"Diyarbakır insanının okumaktan başka alternatifi yoktur"
Eğitim ve öğretimle ilgili olarak son günlerde gündeme gelen sorunlarla ilgili olarak Diyarbakır DES İl Yönetimi adına bir basın açıklaması yapan DES İl Başkanı Eyüphan Kaya, eğitim öğretim camiasında son günlerde yaşanan sorunları değerlendirdi.
DİYARBAKIR - Son günlerde yapılan Okul Müdürleri sınavında gündeme gelen haksızlık söylemlerinden TEOG yerleştirmelerine, Kürtçe öğretmenlerinin oturma eyleminden ana dilde eğitime kadar birçok konuyu değerlendiren DES Diyarbakır İl Başkanı Kaya, eğitim öğretimde bir şeyler yapılacağı ve değişimlere gidileceği vakit siyasetin etkisinde kalınmaması gerektiğinin altını çizdi.
Okul idarecilerinin puanlarının değerlendirilmesinde yapılan kalitesiz bir değerlendirmenin MEM üzerinde bir kara leke olacağını, bundan dolayı İl Milli Eğitim Müdürlüğünün yapılan şikâyeti dikkate alması gerektiğinin altını çizen Kaya, değerlendirmelerde bir haksızlık tespit edilmesi durumunda bunların düzeltilmesi ve bu su-i istimale meydan veren kimseler hakkında soruşturma açılması gerektiği uyarısında bulundu.
Kaya, “75 puanın altında puan alan idareci eğitimcilerinin en az iki arkadaşına ve kendince puan tablosunu doldurup, üç puanın aritmetik ortalamasını kendisine verilen puanla karşılaştırsınlar, eğer sübjektif bir değerlendirmenin yapıldığı kanaatini hâsıl olursa muhakkak Bölge İdare Mahkemesine başvurmayı ihmal etmemeleri gerekir. Bu şekilde meydana gelen her haksızlığa hukuk nezdinde itiraz etmeye hakkımız var.” hatırlatmasında bulundu.
TEOG yerleştirmeleri,
Son on yılda dört İl Müdürü geldiğini ama tüm bu değişikliklere rağmen Diyarbakır öğrencilerinin rahat okuyabileceği yeterli derslikler yapılamadığını belirten Kaya, “Süleyman Demirel kampusu kapasitesinde üç eğitim kampusu yapılabilseydi bu sorun çoktan hal olmuştu.” ifadelerini kullandı.
Kaya, “Becerisizlikten dolayı bazen mali yılsonu itibariyle paranın geri gittiğini de biliyoruz. Bu, Diyarbakır insanına yapılan en büyük zülümdür. Diyarbakır insanının okumaktan başka alternatifi yoktur. Maalesef bunu bilen bir sinsi ruh bu alanı tam olarak öğrencilerimize açmıyorlar. Büyükşehir Belediyesi de bu konuda ilgisiz davranıyor. Belediyenin de eğitim öğretim konusunda aktif durumuna gelmesi ve en önemli toplumsal sorun olan maarif meselesiyle uğraşmasını bekliyoruz.” dedi.
Kürtçe öğretmenleri eylemi,
Kürtçe dersi öğretmenlerinin eninde sonunda atanacaklarını ve ‘keşke bu kadar gecikmeseydi’ pişmanlığının yaşanacağını dile getiren Kaya, Türkiye de her alanda olduğu gibi eğitim meselesinde de işlerin gevşek işlediği siteminde bulundu.
Kaya, “Kimi öğretmen adayları da bu mesleği kamuoyunda itici hale getirecek kadar siyasileştiriliyorlar. Bir de şöyle bir söylenti dolaşıyor, açlık görevine gideceklermiş deniliyor. Bir bu eksikti hani kısa yoldan kahraman olma yolu var ya, yarın öbür gün bir kuruluşun yada kurumun eş başkanı olmak için bir bedel gerekiyor ya. Vah vah, arkadaşlar ülkemizde ne kadar kirli bir siyaset var ki hayatın her alana bulaşıyor.” uyarısında bulundu.
Ana dille eğitim,
“Kim hangi dili istiyorsa o dille eğitim görmeli” diyerek anadilde eğitimin bir hak olduğuna vurgu yapan Kaya, en yararlı eğitim usulünün iki dilli eğitim olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.
Kaya, “Bir çocuk için anadilden bahsediyorsa okul çağına kadar zaten o dili öğreniyor demektir. Devletin resmi dilinin yanı sıra anadilinin de okulda geliştirilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Bununla birlikte ancak pilot okullar açılmalıdır, haydi bakayım bu bölgenin adı Kürdistan’dır deyip tüm okullarda Kürtçe eğitim verelim derseniz yeni yeni bir sorunlar başlatmış oluruz. Bunun da farkında olmak lazım.” uyarısında bulundu.
Sendikaların kale alınmaması,
Son günlerde sıkça gündeme gelen ‘Sendikaların düşünceleri kale alınmıyor’ görüntüsünün sebebinin, sendikaların işi olmayan işlere karışarak gereksiz polemik yapmalarından kaynaklandığına vurgu yapan Kaya, “Müdür puanlamasında her ilde şubesi bulunan sendika temsilcilerinin gözlemci olarak muhakkak bulunması lazımdı. Eğitim öğretime ciddi bir katkısı olmayan, üyelerinin yetiştirmesine yönelik bir çalışma yapmayan sendikaların daha çok muhalif kanat gibi sadece basın açıklamaları yapmaları ve bu açıklamanın siyasi içerikli olması sendikaları değerden düşürmektedir. İşte görülüyor en çok üyesi olan sendikalarımızın her biri bir partinin arka bahçesi durumuna düşmüş bir görüntü veriyorlar.” dedi. (İLKHA)