Fakire uzanan `Merhamet Eli`
Bingöl`de yardım çalışmalarıyla fakir ve kimsesizlerin, kimsesi haline gelen Merhamet Eli Gıda Bankası yetkilileri ile sürdürdükleri faaliyetler ve hedefleri hakkında konuştuk.
BİNGÖL - Yardım çalışmalarıyla fakir ve kimsesizlerin, kimsesi haline gelen Merhamet Eli Gıda Bankası, Bingöl’de takdir gören kurumlar arasında yer alıyor. Derneklerinin kurulduğu günden bu yana zengin ile fakir arasında hayır köprüsü vazifesi yürüttüğünü ifade eden dernek başkanı Mehmet Tamaç, sürdürdükleri faaliyetler ve hedefleri hakkında İlke Haber Ajansına konuştu.
İşte Merhamet Eli Gıda Bankası Mehmet Tamaç ile yaptığımız röportajın tüm detayı:
Dernek olarak nasıl bir hizmeti esas alıyorsunuz?
Muhtaç bırakılmış, fakir kalmış ve hakları elinden alınmış yâda olan haklarını almada eksik kalmış, insanlara yardımcı olmayı mağduriyetlerini gidermeyi ve muhtaçlıkları düzeyinde onlara yardımcı olmayı hedef edindik.
Derneğiniz ne zaman kuruldu? Kurulduğu günden bu yana ne kadar insana ulaştınız?
Derneğimiz 2012 yılında kuruldu. İki yıla yakın bir süredir, hizmet vermekteyiz. Bu süre içinde tespit ettiğimiz mağdur aile sayısı bin civarındadır. Bu insanlara yılın belirli zamanlarında yardım ediyoruz. İki yıllık süre zarfında yaklaşık 250 ile 300 bin TL yardımda bulunduk.
Çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Örneğin kendilerine yardım edecek aileleri nasıl tespit ediyorsunuz?
Yardıma muhtaç aileleri şu şekil tespit ediyoruz. Nüfus kayıt örneği, ikametgâh ve nüfus cüzdanı fotokopisini istiyoruz. Bunlarla birlikte bir dilekçeyle bizlere başvurmasını istiyoruz. Yapılan başvurudan sonra kendi ekibimizle evlerine gidiyoruz. Bizatihi başvuranların evlerine gidip maddi durum tespitinde bulunuyoruz. Daha sonra başvuran aileyi tanıyan birinden de aile hakkında bilgi ediniyoruz. Aile tarafından verilen bilgi doğru mudur? Değil midir? Şeklinde bilgi edinerek ailenin durumunu tamamen ortaya çıkarıp hangi derecede fakir bir aile olduğunu bu şekil tespit ediyoruz.
Yaptığınız çalışmalar bir nevi bir kamu hizmeti gibi. Dolayısıyla süreklilik gerektiren bir hizmet. Böylesine zor bir hizmetin devamlılığını sağlamayı nasıl başarıyorsunuz?
Aslında bu yaptığımız işin Devletin eliyle yapılması gerekiyor. Bu konularda bölgede Devlet yetersiz kalıyor. Mağdur ve biçare insanların sayısı çok. En muhtaç biri dahi bazen Devletin belirlediği kriterlere girmiyor. Dolayısıyla Devletten herhangi bir yardım alamıyor. Yaptığımız bu yardımların sürekliliğini Allah’ın yardımına bağlıyoruz. Ayrıca ilimizde hayırsever insanlar da vardır, söz konusu hayır olunca cömertçe davranıyorlar. Fakirlere yardımlarını esirgemiyorlar. Bingölümüzde fedakâr insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
Ne tür yardımlarda bulunuyorsunuz?
Elimizde bulunan imkânlar kısıtlıdır. İmkânlarımız çerçevesinde fakir ve muhtaçlara mağduriyet derecelerine göre; gıda, giyim, nakdi ve kırtasiye yardımlarında bulunuyoruz. Bazen imkânlar nispetinde ev eşyası yardımında da bulunuyoruz.
Bu tür hizmet eksenli çalışmalarınız için ne oranda destek görüyorsunuz? Sizce bu destekler yeterli mi?
Tam manada istediğimiz şekilde gelen destek yok, bundan dolayı bize başvuran fakirlerin bütün ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Mesela fakirlere bir maaş veremiyoruz. Buda büyük bir külfet, böylesi durumlarda devletin kendi imkânlarını kullanarak yardımda bulunması gerekiyor. Dolayısıyla İmkânlarımız kısıtlıdır. Yani devamlı bir şekilde bir fakire maaş verebilmemiz için bizim de sabit bir gelirimizin olması gerekiyor. Ama imkânlarımız kısıtlı olmasına rağmen devamlı her ay yardım ettiğimiz muhtaç ailelerimiz vardır. Bu fakir aileler hiç geliri olmayan insanlarımızdır. Dolayısıyla gelen destekler yeterli değildir.
Bu çalışmalarınıza başladığınız günü dikkate alırsanız, bu gün geldiğiniz noktayı kendiniz için yeterli olarak görüyor musunuz? Bu konuda hedeflediğiniz nokta nedir?
Bu işe başladığımızda sıfır imkânlarla başladık. Birkaç gönüllünün bir araya gelerek oluşturduğu bir dernek idik. Elhamdülillah bugün, bin aileye yılın belirli zamanlarında yardımlar ulaştırma noktasındayız. Yani birkaç kez yardım etme durumuna gelmişiz. Buda sevindirici bir durumdur. Ancak yeterli bir nokta değildir. Hedefimiz ise hiç bir muhtacın kalmamasıdır.
Maddi anlamda imkânları iyi olan insanlara bir çağrınız olacak mı? Özellikle toplumumuz için bir tavsiyeniz var mı?
Herkese sesleniyorum; kim olursa olsun bir insan muhtaçsa, fakirse onun da onuru vardır. Onun da insanlık onuru ve gururu zedelenmesin, ‘Kendimiz için istediğimizi başkası için de isteyelim’ fakir ve muhtaçların insanca yaşamaları için kendilerine bir zemin hazırlamamız gerekiyor. Biz dernek olarak bir kurum oluşturduk; bu dernek herkesin derneğidir. Dernek olarak bir fakire yardım ederken, hiçbir ayırım gözetmeden herkese eşit mesafedeyiz. Zengin ve durumu yerinde olan insanlarımız gelip bizimle işbirliği yapsın ulaşmayacağımız fakir ve muhtaç kalmasın. Biz dernek olarak yılın 12 ayında çalışıyoruz. Devamlı bir şekilde fakirlere yardım edebilmemiz için zenginlerin bizlere destek olmaları lazım. Sürekli bir yardımın olabilmesi içinde, sürekli bir şekilde bir desteğin gelmesi gerekiyor. (Nihat Kanat-İLKHA)