• DOLAR 34.566
  • EURO 36.633
  • ALTIN 2921.789
  • ...
KÜRDİSTAN HEDEFTE
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER

Irak’ta bir süre önce hiçbir direnişle karşılaşmadan Musul ve çevresini ele geçirerek Bağdat’a yönelen IŞİD’in yeni hedefi Kürdistan. IŞİD’in saldırıları sonrası Irak’ın üçe bölündüğü söylemlerinin güçlü bir şekilde çıktığı ve Kürdistan bölgesinin bağımsızlık hazırlıklarına girişerek Barzani’nin de bunu dillendirmesiyle birlikte yönü Bağdat’a çevrili olan IŞİD, ani bir manevrayla Kürdistan’a yöneldi. Peşmergeyle şiddetli çatışmalara giren IŞİD’in önlenemez ağır silahları karşısında Amerika’dan silah yardımı isteyen Barzani’ye yanıt ‘hayır’ olmuştu. Ancak IŞİD’in azınlık durumundaki Hıristiyan ve Ezidilere yönelik saldırıları sonrası Amerika derhal havadan sınırlı saldırılarla IŞİD’in mevzilerini bombaladı ve peşmergeye silah yardımında bulundu.

KÜRTLERE HAVA KUVVETLERİ İZNİ VERİLMİYOR

Ancak Ezidi ve Hıristiyanların yanında Erbil’i de korumak istediklerini iddia eden Amerika ve müttefikleri Kürt Bölgesel Yönetimi’nin savaş uçağı almasına izin vermiyor; Kürtlere ağır silahlar da satmıyor. Bölgesel Yönetim’in savunma giderleri için ekonomik imkân oluşturacak petrol satışı da Irak merkezi hükümetinin iznine bağlanıyor.

Son saldırı Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin bağımsızlık talebeni ifade ettiği ve bölgenin petrollerinin ihraç amacıyla, Amerika’nın karşı çıkmasına rağmen Amerikan limanlarına ulaştığı bir süreçte başladı. Saldırı Bölgesel Yönetim’i nüfus yapısını etkileyecek kadar ağır bir göç dalgasıyla yüz yüze bıraktı. Katlden, zulümden kaçan Ezidi ve Hristiyan topluluklar Erbil, Duhok gibi şehirlere yerleştiriliyor.

KÜRDİSTAN’DA NE YAPILMAK İSTENİYOR?

Acaba Amerika’nın, kendisini savaş uçağı satın alarak savunma hakkı vermediği Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinde vesayetini artırma ve hatta yönetim değişikliğine gitme amacı mı taşıyor? Musul krizinden bu yana olayların seyri bu yönde yol alıyor. Amerika’nın Musul’daki durumu koruyacak, buna karşılık Kürdistan’a daha çok hükmedecek bir durumu hedeflediği görülüyor.

Diğer yandan Irak’ta Musul ve çevresiyle birlikte, ülkenin üçte birini almasına karşılık Maliki yönetiminden ciddi bir karşılık görmeyen ve ellerinde çok ağır silahlar bulunmasına rağmen İslam beldelerinde gelişen her olaya karışmayı kendilerine görev addeden Batılı şer güçlerden de bir karşılık görmeyen IŞİD’in varlığıyla ilgili kafalarda yığınla soru işareti bulunuyor.

Kürdistan bölgesinde bu denli sıcak çatışmalar yaşanırken merkez konumundaki Irak`ta cumhurbaşkanının, Maliki yerine Şii İttifak`ının adayı Meclis Başkan Yardımcısı İbadi`yi hükümeti kurmakla görevlendirmesi sonrası karşılıklı restleşmelerde bulunan liderler birbirlerini darbe yapmakla suçluyor.

Amerika ve İran da İbadi’yi desteklediğini açıkladılar. Kaosun ülkenin dört bir yanında sürdüğü Irak’ta ilerleyen günler neyi gösterir şimdiden bilinmiyor ama her geçen gün ülke, içinden çıkılamaz bir bataklığa doğru sürükleniyor.

IŞİD ve Kürdistan bölgesindeki gelişmeleri gazetemize değerlendiren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Küçükcan, bölgede ciddi oyunların oynandığını sadece Kürdistan’ın da değil Türkiye dâhil tüm bölgenin tehdit altında ve hedefte olduğunu söyledi.

SURİYE’DEKİ KARIŞIKLIK BÖLGEYİ ETKİLEMEYE DEVAM EDİYOR

Suriye ve Irak’taki istikrarsızlığın bütün bölgeyi etkilediğini söyleyen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Küçükcan, “2008 yılında Obama seçim konuşmalarında Amerikan askerlerini Irak’tan çekeceğini söylemişti, iktidara geldikten sonra da çekti. Ama 2003 ile 2008 yıllarında yaşanan gelişmelere bakıldığında Irak’ta fay hatlarında ciddi bir kırılma meydana geldi.

Etnik fay hatları, mezhepsel fay hatları diyebileceğimiz hatlar tamamen yer değiştirmeye başladı. Tabi bu esnada Kuzey Irak, uzun süredir uçuşa yasak bölge olduğu için Kürt yönetimi yaşanan kırılmalardan uzun süre kendisini korumayı başarmıştı. Bölgesel Kürt Yönetimi ekonomik, askeri ve dünya siyasetindeki meşruiyet açısından bir yol kat etmişti. 2011 yılında Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra iktidara gelen Maliki’nin bir mezhepleşme-Şiileşme politikası takip etmesi fay hatlarındaki kırılmayı arttırdı” dedi.

AMERİKA IŞİD’E ŞİMDİYE KADAR NEDEN SESSİZ KALDI?

Suriye ile Irak’ta yaşanan gelişmelerin birbirinden bağımsız ele almanın yanlış olacağını belirten Prof. Dr. Küçükcan, “Irak’ta doğan IŞİD, Suriye’de güçlendi. IŞİD, bir taraftan enerji hatlarına doğru giderken, barajları, Musul’u alırken bu arada bazı camileri, türbeleri bombalayıp, Şiilere saldırıyor. Amerika bu duruma hiçbir şekilde ses çıkarmamıştı. IŞİD ne zaman, Hıristiyan ve Ezidilere saldırmaya başladı, Amerika o zaman müdahale etti. Doğrudur, Bölgedeki tüm azınlıkların korunması lazım. Çünkü bu etnik yapılar bölgenin kadim parçaları. Araplar, Kürtler, Türkler, Türkmenler hepsi bu kadim medeniyetin ayrılmaz unsurlarıdır. Ancak tehlike Erbil’e doğru gidince Amerika’nın orada kapanmış da olsa konsolosu ve çok sayıda istihbarat görevlisi ve askeri de var. Bundan dolayı Amerika müdahaleyi gerekli gördü” diye konuştu.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin son birkaç yıl içerisinde Türkiye ile ilişkilerini geliştirip bir müttefik haline gelmeye başladığını söyleyen Küçükcan, “Türkiye’den Kürdistan enerji hattının geçiyor olması, Kuzey Irak’ın yeniden inşa ediliyor olması orayı yeni bir cazibe merkezi haline dönüştürdü. Siyasal olarak belirli bir istikrar kurulmuştu zaten. Bu iktidarın bozulmasını istemediği için müdahale etmek durumunda kaldı. Yoksa Amerika’nın çok gönüllü bir müdahaleden yana olduğunu düşünmüyorum, bu durum Obama doktrinine ters. Çünkü Obama müdahalesiz çözümden yana.

Diğer taraftan Amerika’daki şahin kanat, müdahale olması gerektiğini düşünüyor. Burada şöyle bir gelişme de yaşandı biliyorsunuz; Amerika, Kürdistan’a askeri yardım verip vermeme konusunda bir ikilem yaşamıştı. Daha önce ‘Maliki’ye karşı kullanılır’ gerekçesiyle verilmemişti bu silahlar. Belki bir silahlandırma girişiminde bulunabilirler.

Öte yandan Fransa’nın bir açıklaması vardı. Fransız kanallara göre Fransa’nın Kuzey Irak’taki Peşmergeleri silahlandırma gibi bir karar aldığı görünmüyor.

Fakat bu silahları kime, nasıl kullanılacağı konusunda IŞİD yakın düşman olarak görünüyor. Buna Bağdat yönetimi karşı çıkacaktır. Kürdistan’daki siyasal varlığın elinin güçlendirilmesi aralarında çok ciddi bir rekabet var biliyorsunuz.” diyerek bölgede yaşanan çekişmeye dikkat çekti.

ISTIKRARSIZLIK PEŞİNDELER

Ortadoğu’daki istikrarsızlığın artması için karışıklıklar çıkarıldığını ifade eden Küçükcan, “Sadece Kürdistan’ın hedef seçildiğini söylemek doğru olmaz. Burada Ortadoğu hedef seçiliyor. Kuzey Kürdistan ile komşu olan Türkiye de hedef ülkelerden birisi haline geliyor. Türkiye’nin Kuzey Irak ile ilişkilerine baktığımızda inanılmaz bir potansiyel görüyoruz.

Türkiye’nin 2500 firması farklı sektörlerde Kuzey Irak’ta çeşitli yerlerde faaliyetlerde bulunuyor. Orada yaşanan bütün olumsuz gelişmeler Türkiye ekonomisini çok etkiler. Orada sadece Kürtlere, Şiilere, Sünnilere karşı bir operasyon yapılmıyor. Bütün Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi, yeniden tasarlanması ile ilgili bir operasyon yapılıyor. Çünkü İngiltere şimdiye kadar sessiz kalırken yeni bir açıklama yaparak askeri olarak sıcak bakmasalar da, insani yardım ile bu operasyonun içinde yer alacağını açıkladı” diye belirtti.

KISA VADEDE IRAK’TA İSTİKRAR MÜMKÜN DEĞİL

Irak’ta yaşanan krizin Suriye’den bağımsız olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Küçükcan, “İŞİD çekilip tekrar Suriye’ye gidebilir. Burada, bu askeri gelişmeler olurken bir siyasal proje olması gerekiyor. Şu an Irak’ta en büyük problem siyasi bir projenin olmayışından kaynaklanıyor. Maliki’nin yeni hükümeti kurma noktasında görevlendirilmemesi önemli bir nokta.

Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurma görevi yeni başbakana verildi. Irak ciddi bir şekilde etnik ve mezhepsel konularda parçalanmış durumda. Dolayısıyla şu anda öyle bir durumdayız ki sadece askeri operasyonlarla, Irak’taki sorunun çözülmesi mümkün görünmüyor. Çünkü şimdiye kadar bahsettiğimiz fay hatları ile çok ciddi oynama oldu. Kısa bir süre içerisinde çözülmesi mümkün değil” diye konuştu.

BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN’I İSTEMEYENLER VAR

Bağdat yönetimi ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasında devam eden bir güç mücadelesi olduğunu söyleyen Küçükcan, “Kuzey Irak’ın sadece silahlandırılması değil, diğer açılardan da konunun ele alınması gerekiyor. Ekonomik olarak yapılanması, siyasi meşruiyetin kazandırılması, uluslararası anlaşmalar… Tüm bunlara bakıldığında aslında Bağdat ile Kuzey Irak arasında devam eden bir güç mücadelesi var. Diğer taraftan da 2003 yılından itibaren ABD’nin işgali ile başlayan çok ciddi bir istikrarsızlık var. Burada her grup kendisine bir alan açmaya çalışıyor.

Elbette şu an en rahat ve güvenli bölge Kuzey Irak çünkü orada belli bir yapı var. Ekonomik olarak da özellikle petrolden ve enerji kaynaklarından pay alma girişimleri var. Kuzey ırak ekonomik anlamda çok büyüyecek. Diğer taraftan askeri alanda güçlendirilecek. Bundan sonraki adımda bağımsız bir Kürt devleti kurmak var. Bundan memnun olacaklar da vardır. Aynı zamanda memnun olmayanlar da olacaktır” dedi.

TARİHSEL DÜŞMANLIKLAR KÖRÜKLENİYOR

Ortadoğu’da tarihsel düşmanlıkların tekrar nüksetmesi yönünde aktörlerin ciddi planları olduğunu söyleyen Küçükcan, “Ortadoğu’da şu anda ortada olan aktörlerin perde arkasına bakmak lazım. Bu aktörlerin arkasında kimler var? Ortadoğu’da uzun yıllardır devam eden savaşlarla net bir şekilde görüldü.

Bunu daha önce Irak’ta, Libya’da ve şu an Suriye’de açık bir şekilde hala görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında bu çok karmaşık bir olay ve tarihsel düşmanlıklar tekrar nüksetmeye başladı. Yani Kürtlerin Halepçe’yi unutması mümkün mü? Elbette değildir. Bu coğrafyada yeni devletlerin kurulması, sınırların yeniden çizilmesi gibi pek çok şey var. Özellikle bunu Ortadoğu için rahatlıkla söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir