• DOLAR 32.328
  • EURO 35.13
  • ALTIN 2300.783
  • ...
İnsanların Övgüsü İçin Örtünmedim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Halkın yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu ülkemizde Müslümanlara yönelik baskılar ve zulümler cumhuriyetin kurulması ile başlayıp günümüze kadar devam etti. Müslüman âlimler İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilirken, binlerce Müslüman darağacına gönderildi. Devlet imkânları ile Müslümanlara çok büyük zulümler yapıldı. Bu zulümleri anlatmak için binlerce kitap yazılsa bile yetersiz kalır. Müslüman olduğu için üniversite kapılarından içeri giremeyen ve başlarını açmak zorunda kalan bacılarımızın sessiz çığlıkları hiçbir zaman unutulmayacak. Bu zulmü reva görenler acınacak bir halde tarihin çöplüğünde yok olup gidecekler. Yaptıkları bu zulmün hesabını, hiç kimsenin en ufak bir haksızlığa uğramayacağı günde Allah’a verecekler.

KEMALİST REJİMİN BAŞÖRTÜSÜ DÜŞMANLIĞI

Başörtülü Müslüman bacılarımız, Kemalist rejim için en büyük tehlike olarak görüldü. Bu zulmünden binlerce kişi nasibini aldı. Kimisi o günlerde yaşadığı zulmü anlatmak ve hatırlamak istemiyor. Başörtüsü ile üniversiteye girişlerin yasaklandığı ve başörtüsünün Kemalist rejim için büyük bir tehlike olarak görüldüğü dönemde imam hatipten mezun olan Serra Karaçam da bu zulme maruz kalanlardan sadece birisi. Karaçam, tekrar nasıl örtünmeye karar verdiğini ve başını açmaya zorlandığı o günleri anlattı.

‘BAŞÖRTÜSÜYLE OKULA KAYIT YAPAMAZSIN’

Kazandığı üniversiteye kaydını yapmak için gittiğinde başörtüsünü çıkartarak kayıt yapmak zorunda bırakıldığını ifade eden Karaçam, o günü ‘O gün benim için çok ağırdı’ diyerek anlatıyor. Nasıl ağır olmasın ki Allah’ın emrettiği başörtüsünü kendisi için tehdit olarak gören Kemalist rejimin koruyucuları, başörtüsüne karşı kaybedecekleri bir mücadeleyi başlatmıştı. 28 Şubat Post modern darbesinin toplumda açtığı tahribatın etkilerini bugün daha iyi görebiliyoruz. İslam kimliğinden koparılmış olarak yetişen bu nesil bugün bunalımda. Kimisi uyuşturucunun pençesine, kimisi de daha kötü yollara düştü. Sözü daha fazla uzatmadan sizi Serra Karaçam ile yaptığımız röportajımızla baş başa bırakıyoruz…

‘ÇOCUK SAHİBİ OLUNCA ÖRTÜNME KARARI ALDIM’

Örtünmeye nasıl karar verdiğinizi ve bunda neyin etkili olduğunu anlatır mısınız?

Çocuk sahibi olunca Allah’ın örtünme emrini fark ettim. Yerine getirmemekten rahatsız olduğumu gördüm. Çocuk hassas bir sorumluluk... Aslında Allah’a minnet hissi ile kulluk bakış açım derinleşti. Bazen belalar, zor durumlar sizi dine itaate iter. Bende, minnet ve çocuğumun mükemmelliği ve onu bu dünyadaki tehlikelerden Allah’a emanet ederken duyduğum borçluluk hissi etkili oldu. Kimine göre bütün çocuklar zaten masum ve yaratıcı onları zaten korur. Ama ben evlatlar üzerinden imtihan edilmekten korktum. Tekken kendinizden sorumlusunuz ama çocuk olunca iş değişiyor. Eylemlerinizin karşılığından o da etkilenebilir çünkü.

‘O GÜNLERİ ANLATMAK İSTEMİYORUM’

Siz İmam Hatip mezunusunuz. Üniversiteye kayıt yaparken ne gibi zorluklar yaşadınız anlatır mısınız?

Bunları anlatmak istemiyorum. Ajitasyon nitelemesi ile karşılaşmak ve sahte siyasi mesaj atıfları oluyor. Zira ben başımı açarken çok zorlanmakla birlikte bir süre sonra sadece başımı açmış değil, kıyafet kodlarını tamamen tesettür dışına çıkarmıştım. Bu, açarken zorlanmadığım anlamına geliyor kimileri için... İster başörtüsünü sonradan açmış ister hiçbir zaman örtmemiş biri olsun onun nasıl giyindiği, İslam inancındaysa, o bireyin Allah’a karşı sorumluluğudur. Bu konu üzerinden yorumları gereksiz ve herkesin bireysel hikâyesine saygısızlık olarak görmekteyim.

‘O GÜN BENİM İÇİN ÇOK AĞIRDI’

Başörtüsü ile okula kayda gittim. Öğrenci işlerinde genç bir kadın bir oda ayarlamıştı. Kimsenin görmediği bir yer. Örtülü bayan öğrenci adayları girip başını açınca kimlik fotoğrafınızı çekiyordu. Galiba bir perde ayarlanmıştı. Okulun ilk yılıydı. Yeni bir okuldu. Siyasal İslamcı olarak nitelenen bir parti iktidarda değildi. O gün benim için çok ağırdı. Saçımı kimse görmedi aslında. Okulun bunu sağlaması içimde iyi polis kötü polis hissi doğurdu. Bu ayrımcılığın nedenini anlayamamıştım. İnanç, o kadar büyük bir problem doğuran bir konumuydu diye sorguluyordum. Zaten kat sayı nedeni ile puan düşümü olmuştu. Bu konuyu ilk yıl okul mütevelli heyetine bir dilekçe ile ilettim. Ve okul bana not ortalaması kaydı ile sürecek vakıf bursu sağladı. İmam Hatip mezunu olduğum için yaşadığım puan durumu dengelendi. Bu imkâna tüm arkadaşlarım sahip değildi. Zira ilk yıl için ücretli kayıt yaparak bu dilekçeme olumlu cevap gelene kadar ödeme yapma imkânımız vardı bizim. Baş açmaya dönersek, kayıttan bir süre sonra okul açıldı. Bir peruk almıştım. Daha ilk gün onu takamayacağımı anladım. Şimdi bunu bir zayıflık olarak niteliyorum. Aslında bilinçli tercih peruk olmalıydı. Bana gülünç gelmişti. Dünyayı gördükçe, ABD’de özellikle, inançları gereği perukla gezen Yahudi kadınları bilmiyordum. Bunun dinen bir alternatif olacağına inansam da gülünç olmak istemedim. Nefis işte. Yanılttı beni.

‘ÖRTÜNME BANA HUZUR VERDİ’

Örtünmeye karar verdikten sonra hayatınızda manevi olarak nasıl bir değişim oldu?

Bu da çok bireysel olarak değişen bir durum. Benim deneyimimden genelleme çıkarmak doğru olmaz. Farzlar ve haramların önceliği de fıkhi bir durum. Bunları, herkesin eylemler bütününde Allah değerlendirecektir. Örtününce bir tamamlanma oldu. İbadetten aldığım tat manevi rahatlama hep aynıydı. Örtünmenin huzuru eklendi.

‘KADIN GÜZELLİĞİNİ SADECE EŞİNE GÖSTERMELİDİR’

İslam, bir kadının güzelliğini sadece eşine karşı göstermesi gerektiğini emrediyor. Bu bağlamda neler söylemek istersiniz?

Evet. Bu durum bence kadın doğasına da erkek doğasına da uygundur. Eş seçen kadın için kadının iradesinin uzantısı aslında. Elbette örtünme de eş seçme de rıza ile olacak şeyler. Gönüllülük imanın temel doğasıdır.

‘İNSANLARIN ÖVGÜSÜ İÇİN ÖRTÜNMEDİM’

Örtündükten sonra çevrenizden olumlu veya olumsuz tepkilerle karşılaştınız mı?

Beni tanıyanların tepkisi olmadı. Onlar için ben aynı kişiydim. Tanımayanların farklı uçlarda yorumları oldu. Siyasi atıf, çıkar için kapanma yorumları oldu. Bu iş insanların övgüsü ve yergisi için değil. O nedenle bunun bir önemi yok.

‘İNSANI İMANI KORUR’

Örtünme ile ilgili neler söylemek istersiniz?

İnsanı imanı korur. Bu da eylemler bütünü ile ilgili yine. Ancak inancınızın mesajını size ve karşınızdakine hatırlattığı için koruyucu olabilir. Çok iddialı konuşmamak lazım. Sizin, bunun ne kadar bilincinde olduğunuz önemli. Karşı tarafın da bu manayı bilip, saygı duymaya anlayış potansiyeli varsa çalışıyor bu sistem.

‘ALLAH ÖRTÜNÜN DİYE EMREDİYOR’

Son olarak gazetemiz aracılığıyla neler söylemek istersiniz?

Bu çağrıyı Allah yapmış. Ben bir misyon ile haddimi aşmak istemem. Ancak Allah’ın rızasını kazanmak isteyenlere Allah kapılar açıyor. Korktukları gerçekleşse de aşma gücü geliyor. Bu konuyu bireysel karar olarak görsünler. Kimseyi ikna etmelerine gerek yok. Yaşadıkları çevrede kendilerini şahıs olarak sevenler buna takılmayacaktır. Bu dünyanın peşinde koşarsak dünya kaçıyor. İnsanları memnun etmek ama Allah’ı memnun etmeyi önceleyebilerek bunu yapmak... Ölüm sonrası hayatı öncelerseniz dünya sizin peşinizde oluyor...

SERRA KARAÇAM KİMDİR?
Serra Karaçam, 1983, İstanbul doğumlu. Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. TGRT, STAR, 24, TRT kanallarında dış haber editörlüğü, haber spikerliği görevlerinde bulundu. TRT’de Medya Müfettişi adlı programı hazırlayıp sundu. Al Jazeera Türk’te bir süre çalıştı. Şu anda Ekonomi Gazetesinde yazıyor.

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir