Bu anlamsız yasağa son verilmeli
Türkiye`de 28 Şubat süreciyle zirveye çıkan başörtüsü düşmanlığı halkın, bu yasağın tamamen kalkmasına yönelik taleplerine rağmen devam ediyor. 2011-2012 eğitim öğretim yılında hem üniversitelerde hem de ilköğretim okullarında bu yasak hala devam ettirilmek isteniyor
Şükrü Gündüz / İstanbul
Türkiye’de yıllardır birçok alanda keyfi olarak sürdürülen başörtüsü yasağının uygulanamayacak şekilde hukukî düzenlemelerle tamamen çözülebileceğini belirten Gazeteci yazar Faruk Çakır, “Bu noktada görev hükümete düşüyor. Uygun çözümü onlar bulmalı” dedi. Başörtüsü yasağına karşı çıkarken, bunu sadece ‘üniversitedeki yasak’la sınırlı tutmanın doğru olmadığını belirten Gazeteci yazar Faruk Çakır “Olması gereken, eğitimin bütün kademelerinde ve elbette ‘kamusal alan’daki yasağın da sona ermesidir. Her kademedeki öğrencilere “Başınızı açın da okula öyle gelin” demek yanlıştır” dedi. Türkiye’de yasakların sadece başörtüsü yasağı ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Çakır, “Ancak başörtüsü yasağı çok görünen ve ‘başörtüsü takmak mecburiyetinde olmayan erkekler’i doğrudan etkilemeyen bir yasaktır. Her türlü yanlışa ve haksızlığa uygun lisan ile itiraz etmek gerekir. Herkes imkânları ölçüsünde haksızlıkların sona ermesi için gayret sarf edebilir. Bediüzzaman’ın güzel bir tesbiti var. Diyor ki, “Bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder.” O halde cehaleti yeneceğiz ve haklarımızı bileceğiz” ifadelerini kullandı.
KEYFİ YASAK GÖSTERMELİK UYGULANMIYOR
Türkiye’de keyfi olarak uygulanan başörtüsü yasağının şimdi ‘uygulanmamak’ yoluyla yumuşatıldığını belirten Çakır, “Başörtüsü yasağı öncelikle ‘uygulama’ya bağlı bir şey. Yani kanunda yasak yok, ama keyfi de olsa yıllardan beri yasak uygulandı. Dolayısı ile şimdi de ‘uygulanmamak’ yoluyla yasak sona ermiş oldu. Arzu edilen, bir daha yasak uygulanamayacak şekilde hukukî düzenlemeler yapmak olmalıdır. Bu noktada görev hükümete düşüyor. Uygun çözümü onlar bulmalı” diye konuştu.
STK’LARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Sivil toplum kuruluşlarının hür dünyada böyle bir yasak olmadığını çok iyi bir şekilde topluma anlatabilmesi gerektiğini dile getiren Çakır, “İnsanlar zannediyor ki, her ülkede böyle anlamsız yasaklar var. Oysa biliyoruz ki, “muasır medeniyet seviyesi”ne ulaşan hiç bir ülkede böyle bir yasak yok. Düşünün, Almanya’daki gurbetçilerimizin çocukları daha ilkokuldan itibaren arzu ettikleri takdirde başlarını örterek okuyabiliyorlar. Pek çok yerde memur da olabiliyorlar. O halde bu durumu apaçık bir şekilde insanlara, Türkiye’yi idare edenlere ve belki de ‘yasağı savunanlara’ da anlatmak lazım. Eğer bu anlatılabilir ve topluma izah edilirse yasağı savunanlar bu imkânı bulamaz” dedi.
MAĞDUR EDİLENLERİN HAKLARI İADE EDİLSİN
Çakır, ayrıca bu kanunsuz yasak sebebiyle mağdur edilenlerin hakları bir şekilde iade edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bakınız, geçmiş yıllarda YAŞ kararlarıyla haksız yere ordudan atılan subay ve astsubayların hakları iade edildi. O halde, kanunsuz başörtüsü yasağı sebebiyle mağdur olanların hakları da uygun bir yolla iade edilmelidir” şeklinde konuştu.