• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
"Babamın çıkacağı günü özlemle hayal ediyorum"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR – Onlarca yıldır kendilerine yaşatılan zulümlerin artık dayanılmaz bir hal aldığını ve çocuklarının çeşitli bahanelerle kendilerinden uzak diyarlara sürgün edilmesine tepki gösteren Hizbullah mahkûmlarının aileleri, son dönemlerde yaşadıkları şeylerin inanılmaz gelişmeler olmasına rağmen İslami hassasiyetlerinden dolayı cezaevine atılan Müslümanların bunlardan istifade ettirilmemesinin vicdansızlık olduğunu ve adaleti yaraladığını söyledi.

Onlarca yıldır çocuklarının bayram sevincini zindanlarda karşıladığını ve anne, baba, eş, abla olarak bayramı kilometrelerce yolu teperek geçirdiklerini belirten mahkûm yakınları, ne bu bayram nede başka bir bayramda çocuklarını yalnız bırakmayacaklarını, çocuklarının uzak yerlere sürülmelerinin aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirdiğini ifade etti.

“Böylesi bir zulmün sebebini anlamak mümkün değil”

Tutuklu olan Ekrem Klavuz’un babası 63 yaşındaki Abdurrahman Klavuz, oğlunun 14 yıldır ceza evinde olduğunu ve 14 yıldır evlatlarına reva görülen bu zulmün acısıyla acı bayramlar geçirdiklerini söyledi.

Kendilerine yaşatılan tüm bu zulümlere rağmen hiçbir şekilde oğlu Ekrem’den dolayı bir hoşnutsuzluğunu olmadığını, kendisiyle ve onun gibi olan Müslüman gençlerle gurur duyduğunu söyleyen Abdurrahman dede, “ Sadece bayramlarda bu acıyı yaşatmadılar bize. Ekrem’in annesi 3 yıl önce vefat etti. Oğluna hasret gitti ve böyle bir günde bile taziyesine gelmesi için müsaade edilmedi. Annesinin birçok rahatsızlığı vardı. Yüzlerce kilometre yolu gidip gelene kadar her seferinde birçok sıkıntı yaşıyorduk. Ve nihayetinde bu acıları yüreğinde götürdü. Bu gün bende aynı durumdayım. Tokat’a sürgün edilmiş olan çocuğumuzu görebilmek için her ay yüzlerce kilometre gidip gelmek durumundayız. Böylesi bir zulmün sebebini anlamak mümkün değil.” yaşadıkları acılara karşı tepkisini dile getirdi. 

“Bir Müslüman’ın camiye gitmesini engellemek kadar büyük bir suç, büyük bir zulüm yoktur”

Oğlu Ekrem’in tek suçunun Müslüman olması ve camiye giderek Kuran dersi vermesi olduğunu söyleyen Abdurrahman dede, bir İslam ülkesinde çocukları camiye gittiği ve Kuran dersi verdiği için 3 çocuğunun hapse atıldığı bir baba olarak kendisine yapılmış zulmü dile getirmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Abdurrahman dede, “ Bir Müslüman’ın camiye giderek Kuran dersi almasından ya da Allah’ın kitabını insanlara öğreterek onları kötülükten men etmesinden daha güzel ne olabilir? Ben, bunun neresinin kötü olduğunu anlamadım. Aslında, bir Müslüman’ın camiye gitmesini engellemek kadar büyük bir suç, büyük bir zulüm yoktur. Allah biliyor ya; Benim çocuklarım bazen camiye gidiyor diye onlara da bize de zulmetmek için evimize baskın yapıyor ve evlerimizde karakol kuruyorlardı. (ağlayarak) Nedir bu? Kimin namusunu talan etmişlerdi. Diyarbakır’da her gün yüzlerce ev soyuluyor. Her gün onlarca insanın namusuna saldırılıyor. Bir gün olsun bu suçların önüne geçmek için böyle bir çaba içerisine girdiler mi? Hayır, vallahi onların tek derdi vardı, Müslümanlar, bu topraklarda İslam’a hizmet eden gençleri bitirmek. Toplumu dinsizleştirmek. Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Bizler bu zulmü kabul etmeyen çocuklarımızın arkasında olacağız. Onların bu zulme boyun eğmediği, haktan yana tavırlarını çok net olarak sergiledikleri gibi bizlerde bu haksızlığın karşısında boyun eğmeyeceğiz.” İfadelerini kullandı.

“Baba, anne üzülmeyin. Bu yaşadıklarımızın tamamı Allah rızası içindir”

“Allah’ta biliyor ya oğlum Ekrem cezaevine düştüğünden bu yana o bizi teselli ediyor” diyerek hıçkırıklara boğulan Abdurrahman dede, “Ekrem bana bir gün nasihat ederken şunu söylemişti. ‘ Baba, anne üzülmeyin. Bu yaşadıklarımızın tamamı Allah rızası içindir. Kendinizi fazla üzmeyin. Aslında morallerinizin yerinde olması lazım. Çünkü bir çocuğunuz İslami bir davadan dolayı güzel bir bedel ödüyor. Ve sizler, hamd olsun bununla başınız dik geziyorsunuz.’demişti. Hakikaten düşündüğümde dediği doğrudur. Dünya üzerinde, şu bayram ağzında Müslümanların çektiği zulümlere baktığımızda Allah’ın rızasını kazanmanın o kadar kolay olmadığını görebiliyoruz. Allah biliyor ya; Biz Ekrem’den razıyız. İnşallah Ekrem’de bizden razıdır.” İfadelerini kullandı.

“Babamızla gurur duyuyoruz”

14 yıldır İslami çabasının bedeli olarak kendisine ağır bir bedel ödetilen Ekrem Klavuz’un tutuklandığında bir 2 diğeri ise daha doğmamış olan 2 oğlu babalarının geri geleceği günün özlemini çektiklerini ve babalarının evlerine geldikleri günü hayal bile edemediklerini söyledi.

Böyle bir hayalin nasıl kurulacağını bilmediğini söyleyerek babasına olan özlemini dile getiren Hüseyin Klavuz, (16) “babamızla gurur duyuyoruz. Evet, o olmadan çok gün geçirdik. Bayramlar onsuz geçiyor. Ancak buna da alıştık. Ancak umut ediyorum ki Rabbim bir gün o’nu bize gönderecek.” İfadelerini kullandı.

13 yaşındaki Ahmet Klavuz ise babasını dışarıda hiç görmediğini ve hep bunun özlemini duyduğunu belirterek, “babamı ilke gördüğümde babama amca demiştim. Bana orada söylemişlerdi babam olduğunu. (Ağlayarak). Babamın çıkacağı günü özlemle hayal ediyorum.” ifadelerini kullandı.(Fikret Özkan-Hamza Adiyaman  / İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir