Allah’a hamd, rehberimiz Muhammed (As.)’a salat ve selam olsun.
Ramazan ayı ki Kur’an’ın indirilmeye başlandığı geceyi barındıran rahmet ve mağfiret ayı…
Recep, Şaban derken mübarek ay olan Ramazan ayına da hayırlısı ile girdik. Allah Teâlâ bu ayı layıkıyla geçiren kullarından eylesin.
Ramazan ayının bu günlerinde, İslam toplumunun içinde bulunduğu şu durumu belirtmeden geçemeyeceğim. Suriye de kanlı savaş, Irak’taki iç savaş, Myanmar’daki Müslüman kıyımı, güney Sudan’daki Müslüman avı, Mısır, Mali, Filipinler, Gazze kısacası Müslüman coğrafyanın hemen hemen her yerine kan ve gözyaşı hâkim. Müslümanlar birlik olamamanın bedelini dünyanın her yerinde acı bir şekilde ödüyorlar.
 

Müslümanlar tek vücut olamadıkları sürece zalimlerin zulmü devam edecektir. Allah Teâlâ kitabında belirttiği gibi, “ Hepiniz, Allah’ın ipine sarılın, ayrılıp tefrikaya düşmeyin”…(Ali İmran 103) ayetini kendimize düstur edinmemiz ve bu gaye üzere tek cemaat olmamız gerekir. Müslümanlar arasındaki mezhep çatışmaları ve ayrılıklar sadece zalimlerin hoşuna gidiyor.
Ramazan ayını geçirdiğimiz bu mübarek günlerde, Müslüman kardeşlerimiz için yapabileceğimiz şeylere de değinmek gerekir.
Ramazan ayında İslam âleminde tarif edilemeyen bir heyecan olur. Bunun sebebi de rahmet ve mağfiret ayında olmamızdandır.
Ramazan ayında Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Böylece umulur ki takva dairesine girer, fenalıklardan sakınırsınız.” (Bakara Suresi, 2/183) ayetini iyi anlamalı, kendimizi günahlardan muhafaza etmeli, insanlar ile samimiyetimizi artırmalı, Kur’an’ı bolca okuyup anlamak için gayret etmeli ve Müslüman kardeşlerimiz için bol bol dua etmeliyiz.
İçinde bulunduğumuz zamanı iyi değerlendirmek Müslümanın görevleri arasındadır. Biz Müslümanlar bize verilen görevleri elimizden geldiği şekilde yerine getirmeliyiz.
 

Ramazan ayını iyi anlamak, onun getirdiklerini ve götürdüklerini bilmekten geçer. Ramazan geldiği zaman toplumda bir kaynaşma, hoşgörü, muhabbet ortamı olduğu gözlenir. İşte bizim de bu ayı en güzel şekilde geçirmemiz gerekir. Ramazan ayı giderken en azından bizden hoşnut olarak gitmelidir. Ramazan ayının adaplarına hürmet edersek bu görev en güzel şekilde yerine getirilmiş olur.
Bir hadisi Kutsi’de Allah Teâlâ, “Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir ve mükâfatını da ben vereceğim.” (Buhari) der. Yani biz bu ayda bağışlanmak için bir adım atsak Allah Teâlâ tabiri caizse adeta bize doğru koşarak gelir.
 

Müslümanlar! Allah’ın mübarek kıldığı bu ayı en güzel ve İslam adabına yakışır şekilde dolu dolu geçirelim. Ramazan ayının İslam âlemi için bir vahdet vesilesi olması için bolca dua edip Allah’a yalvaralım. Kur’an’a sarılıp onun emirlerini yerine getiren kullardan olmamız için azimle çalışalım.
Allah Teâlâ’dan Müslümanlara vahdeti nasip edip yekvücut olmaları için güç ve kuvvet vermesini ve İslam âlemindeki bu kargaşaların son bulmasını niyaz ediyorum…
Allah’a emanet olunuz…

M. Miraç Aslan / İstanbul (Ayazağa) - Yaş: 17