• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...
"Hat rızkın kapısıdır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

VAN – İlke Haber Ajansı muhabirine Hat sanatının inceliklerini anlatan bölgenin tanınmış Hattatlarından Ahmet Hüsrev Koyuncu, Hat Sanatının edep ile öğrenilebileceğini söyledi.

İşte röportajımız:

Hocam, Hat ve Hattatlık nedir? Bilgi verebilir misiniz?

Öncelikle hoş geldiniz Safalar getirdiniz. Böyle bir fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Çünkü gerçekten hat sanatı çok önemli bir sanattır, İslam sanatları içerisinde en başta olan bir sanattır. Dolayısıyla bu sanatı gündeme getirebilmek, gündemde tutmak gerçekten yaymak bizim, hepimizin bir görevi olmalıdır. Hat sanatı bir zamanlar tamamıyla kaybolma aşamasındayken -Allah razı olsun- bizim üstatlarımız hat sanatını kaybolmanın eşiğinden kurtararak tekrar gündeme getirdiler, bizler de onların yolunda gitmeye çalışıyoruz. Bununla beraber öğrenciler de, kursiyerler de yetiştirerek bunu inşallah ileriye doğru götürmeye gayret edeceğiz.

Hat sanatı, estetik kurallara bağlı kalarak ölçülü ve güzel yazı yazma sanatıdır. Hat Sanatı başta Peygamber Efendimizin döneminde vahyin ilk yıllarında Peygamber Efendimiz vahiy kâtiplerine hitap ederek hat sanatını gündeme getirmiş, hat sanatını tavsiye etmiştir. Dolayısıyla Peygamber Efendimizden sonra ve hatta o dönemde vahiy kâtipleri içerisinde Hz. Muaviye’ye hitap ederek, Ey Muaviye ya da başka rivayetlerde sadece kâtiplere hitap ederek, yazı yazarken bugün kullandığımız, hokka’yı, dikka’yı tarif etmiş, “Lika hazırla, mürekkebini likanın üzerine bırak, sonra kalemin ucunu kes, mürekkebini bol al, kalemini kestikten sonra likanın içine daldır, mürekkebi al ve yaz. Yazarken besmele ile başla, Besmele’nin ‘Be’ harfini biraz uzat, ‘Sin’ harfinin dişlerini aç, ‘Mim’ harfine gelince ‘Mim’ harfinin gözleri açık olsun, Lafzatullah’ı güzel yaz, ‘Er-Rahman’a gelince Er-Rahman’ın ‘Nûn’ harfini uzat, sonra Er-Rahim’e gelince Er-Rahim’i de güzel yaz.” diye peygamber efendimiz tavsiyelerde bulunmuştur.

Bu sanat günümüze kadar nasıl ve kimler sayesinde ulaşmıştır?

Bu görevi üzerine ilk olarak İmam-ı Ali efendimiz almış, kendisi de bizzat uğraşmış, kalemi nasıl açacağı öğretmiş, mürekkebi nasıl kullanılacağını kendisi öğrenmiş ve öğretmiş, kendi arkadaşlarına da vahiy kâtiplerine de öğretmiş ve dolayısıyla kendisi yazmış ve tavsiyelerde bulunmuş. Onlardan sonra gelen kuşaklarda peygamber efendimizin tavsiyesi üzerine nasıl yazı yazacaklarını, Kur’an-ı Kerim’i nasıl daha güzel yazacaklarını tavsiyelerde bulunmuşlar, tarif etmişler, ondan sonraki kuşaklar da bir yarış halinde kim acaba ben peygamber efendimizin söylemiş olduğu tavsiyeler doğrultusunda nasıl daha güzel bir harf yazabilirim, nasıl daha güzel bir Besmele yazabilirim, daha güzel bir Kur’an-ı Kerim yazabilirim şeklinde bir yarış başlamış, günümüze kadar da gelmiştir ve Hat Sanatının zirveye ulaştığı dönem, Osmanlılar dönemiydi. Osmanlılar döneminde padişahlar da, ilim ehli insanlarda gerçekten Hat Sanatına önem vermişlerdir. Kıymet verdikleri içinde dünyada hangi insanın böyle bir sevgisi varsa o insanlarda sevgisine ulaşabilmek için o sanatı görebilmek için, o sanatın zirvesine ulaşabilmek için İstanbul’un yolunu tutmuşlar, İstanbul’a gelmişler, İstanbul’da ki meşhur Hattatlardan ders almışlar, kendi bölgelerine giderek bu sanatı yaymaya başlamışlardır.

Hattatlığa ne zaman başladınız?

Biliyorsunuz bu yörelerimizde eskiden okullar pek yaygın değildi, medreseler yaygındı. 1979 yılında babam beni medreseye götürdü. Medreseye ilk giderken kitabın kapağı üzerinde ki yazılar, başlıklar dikkatimi çekiyordu, ben de yazmaya çalışıyordum, parmağımla, kurşun kalemle, medresede bizden daha büyük olan arkadaşlarımız, bu konuda daha deneyimli oldukları için zaman zaman defter yapraklarına yazıyorlardı ben de onları taklit ederek o günden itibaren başladım. Hep merak ediyordum, bu sanatı nasıl öğrenebilirim diye. Bu merakımdan dolayı Medreseyi bitirdikten sonra İstanbul’a gittim. İstanbul’da ilk olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Prof. Dr. Ali Alparslan hoca -Allah rahmet eylesin- ilk onun yanına gittim. Daha sonra Üsküdar’da Hasan Çelebi’nin yanına gittim, şuan yaşayan meşhur hattatlardandır, kendisi bütün hattatların üstadıdır. Daha sonra farklı hattatların yanına gittim onlardan ders aldım ve en son Ali Selçuk Erkut hocadan icazet aldım, nesih ve sülüs konularında icazet aldım.

Hat Sanatı ile amaçlanan nedir? Sadece süsleme için mi kullanılır?

Hayır, Hat sanatı tavsiyeler üzerine, mesela İmam-ı Ali Efendimiz buyuruyor, “çocuklarınıza hat sanatını öğretiniz, çünkü Hat rızkın kapısıdır.” diyor. Başka bir yerde diyor, “hat zenginler için marifet, padişahlar için süstür yâda padişahlar için marifet, fakirler için rızıktır.” Başka bir yerde helal rızık kapısıdır diyor. Ondan dolayı Hat Sanatı, sadece süsleme amaçlı değil, süsleme amaçlı olarak ta mesela, camilerimiz, türbelerimiz bunlar Hat Sanatı ile süsleniyor. Fakat asıl gaye Peygamber Efendimizin, “Allah güzeldir, güzelliği sever.” hattatlarda madem böyle bir şey var, başta yine İmam-ı Ali efendimiz düşünmüş, madem böyle bir şey varsa o zaman biz de Kur’an-ı Kerim’i en güzel şekilde yazmaya çalışalım. Peygamber Efendimizin hadislerini en güzel şekilde yazmaya çalışalım. Bazen Kur’an-ı Kerim’i okuduğumuz halde dikkatimiz dağılıyor, dikkat edemiyoruz ama güzel bir yazı ile yazıldığı zaman insanların dikkatini çeker. Ayrıca Peygamber Efendimizin hadislerini de bu şekilde ezberleyebiliriz.

Hat Sanatı ile calligraphy (kaligrafi) arasında ki fark nedir?

Calligraphy (kaligrafi) aslında Latince güzel yazı yazma sanatıdır. Yani Latin alfabelerin yazılış şekilleridir. Bize ait olmayan bir yazı şeklidir. Harf devriminden sonra bu alfabe içimize girince bizim hattatlarımız, ‘böyle bir yazı gelmiş, biz sahiplenelim, güzelleştirelim ve Kur’an-ı Kerim’in mealini üzerine yazarız, Peygamber efendimizin hadislerini üzerine yazalım. Bu yazıyı da hatta çevirelim ve güzelleştirelim’ şeklinde düşünmüşler ve bizim hattatlarımız bu güzelliği değerlendirmişler. Hattatlarımız ve üstatlarımız calligraphy (kaligrafi)’i hat sanatı olarak değerlendirmiyorlar.

Hattatlık yüzyıllar boyunca usta-çırak ilişkisi içerisinde devam ederek diğer nesillere aktarılmış bir sanattır. Sizinde çıraklarınız var mıdır?

2007’den bu yana öğrenmeye çalışanlara öğretiyordum. 2007 yılında Van’ın Gürpınar ilçesinde bir köyde fahri imamlık yaparken dışarıdan gelen kursiyerlere ve öğrencilere Hat Sanatını öğretiyordum. Daha sonra Van’da kurslar açıldı. Birçok kesimden gelenler vardı ve onlara ders verdim. Birçok arkadaşımız da kendini yetiştiriyorlar ve şuan icazet alabilecek durumdalar. 2-3 yıl sonra ise devam eden diğer öğrencilerimiz de inşallah icazet alacaklar.

Hat Sanatını öğrenmek isteyenler ne yapmalıdırlar?

Bu sanatı öğrenmek isteyen arkadaşlarımız başta bu sanatı sevecekler. Bu sanatı öğrenmenin şartlarından biri bu sanatı sevmektir, sonra sabırlı olacaklar. Yazı mütalaası çok yapmalıdırlar. Hat sanatını öğrenmenin şartlarından bir tanesi başta edeptir. Bir insan eğer Hat sanatını öğrenmek istiyorsa Kur’an-ı Kerim’in ve Peygamber Efendimizin sünneti dâhilinde edepli bir şekilde yazıya başlayacak, sevecek, meşk edecek ve sabırlı olacak.

‘VAV’ harfinin sırrı nedir?

‘VAV’ harfinin birçok sırrı açıklanmıştır. Kişi bunu kendine göre yorumlar. ‘VAV’ harfi insanoğlunun anne rahminde ki duruşudur ve daha sonra insanoğlunun secdeye varış şeklidir. Bu yüzden Osmanlı Döneminde hattatlarımız ‘VAV’ harfi üzerinde özel bir çalışma yapmışlardı. Mesela onlardan meşhur olan Hafız Osman, Kur’an-ı Kerim’i güzel yazması ile meşhurdur. Hafız Osman, ‘VAV’ harfi üzerinde daha çok çalışmıştır.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son olarak, bu sanatın yayılması konusunda, göreve alındıktan sonra Sayın Van İl Müftüsü Nimetullah Arvas hocamızın büyük gayretleri ile bu kurslarımızı genişlettik. Bu kurslarımız hızlı bir şekilde devam etmektedir. Birçok camide kurslarımız devam etmektedir. Sayın İl Müftümün gayretleri ve tavsiyeleri ile onun Hat Sanatına vermiş olduğu değerden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Hat sanatını öğrenmek isteyenlere kapımız her zaman açıktır, bize müracaat edebilirler, halk eğitim merkezine müracaat edebilirler, müftülüğe müracaat edebilirler. İnşallah öğretmek için ne gerekiyorsa yapacağız.

Ahmet Hüsrev Koyuncu kimdir?

Ahmet Hüsrev Koyuncu, 1966 yılında Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Hacı köyünde dünyaya geldi. 1979 yılında ilk olarak Gürpınar’ın Çavuştepe köyünde Şeyh Maşuk’un yanında medreseye başladı. Molla Hayrettin ve Şeyh Maşuk’un yanında ders almaya başladı. Daha sonra çevre illerde ki medreselerde ders alan Koyuncu, 1981 yılında İstanbul’a Hat Sanatı öğrenmek için gitti. Daha sonra Van’ın Gürpınar İlçesinin bazı köylerinde Fahri İmamlık yaptı. Van’da çeşitli kurslarda ders veren Koyuncu, halen Van Horhor Medresesi Camisinde imam hatip olarak görev yapmaktadır. Ahmet Hüsrev Koyuncu, evli ve 7 çocuk babasıdır. (Cihad Coşar - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir