• DOLAR 32.339
  • EURO 34.891
  • ALTIN 2393.414
  • ...
Rehine Operasyonuyla İlgili İnce Ayrıntılar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hamza Yılmaz/Doğruhaber- Röportaj

Musul başkonsolosluğu çalışanları IŞİD’in elinde 101 gün rehin kaldıktan sonra MİT’in düzenlediği operasyonla Türkiye’ye döndüler. Edinilen bilgilere göre 49 konsolosluk çalışanı 101 gün içinde 8 kez yer değiştirdi. Bu yer değiştirmeler hem MİT elemanları hem de uydu üzerinden adım adım takip edildi. Yapılan operasyon için başka bir ülkeden ya da istihbarat kurumundan destek alınmadığı belirtilirken, rehineler karşılığında fidye ödenmediği de ayrıca ifade ediliyor. Edinilen bir başka bilgide ise rehinelerin alınması esnasında herhangi bir çatışma yaşanmadığı dile getiriliyor.

Sıkı güvenlik önlemleri altında Suriye üzerinden Türkiye’ye getirilen rehinelerle ilgili akıllar bazı sorular takıldı.

1-Rehineler neden hava yoluyla değil de kara yoluyla getirilidirler?

2-IŞİD’e karşı Suudi’de bir koalisyon kurulmuştu. Ancak Türkiye rehineleri bahane ederek bu koalisyona katılmamıştı.

Peki, rehinelerin gelmesinden sonra Türkiye’nin IŞİD politikası değişecek mi?

3-Rehinelerin Türkiye’ye gelmesinin ardından yetkilerin yapmış oldukları açıklamalarda MİT vurgusu ön plana çıktı. Neden?

Bize de akıllara takılan bu soruları Diploması ve Strateji uzmanı Akif Agâh’a sorduk. Rehinelerin Türkiye’ye getiriliş serüvenini ve operasyonla ilgili ince ayrıntıları Doğruhaber’e anlatan Agâh, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. İşte, merak edilen soruların cevapları…

Konsolosluk rehineleri başarılı bir operasyonla getirildi. Ancak dikkat çeken bir husus rehineler hava daha güvenli olan hava yoluyla değil de çatışma bölgesi olan Suriye üzerinden kara yoluyla Türkiye’ye getirildiler. Sizce bu durum ne anlama geliyor?

Musul’a Erbil çok daha yakın. Rehineler oraya götürülerek Türkiye’ye bir şekilde getirilebilirlerdi. Nitekim daha önceki rehin tutulan tır şoförleri önce Erbil’e oradan Türkiye’ye getirilmişlerdi. Ancak bu kez rehinelerin Türkiye’ye getirilmesi kara yoluyla gerçekleşti ve üstelik Suriye toprakları kullanılarak bu yapıldı. Oysa bu çok büyük bir riskti. Çünkü bu dönemde Türkiye ve hükümete karşı teyakkuzda bulunan bazı dış mihraklar rehine operasyonunu sabote edebilirlerdi.

Peki, rehinelerin Suriye üzerinden getirilmeleri ne anlam ifade ediyor. Bana göre bunun üç sebebi var.

Birincisi; Türkiye diğer istihbarat birimlerine “Ben bu topraklarda sanıldığından daha fazla hakimim. Bu topraklardaki kritik noktaları ve kritik yolları her anlamda iyi biliyorum ve bunların nasıl kullanılacağı konusunda her türlü güç ve birikime sahibim.” mesajı vermek istedi.

İkincisi; eğer rehineler hava yoluyla getirilmiş olsaydı olayın operasyonel boyutu olmazdı. Türkiye özellik bunu rehinelerin gelişine operasyonel bir boyut katmak istediği için yaptı. Çünkü bu şekilde rehinelerin kurtarılması bir güç gösterisi olacaktı ki öyle de oldu.

Üçüncüsü ise; diğer istihbarat örgütleri dışında Türkiye istihbaratının da artık manevra kabiliyetinin olduğu gösterilmiş oldu.

Suudi Arabistan’da IŞİD’e yönelim bir koalisyon kuruldu. Ancak Türkiye konsolosluk rehinelerini bahane ederek bu koalisyona katılmadı. Ama şimdi rehineler Türkiye’ye döndü ve Türkiye’nin elindeki rehine bahanesi de kalmadı. Peki, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin IŞİD politikası değişir mi?

Türkiye’nin IŞİD koalisyonuna katılmadığını daha önce söylemiştim. Hatta bazı güçlerin rehinelere zarar vermek suretiyle Türkiye’yi zora sokup IŞİD’e karşı bir fiili saldırıya zorlayabileceklerini de belirtmiştim. Bugün ortaya çıkan manzarada şunu görüyoruz. Türkiye bu tehlikenin farkına vardı ve olası olumsuz bir durum yaşanmaması için elini çok çabuk tuttu. Böylece yeni bir sürece girilmiş oldu. Sanılanın aksine Türkiye’nin koalisyona katılmama konusundaki eli zayıflamadı. Aslında daha da güçlendi. Çünkü rehinelerin iki yönlü bir şantaj aracı olarak kullanılması da söz konusuydu. Dolayısıyla rehinelerin kurtarılmış olması Türkiye’nin daha rahat pozisyon belirlemesine ve tavır koymasına yardımcı olacaktır. Ayrıca bu rehinelerin kurtarılmasında herhangi bir çatışmanın yaşanmaması da operasyona bir halel getirmediği gibi aksine operasyonun daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü olası bir çatışmada yaşanacak bir can kaybı iç ve dış kamuoyu açısından çok ciddi sonuçlar doğuracaktı.

Rehinelerin Türkiye’ye gelmesinin ardından yetkilerin yapmış oldukları açıklamalarda MİT vurgusu ön plana çıktı. Sizce neden bu operasyonla MİT ön plana çıkarılmaya çalışılıyor?

Burada özellikle MİT’in ön planda tutulduğunu ve MİT üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bilinenin aksine Ortadoğu’da hâkimiyet mücadelesi ordular üzerinden değil istihbaratlar üzerindendir. Ortadoğu’da istihbaratı güçlü olan ülke söz sahibi olur. Büyük devletlerin istihbarat kurumlarının isimlerini hemen herkes bilmektedir. Bu bilinçli yapılan bir şeydir. Türkiye bunun farkında olduğu için artık kendisinin de özellikle istihbarat üzeninden bazı girişimlerde bulunarak bu gizli savaşta alan kapma yarışında kendisinin de olduğunu göstermeye çalışmıştır. İç kamuoyuna da Ordu yerine istihbaratın güçlü olduğu imajı vermiştir.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir