deki değişik vakıflardan para alıyor. Bizleri parayla aldatmaya çalışıyor.
Töre, bir sorundur ama çağdaşçılığın yanında binde bir oranında bile büyük bir sorun değildir.
Yine de gayri İslamî törelerle mücadele etmek, cahiliye ile mücadele etmek kapsamına girdiğinden bizlere bir görev olarak düşmektedir.
Başlık parası aleyhinde kampanyalar düzenlemek, kız çocuklarını miras hakkından yoksun bırakmak gibi İslam’a temelden zıt töreleri kınamak, öncelikle Müslümanlara düşer. Çünkü bu kirli gelenekler, İslam’a mal ediliyor.
Aile saadeti ve toplumsal huzura gelince…1400 yıl önce olduğu gibi, bugün de çare ahlaken batmış ve bugün milyon dolarlar harcayıp çözüm arayan Batı toplumlarının adetleri değil, İslam’dır. Kur’an’ın hükümleridir çare. Resululullah’ın sünnetidir.
Bizler, kız çocuklarımızı, kadınlarımızı İslam üzerine eğitip birbirimize İslam’ın emrettiği üzere muamele edersek bugün töre adına yaşanan sorunların hiçbiri gündemimizde olmayacaktır.
Çağdaşçılık üzerinden “dünya cenneti” vaat edenler, töreye karşı olma adı altında bize kızlarımızı zamanında evlendirmeyi yasaklayacaklar; bunlar çocuk deyip onlara İslamî bir terbiye vermemizi engelleyecekler. Sonra insan hakkı adı altında onları her tür denetimden uzak bir şekilde sokağa salmamızı isteyecekler. Kimi kandırıyorlar, kimi..? Bu kızlar, büyükse neden onların evlenmelerine mani oluyorsunuz? Yok, bunlar çocuksa, onlara nasıl oluyor da kendilerini bir yetişkin gibi idare etme sorumluluğu yüklüyorsunuz. Bu, ne tutarsızlık? Eğer bu ahmaklık değilse, bu ne şeytanlık?
Bakın, kim ne derse desin bu Bush’un başkan yardımcısı Dick Cheney’in de üzerinde ısrarla durduğu bir aşağılama, alçaklaştırma projesidir. Çağdaşlık Dick Cheney gibi alçaklara uymaksa batsın, sizin çağdaşlığınız.
Biz, ne törenin zulmü ne de çağdaşlık…Tek yol İslam diyoruz. O’dur dertlerimizin çaresi…
İslam’ın hayatın bütün alanlarına hakim olduğu günlerde buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
Abdulkadir Turan / Doğruhaber