Karar Dosya Üzerinden Verilecek
22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen 49 polis için karar bu akşam açıklanacak. Sorgusu yapılamayan 17 polis hakkındaki karar, polisler dinlenmeden dosya üzerinden verilecek.
22 Temmuz soruşturmasında mahkeme, ifadesi alınmayan şüphelilerin dinlenmeyerek dosya üzerinden karar verilmesine, dosyanın kapsamlı oluşu gözetilerek, kararın saat 21.00`de tüm şüpheli ve avukatlarının yüzlerine adliyenin en geniş salonunda okunmasına karar verdi.
Usûl tartışması sorgulamayı durdurdu
Gülen Cemaati`ne yönelik başlatılan iki soruşturmadan biri olan "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen şüpheli polislerden kalan 21 kişinin sorgusuna sabah 9.30`da başlanacağı açıklanmıştı. Ancak avukatların mahkeme salonuna 11.45`te gelmesi hem sorgunun geç başlamasına hem de yeni bir krize neden oldu.
Sorgu sırası gelen polis memuru Hasan Basri Kahraman`ın avukatlarının gecikmesi nedeniyle Hakim İslam Çiçek, polis tutanaklarının ve savcılık beyanlarının okunmadan sorguya geçilmesine karar verdi.
Avukatlar ise bunun usûle uygun olmadığını savundu.
Sanık avukatlarından Ömer Turanlı, Hakim İslam Çiçek`in tutanakları okutturmadan işlemleri tamamlamak istediğini, ifade tutanaklarının mahkeme önünde Ceza Muhakemeleri Kanunu`na göre okunması gerektiğini belirterek itiraz ettiğini söyledi.
Daha sonra avukatlar Murat Akkoç, Ahmet Özer ve İsmail Yanar cüppelerini çıkarıp duruşmayı terk etti. Bunun üzerine Hakim Çiçek Baro`dan avukat çağırdı. Çiçek`in gelecek yeni avukatlarla kalan 21 şüphelinin yargılamasını sürdürmek istediği belirtildi. Ancak akşam saatlerine kadar ancak dört polisin sorgusu yapılabildi. Sorgusu tamamlanamayan 17 polis kaldı.
"Birtakım tatsızlıklar..."
Sorgusu tamamlanan polislerden biri İstanbul Terörle Mücadele Şubesi`nin eski müdürü Yurt Atayün...
Atayün`ün sorgusunun ardından gazetecilere bir açıklama yapan avukatı Ömer Turanlı, sorgu işlemlerinde "birtakım tatsızlıklar" yaşandığını belirterek, "Yaşanan tatsızlıkları mahkeme zabıtlarına yansıtmaya çalıştık. Fakat bu sorgu işleminde, aynı Emniyet Müdürlüğü`ndeki gibi sıkıntılar burada da yaşandı. Atayün`ün gözaltı süresi dolduğu için emniyette ifadesi tamamlanamadı. Mahkeme sorgusunda ise dosya ve delilleri tamamen müvekkilimize inceletilemedi" dedi.
Avukat Turanlı mahkemede "Bir saatte savunmanızı bitiriyorsanız bitirin, bitirmiyorsanız hukukun gereğini yapacağım" dendiğini, müvekkilini savunmak için tanınan yasal hakların kısıtlandığını iddia etti.
Avukat Turanlı, ayrıca, "Duruşma salonunun önünde yüzlerce Terörle Mücadele Şubesi polisi vardı. 50 avukat varsa, 500 tane de polis var. Bu psikolojiyle duruşmaya girdik. Bu psikolojiyle savunma yaptık. Bu psikolojiyle yapılan savunma hukuken geçerli değildir, batıldır. Balyoz ve Ergenekon`daki taşkınlığın binde biri bile burada olmadı. Bu kadar polise ne gerek var?" dedi.
8,5 saat süren sorgu
22 Temmuz operasyonu kapsamında tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen, aralarında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi`nin eski müdürü Yurt Atayün`ün de bulunduğu 49 kişinin sorgusuna saat 10.00`da başlandı.
Atayün`ün sorgusu yaklaşık 8,5 saat sürdü. Saat 22.00 itibariyle 20 zanlının sorgusu tamamlandı.
Sorgular devam ederken, zanlıların avukatları koridordaki polis sayısının azaltılması ve kurulan bariyerlerin kaldırılması için sorgulamayı yapan Hakim İslam Çiçek`e talepte bulundu. Ancak Hakim Çiçek, "Güvenlik gerekçesi ile bu önlemler gerekli" yanıtı verince, avukatlar "Bu koşullar altında müvekkillerimizin sorgusuna katılmayacağız" diyerek sorgulamalara girmediler. Avukatların bu durumu gazetecilere duyurmak için basın açıklaması yaptığı sırada, sorgulamanın sürdüğü kattaki polis sayısı azaltıldı ve bariyerler kaldırıldı.
Mahkemeye sevk edilen 49 kişiden 12`sinin avukatı olan Murat Akkoç adliyenin önünde yapılan basın açıklamasında, baro odasından mahkeme salonuna kadar iki bariyer ve yaklaşık 200 de polis konulduğunu söyledi.
Polislerin telefonları toplandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gözaltındaki polislerin telefonlarının olmasını ve içeriden çektikleri fotoğrafları bu yolla paylaştıkları gerekçesiyle Adalet Bakanı’nı uyardığını söylemişti.
Gözaltındaki polislerin telefonlarına el konulmuş, cumartesi günüyse teslim edilmişti.
Telefonların yeniden el konulması üzerine polislerin avukatları; “Hakkında el koyma kararı bulunmayan telefonlar, cumartesi gecesi gözaltı süresi dolunca müvekkillerimize iade edildi. Bu sabah yeniden kendilerinden alınarak bize teslim edildi, biz de adliyenin kapısında bekleyen ailelerine teslim ettik" dedi.
Avukatlar telefonların yeniden sahiplerine verilmesi için dilekçe yazacaklarını söyledi.
Hakan Şükür`den yanıt
Başbakan Erdoğan, Hakan Şükür`ün de aralarında olduğu bağımsız milletvekillerinin gözaltındaki polisleri adliye nezarethanesinde ziyaret edip fotoğraf çektirmesini ve bunu sosyal medyada paylaşmasını eleştirmiş, bunun suç olduğunu söylemişti. Hakan Şükür bu eleştiriye Twitter`dan yanıt verdi. Şükür mesajında, HDP milletvekillerinin İmralı Cezaevi`nde PKK lideri Abdullah Öcalan ile çektirdiği fotoğrafı koyarak, `Kimi vekillerin zanlılarla fotoğraf çektirmesi suç, kimi vekillerin hükümlüyle fotoğraf çektirmesi değil, öyle mi?" diye yazdı.
Polislerin aileleri adliye önünde bayramlaştı
22 Temmuz Operasyonu kapsamında gözaltında bulunan 49 kişinin aileleri Ramazan Bayramı`nın ilk gününü adliye önünde geçirdi.
Çağlayan`daki İstanbul Adalet Sarayı`nın önünde sabah saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan aileler sıraya girerek bayramlaştılar.
Adliye girişinin çevik kuvvet ekiplerince barikatla kapatılması üzerine aileler basın açıklamalarının yapılmasına izin verilen geniş bir alanda bayramlaştı.
Masalar kurarak tatlılar, çikolatalar ikram eden ailelerle bayramlaşmaya, tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilip serbest bırakılan Emniyet Amiri Kadri Cemil Yiğit de katıldı. Meslekte 14 yılını doldurduğunu ve ilk defa bir mahkeme aşamasına şahit olduğunu belirten Yiğit, "Sadece işimizi yaptığımıza inanıyoruz. Yaşamak istemediğimiz şeyleri yaşadık" dedi.
Kaynak: DHA